Faydalı İçeriklere Ulaşın

En Çok Merak Edilen Konular Hakkında Detaylı Bilgi Edinmek için Tıklayın...

Erişim Paneli

Ücretsiz İçerikler ile Profesyonel Hazırlamış Detaylara Hakim Olun
Tıklayınız

Biz Kimiz

Hakkımda Daha Detaylı Bilgi için Tıklayın...

Erişim Paneli

Güven Her şeyden Önce Gelir. O Halde Beni Tanıyarak Başlayın.
Tıklayınız

TEMEL HUKUKSAL AÇIKLAMALAR VE KAVRAMLAR​

TSK personelinin hukuka dair günlük hayatta karşılaştığı pek çok konunun anlaşılması için temel hukuksal konu ve kavramlar bulunmaktadır.

GEÇMİŞE YÖNELİK MALİ HAKLAR

Hukuka aykırılığı saptanan sözleşme feshi, ayırma cezası, sözleşme yenilememe, güvenlik soruşturması nedeniyle ilişik kesme gibi işlemler nedeniyle statü dışında geçen sürede yoksun kalınan özlük ve parasal haklarının idarece faizi ile tazmini gerekir.

YOKLAMA KAÇAĞI/BAKAYA SUÇLARI

Askerlik çağına gelen yükümlülerin yoklama kaçağı ve bakaya eylemlerinden dolayı idari para cezası almalarına ve hatta bu suçlardan yargılanmalarına sıklıkla rastlanmaktadır.

TSK’DA GÖREVLİ DEVLET MEMURLARI DİSİPLİN HUKUKU

Milli Savunma Bakanlığı kadro ve kuruluşunda görevli devlet memurları TSK personelinden farklı olarak 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununa tabi değildirler.

AYIRMA DİSİPLİN CEZASI

TSK personeli için en ağır disiplin cezası ayırma cezasıdır. Ayırma cezası için esas ve usul yönünden çok ayrıntılı düzenlemeler bulunmaktadır.

ŞEHİTLİK-GAZİLİK

Kimlerin şehit ve gazi kabul edileceği konusunda mevzuat yeterince açık değildir. Uygulamada bu kavramlar vazife maluliyeti ile de karıştırılmaktadır.

T.C. Anayasasında değişiklik öngören ve 16 Nisan 2017 tarihinde halkoyuna sunularak kabul edilen 6771 sayılı Kanunun 27 Nisan 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanması ile birlikte yüksek askeri yargı organları olan Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile askeri mahkemeler kapatılmıştır.

16 Şubat 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6413 sayılı TSK Disiplin  Kanunu ile barış zamanında disiplin mahkemeleri kaldırılmıştır. Disiplin mahkemeleri barış zamanında kaldırılmış olmakla birlikte savaş zamanında 477 sayılı Kanun’da öngörülen esas ve usuller çerçevesinde faaliyet gösterecektir.

Asker kişiler suç işedikleri (yaralama, hakaret, tehdit, görevi kötüye kullanma, firar, emre itaatsizlikte ısrar vb.) takdirde sivil kişiler gibi mahkemelerde yargılanırlar ve cezalandırılırlar. Asker kişiler disiplinsizlik yaptıklarında ise (nöbet talimatına aykırı hareket, izin süresini geçirme, izinsiz garnizonu terk etmek, amire saygısızlık vb.) amirleri tarafından veya disiplin kurulları tarafından disiplin cezası ile cezalandırılırlar. 

Bazı durumlarda eylem hem bir suç hem de disiplinsizlik teşkil eder (Örneğin kavga etmek). Bu gibi durumda asker kişiye hem adli işlem yapılabilir hem de disiplin cezası verilebilir.

Askeri suçların düzenlendiği, askeri suçlara ceza verilmesine ilişkin özel düzenlemeler içeren 1632 sayılı kanundur.

Askeri Ceza Kanununda düzenlenen tüm suçlar ile diğer ceza kanunlarında yer alsa bile asker kişilerin askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlar askeri suçtur.

 Askeri Ceza Kanunu Ek Madde 11/1: Bu Kanunda düzenlenen suçlar ile asker kişilerin askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlar, askerî suçtur.

Askeri suçlar soruşturma iznine tabidir. Askeri suçlar için asgari Tugay ve eşidi komutanlıkça soruşturma izni verildikten sonra bu kararın kesinleşmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılıklarınca soruşturma yapılır.

TSK Personelinin disipline aykırı davranışları ve bu davranışlara hangi cezaların nasıl verileceği 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununda düzenlenmiştir.

Disiplin cezaları Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından tutulan sicile kaydedilmez. (Adli Sicil Kanunu Madde 5/1-a)

Askerî Ceza Kanununun 63’üncü maddesi kapsamında yoklama kaçağı/bakaya suçlarından haklarında soruşturma yürütülen yükümlüler sonradan asker kişi sıfatını kazansalar dahi söz konusu suçları işledikleri tarihte “asker kişi” sayılamayacağından anılan suçların soruşturması soruşturma izni alınmadan genel hükümlere göre yapılmalıdır.

Asker kişiler, haklarındaki adli soruşturmalarda diğer kişiler gibi avukat yardımı alabilirler. İdare hukuku kapsamında haklarında idari işlem tesis edilen (atama, sözleşme feshi, sözleşme yenilememe, güvenlik soruşturması, terfi, kıdem, lisansüstü eğitim, disiplin cezası vb.) asker kişiler idari yargıda dava açmak istedikleri takdirde avukat yardımı alabilirler.

Askerî suçlara ilişkin dava ve işler, suçun işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan asliye ve ağır ceza mahkemelerinde ya da askerî birlik ve personel yoğunluğunun gerektirmesi hâlinde Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenen ilçelerde kurulu bulunan asliye veya ağır ceza mahkemelerinde görülür. (Askeri Ceza Kanunu Ek Madde 19)

Örneğin Sarıkamış ilçesindeki bir birlikte görevli askerin işlediği askeri suçun soruşturması Kars Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılır ve dava açılması halinde yargılama Kars Asliye veya Kars Ağır Ceza Mahkemesinde yapılır.

Millî Savunma Bakanlığı kadrolarında çalışan kamu görevlileri ile 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanunu kapsamında askerlik hizmetini yerine getiren yedek subaylar ve yedek astsubaylar ile erbaş ve erleri ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların çözümünde ilgilinin görev yaptığı yerin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir. (İdari Yargılama Usulü Kanunu Madde 20/C) Bugün itibariyle 9 ilde (Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Gaziantep, Erzurum, Samsun ve Konya) Bölge İdare Mahkemesi bulunmaktadır. Bu mahkemelerin yetkisi HSK tarafından belirlenir. Örneğin Manisa’daki bir askeri birlikte görev yapan bir asker kişinin askeri hizmete ilişkin bir idari işlem veya eylem nedeniyle açacağı idari davada İzmir İdare Mahkemeleri yetkilidir. 

Askeri Ceza Kanununun Ek 14’üncü maddesine göre askerî suçlarla ilgili olarak subay ve astsubayların şüpheli sıfatıyla ifadesi bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından alınır. Subay astsubay haricindeki personel için ve askeri suç teşkil etmeyen eylemlerde bu şekilde emredici bir kural bulunmamaktadır.

Disiplin amiri kavramı, amir kavramından farklı olup, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde amir konumunda olmak kendiliğinden disiplin amiri olma ve ceza verme yetkisini beraberinde getirmemektedir. Disiplin amiri olabilmek için, amir konumunda olma, disiplin cezası verilecek personelden rütbe veya kıdemce büyük olma ve disiplin cezası verilecek kişinin subay, astsubay ve uzman erbaş statüsünde olması halinde, ilgili mevzuata göre bu personele sicil vermeye yetkili bulunma şartlarının bir arada olması gerekir.

Daha üst rütbeli bir kadroya vekâleten atanan veya görevlendirilenler, vekâlet ettikleri kadroda gösterilen rütbenin sahip olduğu disiplin cezasına ilişkin yetkileri kullanırlar. Örneğin binbaşı rütbesinde iken kadrosu albay olan bir şube müdürlüğüne atanan personel, TSK Disiplin Kanunundaki çizelgede albaya tanınan ceza çeşitlerini ve miktarlarını kullanabilecektir. Ancak Kanunun 8’nci maddesinin 3’üncü fıkrasındaki şartların bulunmaması (örneğin disiplin cezası verilecek personelden rütbe veya kıdemce büyük olma) halinde ceza vermesi mümkün değildir. Örneğin albay kadrosuna vekâlet eden binbaşının yarbay rütbesinde bir maiyetine disiplin cezası vermesi mümkün değildir.

Nöbetçi amirleri görev yaptıkları kışla sınırları içerisinde emretme yetkisi ile donatılmışlardır ve amir sıfatları bulunmaktadır. Bununla birlikte nöbetçi amirleri 6413 sayılı Kanundaki şartları taşımadıklarından disiplin amiri değildirler.

-Disiplinsizliğin, daha ağır bir disiplin cezası verilmesi amacıyla kendisine iletilmesi veya kendisi tarafından buna gerek görülmesi,

-Disiplinsizliğe bizzat şahit olması,

-Disiplinsizliğin, resmi saygınlığına ve makamına karşı işlenmesi,

-Disiplinsizliğin, emri altında bulunan çeşitli kıt’a, karargâh ve kurumlara bağlı birden fazla kişi tarafından işlenmesi,

-TSK Disiplin Kanununa göre cezalandırılması zorunlu olan bir disiplinsizliğin, bilinmesine rağmen kendinden önceki disiplin amirleri tarafından cezasız bırakılması hallerinde, kanun üst disiplin amirlerine de disiplin cezası verme yetkisi bahşetmiştir.

6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu, askerî disiplini daha ağır zedeleyecek bazı eylemlerin disiplin kurullarına sevk edilebileceğini ve disiplinsizlik teşkil eden eylemlere disiplin kurulları tarafından disiplin cezası verilebileceğini öngörmüştür.

Disiplin Kurulları asgari tugay (Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlığında eşiti) veya ihtiyaç duyulması hâlinde daha alt seviyedeki birlik, karargâh ve kurumlarda teşkil edilir. Disiplin Kurulu asgari binbaşı rütbesinde bir başkan ile meslekte beş yılını tamamlamış, başkandan kıdemsiz bir subay ve bir astsubay üye olmak üzere, disiplinsizlik yapan personelin astı olmayan toplam üç kişiden oluşur. Subayların tahkikatında astsubay üye yerine bir subay üye yer alır. Başkan veya üyelerin olmadığı zamanlarda görev yapmak üzere asıl üye sayısı kadar yedek üye bulunur. Başkanın olmadığı zamanlarda en kıdemli üye başkan olur. Başkan ve üyeler tahkikat süresi içinde disiplinsizlik yapan personelin ve birbirlerinin en yakın amiri olamazlar. Kurulun başkan ve üyeleri teşkilatında kurulduğu komutan veya askeri kurum amiri tarafından her yılın aralık ayında bir yıllığına görevlendirilir. Kurul üyeleri, zorunlu nedenler hariç görev süresi içinde değiştirilmezler. Görev süresi bitenler yeniden görevlendirilebilir. Disiplin kurulların sekretarya faaliyetleri disiplin subayları tarafından yapılır.

Bazı hallerde disiplinsizlik teşkil eden eylem, aynı anda kanunda tanımlanan birden fazla disiplinsizlik ile uyumlu olabilir. Örneğin firar eden bir asker kişinin eylemi hem kısa süreli kaçmak hem de izinsiz olarak garnizonu terk etmek disiplinsizliğini oluşturabilir. Kanun koyucu bu gibi durumlarda ne şekilde hareket edileceğini 6413 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin 2’nci ve 3’üncü fıkrasında düzenlemiştir. Buna göre aynı fiil nedeniyle yalnızca tek bir disiplin cezası verilebilir. Bir fiilin birden fazla disiplinsizlik teşkil etmesi halinde ağır olan disiplinsizlikten işlem yapılmalıdır.

Kanun koyucu, disiplinsizliklerin kasten ya da taksirle işlenebileceğini öngörmüştür. Kanunda eylemin kasten işleneceği özel olarak düzenlenmemişse eylemin taksirle işlenmesinden dolayı işlem tesis edilmesine hukuken bir engel bulunmamaktadır. (Örneğin: Md.15/ı, Hizmet haricinde yalan söylemek: Amir veya üstü tarafından denetim ve gözetim sorumluluğu kapsamında sorulan sorulara kasten doğru yanıt vermemektir.; Md.19/e, Maiyetinin disiplinsizliği hakkında soruşturma yapmamak: Maiyeti tarafından işlenen bir disiplinsizliği öğrenmesine rağmen ceza vermeme takdir yetkisinin bulunduğu hâller dışında kasten disiplin soruşturması yapmayarak disiplinsizliği örtbas etmektir.)

Yükümlü erbaş ve erlere disiplin kurulları tarafından on beş günden az olmamak üzere otuz güne kadar bu süre dâhil veya disiplin amirleri tarafından 6413 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı çizelgeye göre hizmetten men cezası verilebilir(6413 sayılı Kanun Madde 26/4). Disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından verilen hizmetten men cezası ile oda hapsi cezaları erbaş ve erlerin askerlik hizmet sürelerine eklenir ve bu kişiler o süre kadar geç terhis edilir. (Madde 31/1)

Askeri suçlar resen soruşturulan suçlardır. Askeri suçun mağduru şikayetçi olmasa veya şikayetini geri alsa bile soruşturma devam eder.

Askerî eşya; mülkiyeti Devlete ait olan ve kullanılması Silâhlı Kuvvetlere bırakılan eşya olarak tanımlanmaktadır. Başka bir ifade ile askerlik amaç ve menfaatlerine tahsis edilmiş eşyalar askeri eşyadır. 

Mevzuatta öngörülen izinlerde izin süresine ilave olarak yol süresi tanınması, “asker kişinin izin süresinin bir kısmını yolda geçen zaman zarfında tüketmemesi” düşünce ve amacından kaynaklanmaktadır. Yol süresi her yıl sadece bir kez kullanılabilir. Yükümlü erbaş ve erler ise askerlik hizmetleri boyunca yalnızca bir kez yol süresi kullanabilirler.  Mevzuat ve yerleşik içtihatlara göre; Hava değişimi, istirahat ve sıhhi izin süresi sonunda yol süresi tanınmalıdır. Hava değişiminde olan veya istirahatli bir kimsenin istirahat süresi içerisinde birliğine dönmesi için yola çıkması beklenemeyeceğinden, istirahati sonunda, dönüş yol süresi tanınması gerekmektedir. İlave olarak; bir birlikten başka bir birliğe sevk edilen, hastanelerdeki muayene ve tedavi işlemleri veya başka birliklerdeki görevlerinin bitmesi nedeniyle asıl birliklerine dönmeleri gereken askerlere de yol süresi tanınmalıdır.

Hizmetten men cezası; disiplinsizlik yapan erbaş ve erin, bozulan disiplinin yeniden tesis edilmesi amacıyla günlük hizmetten uzaklaştırılmasıdır. Ceza alan erbaş ve erler, ceza süresince mesai çizelgesindeki eğitim faaliyetlerine iştirak ettirilmezler; ancak müşterek idari vazifelerin ifasında veya ihtiyaç duyulan askeri hizmetlerde görevlendirilebilirler.

 Bu ceza, disiplin kurulları tarafından on beş günden az olmamak üzere otuz güne kadar bu süre dâhil veya disiplin amirleri tarafından 6413 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı çizelgeye göre verilebilir. Askerlik hizmeti yükümlüsü erbaş ve erlerden uyuşturucu veya uyuşturucu olarak kabul edilen diğer uyarıcı maddeleri kullanan veya bulunduran, kullanılması maksadıyla başkalarına veren, kullanımını kolaylaştırmak için donanım veya malzeme sağlayan veya kullanılmasını özendirenlere diğer disiplinsizliklerden farklı miktarda cezalar verilmesi öngörülmüştür. Bu hallerde disiplin kurulları tarafından verilebilecek ceza yirmi günden az olmamak üzere kırk güne kadar (bu süre dâhil) hizmetten men cezasıdır.

Hizmetten men cezası erbaş ve erlerin askerlik hizmet sürelerine eklenir ve bu kişiler o süre kadar geç terhis edilir.

Hizmet yerini terk etmeme cezası; personelin mesai bitiminden sonra görev yaptığı yerden ayrılmayıp resmî daire, kışla, eğitim alanları ile sair yerlerdeki hizmetine devam etmesidir. Hizmet yerini terk etmeme cezası yükümlü erbaş ve erler haricindeki asker kişilere verilir. Bu ceza disiplin amirleri tarafından ekli (1) sayılı çizelgeye göre; disiplin kurulları tarafından dört ila on güne kadar verilebilir. Ceza verilen personel için uygun bir yatma yeri tahsis edilir. Tatil günlerinde cezanın yerine getirilmesine ara verilir. Cezanın yerine getirilmesi sırasında, hizmete ilişkin hâller hariç, günde toplam bir saati geçmemek üzere ziyaretçi kabul edilebilir.

Kasıtlı olarak hizmete ilişkin bir emri tam yapmamak ya da değiştirerek veya sınırını aşmak suretiyle yapmaktır.

Kasıtlı olarak hizmete ilişkin bir emri tam yapmamak ya da değiştirerek yapmak veya sınırını aşmak suretiyle yapmak biçiminde tanımlanan emre itaatsizlik eylemi hizmet yerini terk etmeme cezasını gerektiren disiplinsizlik hâli olarak öngörülmüştür.

Önceden belirlenmiş ve ilgilisine tebliğ edilmiş nöbet hizmetine başlamamak emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturur. Bu suçun işlenmesi halinde adli işlem yapılır.

Nöbet mahallinde nöbet için konulmuş bulunan kurallara aykırı davranış neticesinde maddi-manevi bir zarar doğmamışsa yalnızca TSK Disiplin Kanunu’nun 19’uncu maddesi g fıkrasında düzenlenen nöbet talimatına aykırı hareket etmek disiplinsizliği oluşur. Kasten veya dikkatsizlikle yapılan nöbet talimatına aykırı hareket sonucu maddi bir zararın meydana gelmesi veya birlikte güvenlik zafiyetinin yaşanması ve dolayısıyla manevi bir zarar meydana gelmesi halinde ise ilaveten A.C.K’nın 136’ncı maddesinde özel bir suç olarak düzenlenen mazarratı mucip nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçu oluşur.

Anayasa Mahkemesi kararları ışığında kanımca asker kişiler tarafından CİMER’e yapılan müracaat ve şikâyetlerin usulsüz olarak kabul edilebilmesi için söz konusu müracaat veya şikâyetin askeri hizmetin işleyişine dair günlük konuları içermesi ve daha önce sıralı amirlere iletilmemiş olması gerekmektedir. Örneğin belli statüdeki personelin özlük haklarında iyileştirme yapılması, bazı asker kişilere mevzuat değişikliği ile yeni haklar verilmesi gibi taleplerin iletilmesi usulsüz müracaat oluşturmayacaktır. Ancak askeri hizmetin işleyişine dair günlük konularda sıralı amirlere müracaat edip işlem yapma imkanı sunmadan bir asker kişinin doğrudan CİMER müracaatı yapması kabul edilebilir değildir ve usulsüz müracaat veya şikâyet olarak kabul edilmelidir. Aksinin kabulü TSK’nın disiplin anlayışı ile bağdaşmayacaktır. Bu nedenle asker kişiler tarafından CİMER’e yapılan müracaat ve şikâyetlerin her biri mevzuat ve yargı mercilerinin içtihatlarında benimsenen prensipler doğrultusunda kendi şartları içerisinde değerlendirilmeli ve usulsüz olup olmadığına karar verilmelidir.

Askeri Ceza Kanununun 66’ncı maddesi 1’inci fıkrası a bendinde düzenlenen firar suçu kıtadan veya vazife icabı bulunmak zorunda olunan yerden yetkili amirlerden izin almaksızın ayrılmakla başlayan eylemin 6 günden fazla (yani en az 7 tam gün, 7X24 saat) fazla sürmesi ile oluşmaktadır.

Yedi günlük sürenin hesabında kişinin firar ettiği saat ve yeniden katıldığı ya da ele geçtiği saat esas alınmaktadır. Firar saati ya da katılış/yakalanma saatinin tam olarak tespit edilemediği hallerde kişi lehine yorum yapılarak firar saati tespit edilmektedir. 7 günden sonra yakalanmak ya da kendiliğinden gelmek suçun oluşumuna etki etmemekte, yalnızca 6 hafta içinde kendiliklerinden geri gelenlerin cezalarında indirim imkanı bulunmaktadır.

            Firar eden asker kişi 7 tam gün dolmadan kendiliğinden birliğine döner veya kamu makamlarına teslim olursa firar suçu değil, kısa süreli kaçma disiplinsizliği oluşur ve yalnızca disiplin cezası söz konusu olur.

            Firar suçunda mazeret kabul edilmemektedir.

Askeri Ceza Kanununun 66’ncı maddesi 1’inci fıkrası b bendinde düzenlenen izin tecavüzü suçu kıtadan veya vazife icabı bulunmak zorunda olunan yerden izin alarak ayrıldıktan sonra mazeretsiz olarak 6 gün (firar suçundan farklı olarak 7 gün değil 6 tam günlük süre (6X24) aranmaktadır) içinde dönmemekle oluşmaktadır.

İzinden zamanında dönmeyen asker kişi 6 tam gün dolmadan kendiliğinden birliğine döner veya kamu makamlarına teslim olursa izin tecavüzü suçu değil, izin süresini geçirme disiplinsizliği oluşur ve yalnızca disiplin cezası söz konusu olur.

İzin tecavüzü suçunda geçirilen izin süresi ile münasip mazeretler kabul edilebilir ve mahkemelerce ceza verilmemesi söz konusu olabilir.

Kavgaya karışanların rütbelerine bakılarak kasten yaralama, üste fiilen taarruz, asta müessir fiil suçlarından adli işlem yapılır. Ayrıca kavga etmek disiplinsizliğinden dolayı disiplin cezası verilebilir.

Askeri birlik, kıta, karargâh ve kurumlara içki sokulması, buralarda içki bulundurulması ve kullanılması halinde daha önce bu yönde tebliğ edilmiş emirler varsa emre itaatsizlikte ısrar suçundan adli işlem yapılır.

Statüsü ne olursa olsun, asker kişilere verilen cezaların tümüne karşı yargı yolu açıktır. Bu cezalara karşı idare mahkemelerinde iptal davası açılarak hukuka aykırı disiplin cezalarının iptali sağlanabilir.

Geçici olarak görevden uzaklaştırma kararı disiplinsizlik veya suç teşkil edebilecek bir fiili nedeniyle hakkında yapılan inceleme ve araştırmanın emniyetli ve sıhhatli olarak devam etmesi amacıyla, görevi başında kalmasında sakınca görülecek subay, astsubay, uzman erbaş veya sözleşmeli erbaş ve erler hakkında alınabilir.

Geçici olarak görevden uzaklaştırma kararı, sıralı disiplin amirlerinden birisinin veya disiplin soruşturmacılarının teklifi üzerine ya da doğrudan disiplin amiri konumundaki asgari Tugay ve eşiti ile daha üst seviyedeki birlik, karargâh veya kurum amirleri tarafından verilebilir. Geçici olarak görevden uzaklaştırma kararı on beş iş gününe kadar verilebilir. İhtiyaç duyulması halinde bu süre bir katına; Milli Savunma Bakanının onayı ile de bir yıla kadar artırılabilir.

Görevden uzaklaştırma tedbiri; süre sonunda başka bir işleme gerek kalmadan ortadan kalkar. Kararı veren disiplin amiri tarafından gerek görülmesi veya görevden uzaklaştırmaya neden olan fiilin herhangi bir suç veya disiplinsizlik teşkil etmediğinin anlaşılması halinde sürenin tamamlanmasından önce de kaldırılabilir.

Görevden ayrı kalınan süre hizmetten sayılır. Bu süre içinde ilgili personelin asker kişi sıfatı devam eder. Ancak emir veremez.

TSK Personel Kanununun 65’inci maddesinde düzenlenen subay ve astsubayların açığa alınması düzenlenmiştir. Açığa alma tedbiri subay ve astsubaylar hakkında belli suçlardan dolayı kamu davası açılması halinde söz konusu olabilmektedir. Açığa alma tedbiri sebep, yetki ve sonuçları bakımından geçici görevden uzaklaştırmadan farklılık göstermektedir. Subay ve astsubaylar haricindeki asker kişiler için açığa alınma mümkün değildir.

Eğer hasar hizmet sırasında, hizmetin yerine getirilmesine bağlı olarak meydana gelmişse, bu durumda eylem, As.C.K.’nın 137’nci maddesinde düzenlenen “hizmette tekasülle harp malzemesinin mühimce hasarına sebebiyet vermek” suçunu oluşturacaktır. Hizmet halinin bulunmadığı durumlarda ise As.c.K.nın 130’uncu maddesinde düzenlenen askerî malzemenin harap olmasına sebebiyet verilmesi suçu söz konusu olacaktır.

Askerî kantinlerde, askeri gazinolarda, orduevlerinde ve benzer yerlerde reyon sorumlusu, birim görevlisi vb. sıfatlarla görev yapan asker kişiler, kendilerine tevdi edilen vazifelerin icrası sırasında meydana getirebilecekleri kamu zararlardan cezai ve idari anlamda sorumlu olurlar. Söz konusu sorumluluk sebep olunan kamu zararının icrai veya ihmali davranışla olmasına göre iki farklı şekilde tezahür edebilir.

Birinci hal, ilgili personelin icrai davranışları ile kamu zararına neden olmasıdır. Kamu görevlisinin kendisine tevdi olunan veya vazife dolayısıyla muhafaza, kontrol ve sorumluluğu altında bulunan paraları veya menkul malları kendisi ya da başkası lehine mal edinmesinin Askeri Ceza Kanunun 131/1’inci maddesinde düzenlenen zimmet suçunu oluşturduğu kabul edilmektedir. Bu halde ilgili hakkında zimmet suçundan dolayı adli işlem ve disiplin amiri tarafından hizmete mahsus eşyaya zarar vermek disiplinsizliğinden dolayı 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu gereğince işlem yapılmalıdır.

İkinci hal, kamu görevlisinin görevi kapsamında muhafaza, kontrol, bakım, takip ve kayıtların tutulmasında gerekli dikkat ve özeni göstermemek suretiyle kamu zararına neden olmasıdır. Bu durumlarda; eylemin Askeri Ceza Kanununun 144’üncü maddesi atfı ile T.C.K’nın 257’nci maddesinde düzenlenen ihmal suretiyle memuriyet görevini kötüye kullanmak suçuna vücut vereceği kabul edilmektedir. Bu halde ilgili hakkında memuriyet görevini ihmal etmek suçundan dolayı adli işlem ve hizmete mahsus eşyaya zarar vermek disiplinsizliğinden dolayı 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu gereğince disiplin hukuku işlemi yapılmalıdır.

Kıta, karargâh veya askeri kurumlarda ya da görev esnasında veya görev yerlerinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma ve alenen özendirme, kullanmak için uyuşturucu madde veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçlarını işleyen asker kişiler Türk Ceza Kanununa göre cezalandırılacaklardır. As.C.K.nın 149’uncu maddesindeki atıf nedeniyle askeri suç olan bu suçlar soruşturma iznine tabidirler.

Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin uyuşturucu madde ile ilgili eylemler gerçekleştirmesi halinde disiplin hukuku da işletilmelidir. Disiplin hukukunun işletilmesinde hareket tarzı ise yükümlü erbaş ve erler ile diğer personel açısından aşağıda belirtildiği üzere farklılık göstermektedir.

6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu Ek Madde 1’e göre yükümlü erbaş ve erlerden uyuşturucu veya uyuşturucu olarak kabul edilen diğer uyarıcı maddeleri kullanan veya bulunduran, kullanılması maksadıyla başkalarına veren, kullanımını kolaylaştırmak için donanım veya malzeme sağlayan veya kullanılmasını özendirenlere disiplin kurulları tarafından yirmi günden az olmamak üzere kırk güne kadar (bu süre dahil) hizmetten men cezası verilmesi gerekmektedir.

TSK Disiplin Kanunu’nun 40’ncı maddesi savunma süresinin iki iş gününden az ve her hâlde beş iş gününden fazla olamayacağını, savunması istenen kişinin talebi hâlinde ilave savunma süresi verilebileceğini, ancak ilk verilen savunma süresi ile ilave verilen savunma süresinin toplamı beş iş gününü geçemeyeceğini, verilen süre içinde savunmasını yapmayan personelin savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağını öngörmüştür.

Savunma süresinin kaç gün olacağı hususunda son yıllarda farklı mahkeme kararları nedeniyle bir tereddüt de yaşanmıştır. Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 4’üncü İdari Dava Dairesi Başkanlığınca “6413 sayılı Kanun’un 40’ıncı maddesinin ikinci fıkrasında, hakkında disiplin soruşturması yapılanlara 3 iş gününden az ve 10 iş gününden fazla olmamak üzere savunma süresi verileceğine dair düzenlemenin 6586 sayılı Kanun ile değiştirilerek bu sürenin 2 iş gününden az ve her halde 5 iş gününden fazla olmamak üzere şeklinde yeniden düzenlendiği, ancak 6586 sayılı Kanun’un 703 sayılı KHK ile mülga edildiği göz önüne alındığında; değişikliğe uğrayan kanun hükümlerini değiştiren mevzuatın yürürlükten kalkması halinde, kanunun değişiklikten önceki hallerinin kendiliğinden yürürlüğe girmesinin söz konusu olamayacağı ve 6413 sayılı Kanun’da bir boşluk olduğu kanaatiyle bu boşluğun kamu görevlilerine ilişkin genel hukukumuzu düzenleyen 657 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerinin kıyasen uygulanarak doldurulması gerektiği” gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline kesin olarak karar verilmiştir. Söz konusu karara karşı Milli Savunma Bakanlığınca Danıştay nezdinde kanun yoluna başvurulmuştur. Danıştay tarafından bu hususta bir karar verilinceye kadar ileride hukuki sorunlarla karşılaşılmaması ve savunma hakkının kısıtlandığı yönünde iddialara muhatap olunmaması maksadıyla idarenin Kanun’da öngörülenden daha fazla savunma süresi vermesine engel bir durum bulunmadığından uygulamada birlik sağlanması adına 6413 sayılı Kanun kapsamında “yedi günden az olmamak” üzere savunma süresi verilebileceği uygulamada kabul edilmiştir.

Erzurum Bölge İdare Mahkemesinin anılan kararı, zaman içerisinde diğer bölge idare mahkemeleri tarafından da kabul görmüştür.

7179 sayılı Askeralma Kanunu’nun 20’nci maddesi kapsamında; lise veya dengi okullarda öğrenim görenler 22 yaşını, fakülte ve yüksekokullarda öğrenim görenler 28 yaşını, yurt içinde veya yurt dışında dil öğrenimi, yüksek lisans öğrenimi görenler 32 yaşını, ihtisas, sanatta yeterlik veya doktora öğrenimi görenler ise 35 yaşını geçmemek üzere mezun oluncaya veya ilişikleri kesilinceye kadar askerliklerini erteletebilirler.

7179 sayılı Askeralma Kanunu’nun 24’üncü maddesi ve Askeralma Yönetmeliği’nin 101’inci maddesi gereğince, yoklama kaçağı veya bakaya kalmak suçundan uygulanan idari para cezasının iptali için Kabahatler Kanunu’nun 27’nci maddesi gereğince cezanın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde sulh ceza hâkimliğine başvurmak mümkündür.

            Cezalara itiraz edilmez ve ceza kesinleşirse bir kez daha aynı suçların işlenmesi halinde idari para cezası uygulanmayıp ilgili hakkında Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulacağı için bu cezalara itiraz etmek son derece önem arzetmektedir.

Statü dışına çıkmış bulunan kamu personeline disiplin cezası verilmesine ilişkin genel bir hüküm mevzuatta bulunmamaktadır. Konu idare hukukunda tartışmalıdır. Bununla birlikte Danıştay’ın ceza verilebileceğine dair kararları bulunmaktadır. Danıştay 12’nci Dairesinin “her ne kadar davacının 14.02.2013 tarihi itibariyle görevinden çekilerek kamu görevlisi sıfatı sona ermiş olsa da, kamu görevinden çıkarılan, istifa eden veya görevden çekilmiş sayılan kişiler yönünden görev sırasında yaptıkları eylemler nedeniyle karar tarihinde kamu görevlisi sıfatı bulunmasa bile disiplin cezası verilebileceği açık olup” şeklinde bir kararı bulunmaktadır. (2019/1870-8897 E-K). Tüm disiplin cezalarını kapsayan bir norm olmamakla birlikte 7250 sayılı Kanunla 6413 sayılı Kanunun 13’üncü maddesi son fıkrası olarak eklenen düzenleme ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden çeşitli nedenlerle ilişiği kesilmiş olanlar hakkında, ilişikleri kesilmeden önce Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası verilmesini gerektiren bir disiplinsizliği işlediklerinin tespiti halinde zamanaşımı süresi içerisinde Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası verilmesi öngörülmüştür. Statü dışına çıkmış TSK personeli hakkında ayırma cezası verilip verilemeyeceği hususundaki tereddütleri gidermek için yapıldığı düşünülen bu değişiklik, diğer disiplin cezalarını kapsamadığı için kanımca meseleyi ayırma disiplin cezası dışındaki disiplin cezaları yönünden daha da tartışmalı hale getirmiştir. Zira bu değişiklikten sonra, kanun koyucunun söz konusu uygulamayı ayırma disiplin cezası için kabul ettiği, diğer disiplin cezaları için ise söz konusu uygulamayı amaçlamadığı iddia edilebilir hale gelmiştir.

TSK Disiplin Kanunu, disiplinsizliklere verilebilecek ceza türleri yönünden üçlü bir ayrıma gitmiş, askerlik hizmeti yükümlüsü erbaş ve erlere verilecek cezaları, askeri öğrencilere verilecek cezaları ve diğer personele verilecek disiplin cezalarını birbirinden farklı düzenlemiştir. Bu düzenleme kapsamında subay astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilebilecek disiplin cezaları ağırlık derecesine göre; uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme, oda hapsi ve Silahlı Kuvvetlerden ayırma iken, askerlik hizmeti yükümlüsü erbaş ve erlere verilebilecek cezalar; izinsizlik, ilave hizmet yükleme, oda hapsi ve hizmetten men ve askeri öğrencilere verilebilecek cezalar kınama ve izinsizliktir.

Maiyetinin gözetiminde ihmal göstermek disiplinsizliği 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununun 18/ç maddesinde aylıktan kesme disiplin cezası gerektiren bir disiplinsizlik olarak düzenlenmiş ve  “Astlarının ve emri altındakilerin denetim, kontrol ve gözetiminde ihmal göstermektir.” şeklinde tanımlanmıştır.

 Maiyetinin gözetiminde ihmal göstermek disiplinsizliğinin oluştuğunun kabul edilebilmesi için amir konumundaki asker kişinin sorumluluğundaki bir birime mevzuatla bir görev tevdi edilmeli, amirin de görevin icrasına yönelik olarak emri altındakilere bazı talimatlar verdikten sonra görevi ile ilgilenmemesi, personelin takip ve kontrolünü gerektiği gibi yapmaması gerekmektedir. Yani disiplinsizliğin oluşabilmesi için amirin astlarının vazifelerini yapıp yapmadığı ile ilgilenmemiş, onları takip etmemiş, sevk ve idare etmemiş olması gerekmektedir. Burada bahsedilen “takip”ten kasıt astlarının her adımını kontrol etmek değildir. TSK İç Hizmet Yönetmeliğinin 19’uncu maddesi de bu düşünce doğrultusunda “ Amirler maiyetlerinin yapmağa selâhiyetli oldukları işlere mücbir sebepler olmadıkça karışmamalıdırlar. Lüzumsuz karışmak âmire karşı duyduğu sevgi ve emniyeti sarsar, teşebbüs kudretini azaltır, yetişme istidadını söndürür. Yalnız maiyetin selâhiyetini kullanması yüzünden işler çığırından çıkarsa veya çıkacağına hükmolunursa o zaman âmirin işe karışıp düzeltmesi ve yoluna koyması bir hak ve vazife olur.” şeklinde düzenlenmiştir.

Astların amirin bilgisi dışında gerçekleştirdiği her disiplinsizlik ve suç teşkil eden eylemden amiri suçlamak, isnad olunan disiplinsizlikten dolayı sorumluluğuna gitmek hukuka uyarlı olmayacaktır. Astı suç işleyen, disiplinsizlik yapan her amire sorumluluk yüklenemeyeceğine göre söz konusu disiplinsizliğin oluşması için amirin mevzuatın belirlediği sınırlar içerisindeki takip kontrol sorumluluğunu yerine getirmemiş olması gerekir. Ayrıca söz konusu disiplinsizliğin oluşabilmesi için amirin, maiyetinin yaptığı işlerde takip ve kontrolündeki ilgisizliğinin süreklilik arzetmesi gerekir. Somut olayda bu şekildeki bir ilgisizlik olmadığı gibi aksine görev yaptığı sürece kendisine verilen takdirler müvekkilin görevini ne kadar iyi bir şekilde yerine getirdiğini ortaya koymaktadır.

Asta kötü muamele yapmak 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununun 19/f maddesinde hizmet yerini terk etmeme/hizmetten men disiplin cezası gerektiren bir disiplinsizlik olarak düzenlenmiş ve  “Astına, askeri usul ve kurallar dışında kötü davranmak, eziyet amacıyla hizmetini lüzumsuz yere güçleştirmek veya başkaları tarafından kötü muamelede bulunulmasına müsamaha göstermektir.” şeklinde tanımlanmıştır. Kanun koyucu bu disiplinsizliğin hem icrai hem de ihmali davranışla işlenebilmesini öngörmüştür. Astına eziyet eden amir gibi, eziyet edilmesine göz yuman amir de bu disiplinsizliği işlemiş olacaktır.

Asta kötü muamele yapılması halinde aynı zamanda Askeri Ceza Kanununun 117’nci maddesinde düzenlenen asta müessir fiil suçu da oluşabilir ve bu durumda fail hakkında adli işlem de yapılır.

Yasak edilen malzemeyi bulundurma 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununun 19/j maddesinde hizmet yerini terk etmeme/hizmetten men disiplin cezası gerektiren bir disiplinsizlik olarak düzenlenmiş ve  “Kıta, karargâh ve kurumlarda ya da görev esnasında bulundurulması veya kullanılması emirle yasak edilen cep telefonu, bilgisayar, radyo, teyp, fotoğraf makinesi gibi görüntü, ses ve benzeri verileri ve bilgileri kaydeden, depolayan veya ileten her türlü cihaz ve aletler ile aksamlarını bulundurmak veya kullanmaktır.” şeklinde tanımlanmıştır.

Maliyetinden birinin disiplinsizlik teşkil edebilecek bir filini öğrenen disiplin amiri öncelikle durumu çok iyi analiz etmeli ve ne şekilde hareket edeceğine çok iyi karar vermelidir. Öğrenme; ihbar, şikâyet, bizzat şahit olma veya tespit etme gibi şekillerde mümkün olabilir. TSK Disiplin Kanununun 7’nci maddesi 1’inci fıkrası “Maiyetinden birinin disiplinsizlik teşkil edebilecek bir fiilini veya mesleğe aykırı tutum ve davranışını herhangi bir şekilde öğrenen disiplin amirleri, olayın araştırılması gerektiğine kanaat getirirse, yazılı olarak görevlendireceği soruşturmacılar vasıtasıyla ya da şahsen disiplin soruşturması yapar.” hükmünü amirdir.

Bazı idari yargı mercileri başta 657 sayılı Kanuna tabi devlet memurları olmak üzere diğer kamu görevlilerinin tabi olduğu disiplin hukukunda yıllardır istikrarlı bir şekilde sürdürdükleri “disiplin amirlerince görevlendirilen bağımsız ve tarafsız soruşturmacılar tarafından disiplin soruşturması yapılmasının zorunlu olduğu” içtihadını TSK Disiplin Kanununu kapsayacak şekilde genişletme eğilimindedirler. Disiplinsizlik teşkil eden eylemlerde devlet memurlarına disiplin cezası verilmeden önce tarafsız ve bağımsız bir soruşturmacı tayin edilerek disiplin soruşturması yapılması gerektiği Danıştay’ın yerleşik bir içtihadıdır. TSK Disiplin Kanununda disiplin soruşturması yapıp yapmama hususunda ve disiplin soruşturması yapılmasına karar verilmesi halinde şahsen disiplin soruşturması yapılabilmesi hususunda disiplin amirine açıkça takdir hakkı tanınmasına rağmen bazı idari yargı mercilerince meseleye 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi devlet memurlarında olduğu gibi yaklaşıldığı ve disiplin cezası verilmeden önce mutlaka tarafsız ve bağımsız bir soruşturmacı tayin edilerek soruşturma yapılmasının arandığı, aksi halde iptal kararları verildiği görülmektedir.

Disiplin cezalarının idari yargı mercilerince iptal edilmesinin önüne geçilmesi maksadıyla;

  1. Disiplin amirlerinin kendilerine ulaşan ihbar veya şikâyet yoluyla veya bizzat tespit ettikleri disiplinsizlik teşkil edebilecek bir fiil veya mesleğe aykırı tutum ve davranışa ilişkin olarak yaptıkları değerlendirme sonucunda eylemin mahiyetini tam olarak tespit edememiş olmaları veya eylemle ilgili kanaate varmak için araştırma yapma gereği duymaları halinde disiplin soruşturması yapmalarının,
  2. Disiplin amirlerinin yaptıkları değerlendirme sonucunda disiplinsizlik teşkil edebilecek fiilin veya mesleğe aykırı tutum ve davranışın herhangi bir araştırmayı gerektirmeyecek şekilde açık olduğunu tespit etmeleri halinde disiplin soruşturma yapmama takdir haklarını kullanarak gerekli işlemleri tesis etmelerinin, bununla birlikte disiplin soruşturması yapılmasına neden gerek görülmediğinin gerekçeli olarak belirtilmesinin ve bu gerekçenin işlem evrakına eklenmesinin,
  3. Disiplin amirlerinin olayın mağduru olmaları halinde disiplin soruşturması yapma ve disiplin cezası verme hususunda işlem tesis etmeyip gerekli işlemlerin tesis edilmesinin üst disiplin amirinden talep edilmesinin uygun olacağı kanaatindeyim.

Askerlik hizmetinin bünyesinde barındırdığı ölüm ve yaralanma rizikosunu tazmin etme yükümlülüğü karşılığında geçici üye statüsünde bulunan yedek subayların maaşlarından yapılan aidat kesintisinin -rizikonun gerçekleşmemesi halinde iadesi gerekmeyen- sigorta primi niteliği taşıdığı ve geçici üyelere hiçbir aidat iadesi yapılamayacağının 205 sayılı Kanun’un 23. maddesinde açıkça hükme bağlanmış olduğu anlaşıldığından yedek subaylık döneminde OYAK’a ödenen aidatların geri alınması mevzuat değişikliği yapılmadığı sürece hukuken imkan dahilinde bulunmamaktadır.

 

Askeri Ceza Kanununun 79’uncu maddesinde düzenlenen kendini askerliğe yaramayacak hale getirmek suçunun maddi unsuru; failin kendisini kasten sakatlaması veya herhangi bir suretle askerliğe yaramayacak hale getirmesi veya rızasıyla kendisini bu hale getirtmesidir. Sakatlamak fiili, vücudun herhangi bir organını, bedenden ayırmak veya şeklini bozmak suretiyle işlev yapamaz hale getirme olarak tanımlanmakta, askerliğe yaramayacak hale gelmek ise, askerlikle ilgili görevleri yapmaya kısmen veya tamamen engel teşkil eden durumların ortaya çıkması olarak kabul edilmektedir. Bu suçun oluşabilmesi için, sanığın “Kendisini askerliğe elverişsiz hâle getirmek” özel kastıyla hareket etmesi zorunludur.

İkincil kazanç elde etmek için kendine zarar verenlere anılan suçtan adli işlem ve ayrıca TSK Disiplin Kanunu gereğince disiplin hukuku işlemi yapılmalıdır.

Bu hususta mevzuatta bir hüküm bulunmamakla birlikte hakkında soruşturma yürütülenin savunmasının istenmesine ilişkin olarak disiplin amiri ve/veya disiplin kurulları tarafından düzenlenecek savunma istem yazısında; disiplinsizlik teşkil eden fiile karşılık gelen ve/veya disiplin soruşturmacısı tarafından önerilen disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerden hangisine girdiğinin belirtilmesi gerektiği idare mahkemelerince kabul edilmektedir. Mahkeme içtihatlarına göre; hakkında hangi fiiline istinaden hangi disiplinsizlik kapsamında savunma sunacağını bilemeyecek durumda olan soruşturma yapılanın, etkili bir savunma hakkı kullandığından bahsetmeye olanak bulunmayacaktır.

Genel sicil alma eğilimi ile mukayese edildiğinde ani ve açık bir düşüş meydana gelmesi, genel sicil safahatı ile uyumlu olmayan sicil verilmesi, sicil dönemi içerisinde; kesinleşen bir disiplin cezasının bulunmaması, herhangi bir ceza soruşturması, ikaz, şikayet vs. kaydının da bulunmaması durumunda düşük sicil notunun ve olumsuz kanaatlerin belirlenmesine sebep olan olay ve nedenler ile hangi tutum ve davranışlarının böyle bir değerlendirmeye yol açtığı hususlarının somut ve açık bir şekilde davalı idarece ortaya konulamadığı durumlarda sicil notları ile olumsuz kanaatler iptal edilebilmektedir. En yüksek iptal edilebilecek notun kaç olacağına ilişkin bağlayıcı bir içtihat bulunmamaktadır. Uygulamada yukarıdaki kriterler doğrultusunda genel sicil alma eğilimi ile uyumlu olmayan çok iyi kategoride 90 ve üzeri sicillerin dahi iptal edildiği görülmektedir.

OYAK Kanununun  21. maddesi; “En az 10 yıl müddetle Kurumda üye olarak bulunduktan sonra, görevli oldukları kuruluşlardan herhangi bir sebeple ayrılmak suretiyle üyeliği sona eren daimi üyeler emeklilik yardımından faydalanırlar.” hükmünü amir olduğundan ayrılık şekline bakılmaksızın emekli yardımı ödenir. Bu ödeme üyelik aidatlarına yansıtılan nemaları da içerir. Mahkeme içtihatları da bu yöndedir.

3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 10’uncu maddesine göre; uzman erbaşların hava değişimi ve istirahat süresinin toplamı, tedavi süresi hariç olmak üzere istirahat ve hava değişiminin başladığı tarihten geriye doğru son bir yıl içerisinde üç ayı geçemez. Sürenin hesaplanmasına en son alınan hava değişimi ve istirahat süresi dahil edilir. Hava değişimi ve istirahat süresi üç ayı geçenlerin Türk Silâhlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir.

Kanunda bu hususta bir hüküm bulunmamakla birlikte istirahat veya hava değişimi alınmasına sebep hastalığın görev sebebiyle oluşması halinde sözleşme feshinin mümkün olmadığı idare mahkemelerince benimsenen bir içtihattır.

Vazife malullüğü başvurusunda herhangi bir zamanaşımı süresi yoktur. Aradan on yıllar bile geçse başvuru yapılabilir. 1989 yılında geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden erin dul ve yetimlerine vazife maluliyetinden kaynaklı maaş bağlanmasına 2024 yılında karar verilmiştir. (Ankara Blg.İd.Mah.11.İd.Dava D.2021/3332 E-2024/293 K)