DİSİPLİN SORUŞTURMASI
TSK Disiplin Kanununun 7’nci maddesi 1’inci fıkrası “Maiyetinden birinin disiplinsizlik teşkil edebilecek bir fiilini veya mesleğe aykırı tutum ve davranışını herhangi bir şekilde öğrenen disiplin amirleri, olayın araştırılması gerektiğine kanaat getirirse, yazılı olarak görevlendireceği soruşturmacılar vasıtasıyla ya da şahsen disiplin soruşturması yapar.” hükmünü amirdir.
Bazı idari yargı mercileri başta 657 sayılı Kanuna tabi devlet memurları olmak üzere diğer kamu görevlilerinin tabi olduğu disiplin hukukunda yıllardır istikrarlı bir şekilde sürdürdükleri “disiplin amirlerince görevlendirilen bağımsız ve tarafsız soruşturmacılar tarafından disiplin soruşturması yapılmasının zorunlu olduğu” içtihadını TSK Disiplin Kanununu kapsayacak şekilde genişletme eğilimindedirler. Disiplinsizlik teşkil eden eylemlerde devlet memurlarına disiplin cezası verilmeden önce tarafsız ve bağımsız bir soruşturmacı tayin edilerek disiplin soruşturması yapılması gerektiği Danıştay’ın yerleşik bir içtihadıdır. TSK Disiplin Kanununda disiplin soruşturması yapıp yapmama hususunda ve disiplin soruşturması yapılmasına karar verilmesi halinde şahsen disiplin soruşturması yapılabilmesi hususunda disiplin amirine açıkça takdir hakkı tanınmasına rağmen bazı idari yargı mercilerince meseleye 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi devlet memurlarında olduğu gibi yaklaşıldığı ve disiplin cezası verilmeden önce mutlaka tarafsız ve bağımsız bir soruşturmacı tayin edilerek soruşturma yapılmasının arandığı, aksi halde iptal kararları verildiği görülmektedir.
Bazı idari yargı mercileri ise 6413 sayılı Kanunda disiplin soruşturması yapılması hususunda disiplin amirine açıkça takdir hakkı tanındığını kabul etmekle birlikte bu takdir hakkının hukuki denetime tabi olduğu görüşündedirler. Bu görüşteki mahkemeler; olayın inceleme ve araştırma gerektirip gerektirmediğinin, olayın oluş biçimi ve özelliği gibi durumlar göz önüne alınmak suretiyle her münferit olayda yargı mercilerince dosya kapsamındaki bilgi/belgeler tetkik edilerek değerlendirileceği görüşündedirler.
Disiplin soruşturmasının her hal ve şartta yapılmasının gerekip gerekmediği tartışmasına ilave olarak disiplin soruşturmasının kim tarafından yapılacağı hususunda da farklı içtihatlar mevcuttur. Bazı yargı mercileri disiplin cezasını verecek amirin bizzat soruşturma yapmasını hiçbir şekilde uygun bulmamaktadırlar. Bazı yargı mercileri ise şahsına ilişkin bulunmayan konularda disiplin soruşturmasının disiplin amiri tarafından bizzat veya görevlendireceği bir soruşturmacı tarafından yapılmasına engel bir husus bulunmadığı görüşündedirler. Bazı idari yargı mercileri ise 6413 sayılı Kanunun lafzına uygun olarak disiplin cezası verecek amirin soruşturma yapmasında bir hukuka aykırılık görmemektedirler.
Bazı idari yargı mercilerinin ayrıca diğer kamu görevlilerinin disiplin hukukunda cezayı veren kişilerin tarafsız bir konumda olması gerektiği yerleşik içtihadını TSK Disiplin Kanunu kapsamında da uygulama yoluna gittikleri, bu kapsamda disiplinsizliğin mağduru ya da tanığı olan kişilerin disiplin cezası vermelerini iptal sebebi kabul ettikleri gözlenmektedir.
Bu tespitler ve açıklamalar neticesinde disiplinin tesis edilmesi maksadıyla 6413 sayılı Kanunu kapsamında tesis edilecek işlemlerin idare mahkemelerince iptal edilmesinin önüne geçilmesi maksadıyla;
- Disiplin amirlerinin kendilerine ulaşan ihbar veya şikâyet yoluyla veya bizzat tespit ettikleri disiplinsizlik teşkil edebilecek bir fiil veya mesleğe aykırı tutum ve davranışa ilişkin olarak yaptıkları değerlendirme sonucunda eylemin mahiyetini tam olarak tespit edememiş olmaları veya eylemle ilgili kanaate varmak için araştırma yapma gereği duymaları halinde disiplin soruşturması yapmalarının,
- Disiplin amirlerinin yaptıkları değerlendirme sonucunda disiplinsizlik teşkil edebilecek fiilin veya mesleğe aykırı tutum ve davranışın herhangi bir araştırmayı gerektirmeyecek şekilde açık olduğunu tespit etmeleri halinde disiplin soruşturma yapmama takdir haklarını kullanarak gerekli işlemleri tesis etmelerinin, bununla birlikte disiplin soruşturması yapılmasına neden gerek görülmediğinin gerekçeli olarak belirtilmesinin ve bu gerekçenin işlem evrakına eklenmesinin,
- Disiplin amirlerinin olayın mağduru olmaları halinde disiplin soruşturması yapma ve disiplin cezası verme hususunda işlem tesis etmeyip gerekli işlemlerin tesis edilmesinin üst disiplin amirinden talep edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.
İdari yargı mercilerinin belirtilen farklı uygulamalarının önümüzdeki yıllarda şekilleneceği ve yeknesak bir uygulamaya ulaşılacağı düşünülmektedir. Bu aşamada idari yargı mercilerinin kamu görevlileri disiplin hukukuna ilişkin yerleşik içtihatlarında yer verdikleri prensiplere 6413 sayılı TSK Disiplin Kanun ve Kanunun sistematiği ile çelişmedikçe uyulmasının faydalı olacaktır.
Tutanakta imzası bulunan disiplin amiri disiplin cezası verebilir.
* Kural olarak, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli yasal süreler içinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, söz konusu soruşturmada memurun lehine ve aleyhine olan tüm delillerin toplanarak ekleriyle birlikte bir soruşturma raporunun oluşturulması ve bu şekilde memurun hangi fiili, nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde işlediğinin somut, hukuken kabul edilebilir ve kesin delillerle, şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ortaya konularak ve savunması da alınarak tarafsız disiplin amiri tarafından bir disiplin cezası verilmesi gerekmektedir. Sivil memurlarla ilgili olan disiplin soruşturmaları, başta temel kanun kabul edilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu olmak üzere ilgili pozitif mevzuatta yer alan usule ve esaslara göre yapılmakta, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Bu ilkeler arasında, disiplin soruşturmasını yapan kişinin, aynı zamanda cezayı verememesi, tutanakta imzası bulunan disiplin amirinin disiplin cezasını verememesi, usulüne uygun bir disiplin soruşturması yapılmadan bir disiplin cezasının verilememesi, hatta soruşturma yapılmadan, sadece savunma almanın dahi yeterli olmaması, amir ile soruşturmayı yapanın veya cezayı veren arasında objektifliği zedeleyecek derecede bir husumetin olmaması gibi disiplin cezalarının sağlıklı ve objektif olmasını amaçlayan ilkeler bulunmaktadır. Ancak, disiplinin olmazsa olmaz olarak korunması gerektiği ve hiyerarşi ya da ast-üst ilişkisinin diğer kurumlara göre kıyaslandığında oldukça katı uygulandığı veya uygulanması gerektiği Türk Silahlı Kuvvetlerinin, 6413 sayılı Kanunun 2. maddesi kapsamında bulunan personeli (Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapan sivil memurlar hariç) hakkında uygulanacak disiplin hukuku ilke ve esaslarında, sivil memurlara uygulanan disiplin hukukunun yukarıda yer verilen bir kısım ilkelerinden ayrılınabileceği, anılan personelle ilgili olarak 6413 sayılı Kanunda belirtilen usul ve esaslara göre hareket edilmesi gerekeceği, bu kapsamda verilen disiplin cezalarına karşı açılan davalarda yapılan hukuki denetimin de buna göre yapılması gerektiğinin elzem olduğu sonucuna varılmıştır. Bu açıklamalar ışığında; her ne kadar Mahkemece, davacıya isnat edilen eylem için tutulan 20/01/2017 tarihli tutanakta dava konusu işlemi tesis eden disiplin amiri olan Bando Komutanın da imzası olduğu dikkate alındığında, disiplin hukukunda soruşturmacı ve cezayı veren kişilerin tarafsız bir konumda olması gerektiğinin yerleşik bir içtihat haline geldiği, dolayısıyla dava konusu işlemin tarafsız disiplin amirince tesis edilmediği açık olduğundan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, Türk Silahlı Kuvvetlerinin vasfı ve niteliği ile anılan Kurumda görev yapan personelin tabi olduğu 6413 sayılı Kanun hükümleri göz önüne alındığında, sivil memurlar için dikkate alınan tutanakta imzası bulunan disiplin amirinin aynı zamanda disiplin cezasını veremeyeceğine dair ilkeden ayrılınarak, davacının komutanı ve disiplin amiri olan ve aynı zamanda 20.01.2017 tarihli tutanakta da imzası bulunan Üsteğmen tarafından tesis edilen dava konusu işlemde bu bakımdan hukuka aykırılık görülmemiştir.(Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2018/960-2910 K, aynı yönde 2022/1626-3574 E-K))
İdari tahkikat raporundan bağımsız olarak disiplin soruşturması açılmalıdır, yalnızca savunma alarak disiplin cezası verilemez.
* 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun “Disiplin Soruşturması ve Yetkiler” başlıklı 7. maddesinde, “Maiyetinden birinin disiplinsizlik teşkil edebilecek bir fiilini veya mesleğe aykırı tutum ve davranışını herhangi bir şekilde öğrenen disiplin amirleri, olayın araştırılması gerektiğine kanaat getirirse, yazılı olarak görevlendireceği soruşturmacılar vasıtasıyla ya da şahsen disiplin soruşturması yapar.” amir hükmü uyarınca, disipliner yönü bulunan her hukuki olayda disiplin soruşturması açılmasının zorunlu olmadığı, disiplin hukuku ilkelerine göre yaptırım öngörülen ve ilgili disiplin şüphelisi veya şüphelileri tarafından ika edilen eylemin vasıf ve mahiyetine göre disiplin amiri tarafından araştırılması gerektiğine kanaat getirilmesi halinde şahsen veya tarafsız bir muhakkik atamak suretiyle usulüne uygun yapılacak soruşturmaya müteakip sorumluluğu bulunan kişi veya kişilere mevzuatta öngörülen yaptırımların disiplin hukuku ilkeleri kapsamında tatbik edilebileceği hususunda duraksama bulunmamaktadır. Uyuşmazlıkta, davacının emrinde bulunduğu birimin sorumluluk bölgesi olan … Geçici Barınma Merkezi’nde 07.07.2020 tarihi saat 14:45 sularında 3’üncü Komd. Tb.K.’lığına ait depo olarak kullanılan 4 adet çadırda meydana gelen yangın nedeniyle düzenlenen 14.07.2020 tarihli idari tahkikat rapor içeriği ile “Yangının çıkış sebebinin mevsim normallerinin üzerinde olan aşırı sıcaklardan kaynaklı olduğu değerlendirmesi yapılarak görgü tanıkları ve itfaiye raporu ile de yangının kesin olarak çıkış sebebinin tespit edilemediğinin” anlaşılması karşısında, çıkan yangın sonucunda 4 adet çadırda mevcut malzemelerin zayi olması sonucunda oluşan kamu zararında olayın vasıf ve mahiyeti de nazara alınarak davacı ve dava dışı personele atfı kabil bir kusurun olup olmadığı ile kusur nispetlerinin tespiti tahtında anılan olayın araştırılmasına yönelik düzenlenen idari tahkikat raporundan bağımsız olarak disiplin soruşturması açılarak disiplin hukuku kapsamında mevzuat hilafına tutum ve/veya eylemi tespit edilen personelin tespiti ile işlem tesisi cihetine gidilmesi gerekirken, aksi hareketle disiplin şüphelisi davacının salt savunması alınması suretiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2022/1857-3358 E- K)
Kendisine karşı saygısızlık yapılan ve aynı zamanda ceza soruşturmasında mağdur olan kişi disiplin cezası veremez.
* Bu durumda; kendisine saygısızlık yapıldığı gerekçesiyle savunma isteyerek soruşturmayı başlatan ve söz konusu soruşturma sonucu cezayı veren kişinin aynı kişi olması, öte yandan davacı ile aralarında devam etmekte olan hakaret ve yaralama suçu kapsamında … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2017/83 sayılı soruşturma bulunması, objektif ve tarafsız değerlendirmeyi olumsuz yönde etkileyeceğinden, disiplin hukuku ilkelerine aykırılık teşkil eden “1/12 oranında aylıktan kesme” cezası ile bu işleme yapılan itirazın reddine dair … Kolordu Komutanlığı’nın 26.05.2017 tarih ve … sayılı işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. (Erzurum Blg.İd.Mah.3.İd.Dava D.nin 2019/365 E-2021/868 K sayılı kararı ile onanan Erzincan İdare Mahkemesinin 2017/515 E-2018/1143 K sayılı kararı)
İdari tahkikat sonucunda kendisine de kusur atfedilen bölük komutanı disiplin cezası veremez.
* Dava konusu disiplin cezasının, olaya ilişkin olarak yürütülen idari tahkikat sonucunda kendisine de kusur atfedilen bölük komutanı P.Ütğm. E.D. tarafından tesis edildiği, ancak davacının disiplin amiri olan bölük komutanı P.Ütğm. E.D.’nin aynı zamanda olayda dahlinin bulunduğu görülmüş olup, olaya ilişkin olarak yürütülen idari tahkikat sonucunda kendisine de kusur atfedilen disiplin amiri tarafından davacının disiplin cezasıyla cezalandırılması işleminin, tarafsızlık ve objektiflik ilkelerini zedeleyeceği sonucuna varılmakla, bu haliyle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2022/1443-2802 E- K sayılı kararı ile onanan Kastamonu İdare Mahkemesinin 2021/231 E-2022/195 K sayılı kararı)
Olayın mahiyeti dikkate alındığında disiplin soruşturması yapılmaksızın disiplin cezası verilemez.
* Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, 6413 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “Maiyetinden birinin disiplinsizlik teşkil edebilecek bir fiilini veya mesleğe aykırı tutum ve davranışını herhangi bir şekilde öğrenen disiplin amirleri, olayın araştırılması gerektiğine kanaat getirirse, yazılı olarak görevlendireceği soruşturmacılar vasıtasıyla ya da şahsen disiplin soruşturması yapar.” hükmü göz önüne alındığında, disiplin amirlerlerine, ilgililer hakkında bir disiplin soruşturması yapılarak veya yapılmayarak işlem tesis edebilecekleri hususunda anılan maddede bir takdir hakkı tanınmış ise de, bu takdir hakkının yargı yerlerince soruşturmanın gerekip gerekmediği konusunda hukuki denetiminin yapılması gerekeceği, dava konusu olayda ise, anılan maddede yer alan “olayın araştırılması gerektiğine kanaat getirirse” ifadesi kapsamında dava konusu cezaya dayanak alınan fiiller ile ilgili olarak davacının savunmasında, 19.01.2017 tarihli tutanak içeriğinin aksi yönde olduğuna dair ısrarlı beyanının olduğu, bir başka deyişle, usulüne uygun bir disiplin soruşturması yapılarak davacı ile komutanı Üsteğmen arasında geçen diyaloğun ne şekilde gerçekleştiği, amirine saygısızlık derecesine varıp varmadığı hususlarının ilgililerin ifadesi alınmak ve gerekiyorsa lehe ve aleyhe diğer delillerin de toplanması suretiyle şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması gerektiği, bu nedenle, olayın gelişimi ve oluşumu dikkate alındığında, dava konusu olayda usulüne uygun bir soruşturma yapılmasına gerek bulunduğu sonucuna varıldığından, soruşturma yapılmadan sadece savunma alınmak suretiyle işlem tesis edilmesinde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmamıştır. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2018/814-2908 E- K)
Olayın niteliği, işlenişi, vasfı ve kapsamı gereğince disiplin soruşması yapılmasına gerek görülmediği şeklinde kullanılan takdir yetkisi isabetli olduğu gibi ceza verilen ile arasında husumet bulunmayan ve olayın tarafı olmayan disiplin amiri tarafından disiplin cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
* Davacının, doğrudan amiri olan Ütğm F.T. tarafından davaya konu disiplin cezası ile tecziye edilmiş olup, bu itibarla, objektif bir soruşturma raporuna dayanılmaksızın, doğrudan olayın tarafı/müştekisi olan disiplin amirince verilen davaya konu disiplin cezasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin vasfı ve niteliği ile anılan Kurumda görev yapan personelin tabi olduğu 6413 sayılı Kanun hükümleri göz önüne alındığında, sivil memurlar için dikkate alınan “disiplin cezasına dayanak alınan olayın tarafı olmayan bir muhakkik atanarak, bir disiplin soruşturması yapılması ve usulüne uyun olarak yapılan bu disiplin soruşturması sonucuna göre ceza verilen ile arasında husumet bulunmayan ve olayın tarafı olmayan disiplin amiri tarafından disiplin cezası verilmesi gerektiğine” dair ilkeden ayrılınarak, davacının komutanı ve disiplin amiri olan Üsteğmen tarafından, salt davacının savunması alınarak tesis edilen dava konusu işlemde bu bakımdan hukuka aykırılık bulunmamıştır. Ayrıca, dosyada bulunan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, 6413 sayılı 7. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “Maiyetinden birinin disiplinsizlik teşkil edebilecek bir fiilini veya mesleğe aykırı tutum ve davranışını herhangi bir şekilde öğrenen disiplin amirleri, olayın araştırılması gerektiğine kanaat getirirse, yazılı olarak görevlendireceği soruşturmacılar vasıtasıyla ya da şahsen disiplin soruşturması yapar.” hükmü göz önüne alındığında; dava konusu olayın niteliği, işlenişi, vasfı ve kapsamı gereğince anılan madde uyarınca bir disiplin soruşması yapılmasına gerek görülmediği şeklinde kullanılan takdir yetkisinin de bakılan uyuşmazlık yönünden yerinde olduğu anlaşılmıştır. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/1312-2532 E-K, aynı doğrultuda 2021/264 E-2022/379 K)
Tarafsız ve bağımsız bir soruşturmacı tayin edilerek disiplin soruşturması yapılamadan disiplin cezası verilemez.
* Bir kamu görevlisinin suç oluşturduğu iddia edilen fiili ile ilgili olarak idarece açılan bir disiplin soruşturmasında; soruşturma emri verilmesi, bağımsız, üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, soruşturmacı olarak atananların ve cezayı verecek olan disiplin amirlerinin veya disiplin kurulu üyelerinin soruşturmaya konu olayla hiçbir ilgisi bulunmayan, hakkında soruşturma yapılan kamu görevlisinin suç konusu eyleminden zarar gören veya yarar sağlayan veya olayın mağduru durumundaki kişilerden etkilenebilecek konumda bulunmayan kişi veya kişilerden olmaları gerekmekte olup, olayla ilgili tanık ve soruşturulanların ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiil ile ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturulanların görev ve konumları itibariyle sorumlulukları ve suçun oluş biçimi irdelenerek düzenlenen rapor ile fiilin sübut bulup bulmadığının ortaya çıkarılması, bu aşamada soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve ilgili makama sunması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olması ve yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek savunmasının alınması disiplin hukukunun temel ilkelerinden olup hukuki güvenliğin de gereğidir. Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Olayda; davacının üzerine atılı disiplin suçunu işlediğinin şüpheye yer vermeyecek bilgi ve belgelerle ortaya konulabilmesi açısından tarafsız ve bağımsız bir soruşturmacı tayin edilerek iddianın tüm ayrıntılarıyla araştırılması, disiplin cezasına konu eylemin sübuta erip ermediğinin tespiti amacıyla düzenlenecek soruşturma raporu değerlendirilmek suretiyle işlem tesis edilmesi gerekirken; amiri tarafından yalnızca davacının savunmasının alınması suretiyle disiplin cezası verilmesi (2 gün hizmet yerini terk etmeme) yolunda tesis edilen işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. (Adana Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.2019/248-979 E-K, 2020/125 E-2021/335 K, 2020/1462-400 K) (Söz konusu içtihatlar Danıştay’ın devlet memurlarının disiplin hukukuna ilişkin yerleşik içtihatlarına dayanmaktadır. Danıştay 12.D.2017/2235 E-2019/3589 K)
* … … Ana Jet Üs Komutanlığı’nda Hava İstihkam Astsubay Üst Çavuş rütbesiyle görev yapan davacıya Hava İstihkam Yüzbaşı H.İ.C. tarafından “Üs vaziyet planına pis su – temiz su hatlarından eklenmemiş olanları da işleyelim” şeklinde emir verildiği, davacının da “Vaktim yok zaman bulamam” diyerek izin almadan Hava İstihkam Yüzbaşı H.İ.C.’in yanından ayrıldığından bahisle Hava İstihkam Yüzbaşı H.İ.C. tarafından savunması alındıktan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 8, 14/2 ve 11. maddesinin ç fıkrası uyarınca bir alt ceza uygulanarak aylıktan kesme cezasıyla (3 ceza puanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun (1) sayılı Disiplin Amirlerinin Ceza Yetkilerini Gösteren Çizelgesine istinaden 1/20 oranında) cezalandırılmasına karar verildiği, davacı tarafından bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bakılan uyuşmazlıkta; dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına konu olayın muhatabı Hava İstihkam Yüzbaşı H.İ.C. tarafından disiplin amiri sıfatıyla davacının yalnızca savunması alınarak ceza verildiği, olayın muhatabı olmayan bağımsız ve tarafsız üçüncü bir kişi soruşturmacı tayin edilmeden yalnızca davacının savunması alınarak, objektiflik ve tarafsızlık ilkesine aykırı olarak işlem tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmamaktadır. (Gaziantep Blg.İd.Mah.5.İd.Dava D.2019/3498 E-2021/410 K, 2019/445 E-2021/102 K)
* Davacının, … Komutanlığını temsilen katıldığı faaliyet sırasında amirince verilen görevi kabul etmemek suretiyle 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetler Disiplin Kanunu’nun 18/a. maddesinde belirtilen “Amire saygısızlık” fiilini işlediğinden bahisle verilen disiplin cezasından kaynaklanan işbu uyuşmazlıkla ilgili olarak, davacının açıklamaları/iddiaları ile olayın özelliği (olay esnasında başka kişilerin de mevcut olması) göz önüne alındığında, söz konusu olayın inceleme ve araştırmayı gerektirdiği sonucuna ulaşılmış olup, bu bağlamda; davacı hakkındaki suçlamalarla ilgili olarak ifadeler ve diğer delillerin toplanması suretiyle bağımsız ve davacıyla denk/üst konumda olan bir muhakkikçe soruşturma yapılarak soruşturma raporu hazırlanması suretiyle (ve de yine savunması alınarak) davacı hakkında disiplin yönünden bir değerlendirme yapılmasının gerekmesi karşısında, bu hususlar yerine getirilmeden tesis edilen dava konusu işlemde aktarılan nedenlerle hukuka uygunluk bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.2019/19-2106 E-K)
* Davacı hakkında mazeretsiz göreve gelmediği ve kısa süreli kaçtığı yolunda tanzim edilen 23.03.2016 ve 24.03.2016 tarihli tutanaklar üzerine “Kısa süreli kaçmak: Kıtasından veya görev yerinden yedi günü aşmayacak ve bu süre içinde kendiliğinden gelecek şekilde kaçmak veya mesaiye gitmemek” fiilini işlediğinden bahisle verilen disiplin cezasından kaynaklanan işbu uyuşmazlıkla ilgili olarak, davacı tarafından dava dilekçesinde; 21.03.2016-01.04.2016 tarihinde orduevinde tecrit hayatı yaşadığına, bölüklerde rutin bir mesai çizelgesi olmadığına ve anılan tutanak tarihlerindeki durumuna dair açıklamaları/iddiaları ile olayın özelliği göz önüne alındığında, söz konusu olayın inceleme ve araştırmayı gerektirdiği sonucuna ulaşılmış olup, bu bağlamda; davacı hakkındaki suçlamalarla ilgili olarak delillerin toplanması suretiyle bağımsız ve davacıyla denk/üst konumda olan bir muhakkikçe soruşturma yapılarak soruşturma raporu hazırlanması ile davacının savunmasının alınması suretiyle davacı hakkında disiplin yönünden bir değerlendirme yapılmasının gerekmesi karşısında, bu hususlar yerine getirilmeden tesis edilen dava konusu işlemde aktarılan nedenle hukuka uygunluk bulunmamakta olup, bu hususa ilişkin ilk derece Mahkemesinin gerekçesi Dairemizce de yerinde görülmektedir.(İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/60-1934 E-K)
Olayda davacı hakkında bir daha Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaması sonucunu doğuracak disiplin ve adli suç konusu olan nitelikte bir isnat var iken, olayın araştırılmasını gerektirecek bir durumun olmadığı kanaatine ulaşılmasının kabul edilmesine hukuken imkan bulunmamaktadır.
* Her ne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliği’nin 13.maddesinin, 2.fıkrasında; “Maiyetinden birinin bu Yönetmelik kapsamında Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizliklerden birini teşkil edebilecek bir fiilini veya durumunu herhangi bir şekilde öğrenen disiplin amirleri, olayın araştırılması gerektiğine kanaat getirirse, yazılı olarak görevlendireceği soruşturmacılar vasıtasıyla ya da şahsen 6413 sayılı Kanunun 7 nci maddesi uyarınca disiplin soruşturması yapar…..” düzenlemesine yer verilerek, disiplin soruşturması yapma konusunda disiplin amirine bir takdir yetkisi verildiği görülmekte ise de bu takdir yetkisinin de yargısal denetime tabi olduğunda kuşku bulunmamaktadır, bu sebeple uyuşmazlık konusu olayda davacı hakkında bir daha Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaması sonucunu doğuracak disiplin ve adli suç konusu olan nitelikte bir isnat var iken, olayın araştırılmasını gerektirecek bir durumun olmadığı kanaatine ulaşılmasının kabul edilmesine hukuken imkan bulunmadığı, bu durumda; davacıya isnat edilen eylem ile ilgili olarak soruşturma yapılması ve yapılacak tahkikat neticesinde hazırlanacak olan soruşturma raporu ve getirilecek teklif dikkate alınarak bir işlem tesis edilmesi gerekirken, tarafsız bir soruşturmacı tarafından usulüne uygun olarak herhangi bir soruşturma yapılmaksızın, sadece bilgi alma tutanakları düzenlenerek ve davacının savunması alınmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. (Gaziantep Blg.İd.Mah.5.İd.Dava D.2019/ 2748 E-2021/1 K)
Disiplin amirinin “araştırma” yapmaya gerek duymadığı hallerde soruşturmacı görevlendirme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak yargı mercileri her münferit davada maddi olayın araştırılması gerekip gerekmediğini değerlendirebileceklerdir. Amire saygısızlık söz konusu olduğunda muhatap olan disiplin amiri tarafından ceza verilemez.
* Yukarıdaki mevzuat hükümlerine göre disiplin cezası uygulayacak olan amirlerin takdir haklarını “ölçülü, adaletli ve hakkaniyetli” bir şekilde kullanmaları yönündeki amir hükme yer verilmekle, Türk Silahlı Kuvvetlerinin disiplin hukukunu ilgilendiren işlemlerinde de ceza hukukuna hakim olan “tarafsızlık ve objektiflik” ilkeleri daha da etkin bir statüye kavuşmuş ise de, silahlı kuvvetlerin disiplin işlemleri hakkında hizmetin niteliğine uygun farklı yasal düzenlemeler yapılması ve söz konusu ilkeler ile bu düzenlemelerin her maddi olaya özgü koşullar altında ele alınması zorunludur. Bu bağlamda; disiplin işlemlerinin “Soruşturma” ve “Cezalandırma” evreleri itibariyle kısa bir değerlendirme yapılacak olursa; Disiplin soruşturması yapma veya yaptırma yetkisi tüm sıralı disiplin amirlerine verilmiş olup, 6413 sayılı Kanun’un 7. maddesinin gerekçesinde de açıkça; “… Disiplin soruşturması yapabilmek için maiyetinin disiplinsizlik teşkil eden fiilinin … herhangi bir şekilde öğrenilmesi yeterlidir… disiplin soruşturmacısı görevlendirilmesinin disiplin amiri tarafından veya disiplin amirinin teklifi üzerine veya resen üst disiplin amirleri tarafından da yapılabileceği kastedilmiştir.” denildiğinden, disiplin soruşturmasının disiplin amirince bizzat yapılabileceği gibi bir başkasını görevlendirme noktasında ilgili Kanunda herhangi bir engel bulunmadığı, buna bağlı olarak disiplin amirinin “araştırma” yapmaya gerek duymadığı hallerde soruşturmacı görevlendirme zorunluluğu bulunmadığı, ancak yargı mercilerinin her münferit davada maddi olayın araştırılması gerekip gerekmediğini, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile fiilin oluş biçimi ve özelliği gibi hususları göz önüne alarak değerlendirebileceği tabiidir. Disiplin cezası yönünden ise; disiplinsizlik teşkil eden fiile muhatap olan kişinin aynı zamanda bu fiil nedeniyle ceza uygulayan pozisyonunda olması, tesis edilen işlemin “tarafsızlığı ve objektifliği” hususunda tereddüt oluşturacaktır. Bu hususun ise çağdaş ve modern ceza ilkelerini benimseyen hukuk sistemlerinin tamamında şekli bir hukuka aykırılık sebebi kabul edildiği ihtilafsızdır. Şekli kuralların en önemli fonksiyonlarından biri ise cezai işlemlerin toplum vicdanında kabulünü sağlayan inancı oluşturmasıdır. Buna bağlı olarak disiplin amirince verilen bir disiplin cezasının “Adaletli” olduğundan söz edilebilmek için sadece adil bir şekilde tesis edilmesi değil aynı zamanında toplum vicdanında da bu şekilde yer bulması, yani adil olduğuna inanılması gerektiği söylenebilir. Diğer bir ifadeyle; disiplin amiri tarafından disiplin cezası verilirken tarafsız, objektif, adil, hakkaniyetli, ölçülü davranılsa dahi bu yöndeki toplumsal kabulü oluşturan “Şekli” eksikliklerin hukuka aykırılık sebebi sayılacağı, zira bu durumun yukarıda ayrıntılı bir şekilde izah edildiği üzere 6413 sayılı Kanun’un 6. maddesinde yer verilen takdir hakkının “Adaletli” kullanılması esasına aykırılık teşkil edeceği açıktır. Somut olayda; davacının 14/04/2017 tarinde saat 16:00 sularında yaptığı telefon görüşmesi sırasında sarfettiği bir takım söz (“Nedir derdin, derdini söyle bana, ne yapmaya çalışıyorsun” tarzında konuşmalar) ve sergilediği davranış (Konuşma sırasında telefonu kapatıp 4 gün boyunca aramama) nedeniyle disiplin amiri tarafından 19/04/2017 tarihli savunma isteme yazısı gönderilmek suretiyle bizzat soruşturmaya başlandığı, 28/04/2017 tarihli savunması yetersiz bulunan davacının yine disiplin amiri tarafından tesis edilen 09/05/2017 tarihli dava konusu işlemle tecziye edildiği, dava konusu işlem içeriğinde davacıya isnat edilen sözler ve davranış şekli belirtildikten sonra bunların hukuki nitelemesinin (Amire Saygısızlık) yapıldığı ve pişmanlık emaresi göstermediği gerekçe gösterilerek cezada hafifletici veya ağırlaştırıcı sebepler bulunmadığı yolundaki disiplin amiri kanaatine de yer verildiği görülmektedir. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde; disiplin işlemlerinde askerlik hizmetine özgü özel düzenlemelerin yapılabileceği ve bu düzenlemelerin genel ceza hukuku ilkelerine bağdaştığı sürece maddi olaylarda dikkate alınacağı gibi somut olayda “disiplinsizlik” olarak nitelenen fiiller, davacının disiplin amiriyle arasındaki bir telefon konuşması sırasında söylenen ve sergilenen söz ve davranışlardan ibaret olup, ayrıca bir soruşturmacı görevlendirmek suretiyle “araştırılması” gereken bir mahiyet taşımadığından, ilk derece Mahkemesinin özetle; “davacıdan savunma alınmasının soruşturma açılması anlamı taşımadığı” ve “dava konusu işleme tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek soruşturma yapılmamasının hukuka aykırı” olduğu gerekçeleri yerinde görülmemekle beraber dava konusu disiplin cezasının disiplinsizlik fiilerinin (amirine saygısızlık) doğrudan muhatabı olan disiplin amiri tarafından verildiği gözetildiğinde; bu hususun 6413 sayılı Kanun’un 6. maddesinde yer verilen takdir hakkının “Adaletli” kullanılması esasıyla bağdaşmayacağı sonucuna varılmıştır. Bu durumda; dava konusu işlemde belirtilen gerekçeyle hukuka uygunluk; dava konusu işlemin iptaline hükmeden ilk derece Mahkemesi kararında ise sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2018/3210 E-2019/773 K)
* Davacını şahsına ait dizüstü bilgisayarıyla işyerinde internet kullanması eylemi nedeniyle yapılan başka bir soruşturmada vermiş olduğu savunma dilekçesinde; “Eğer odamdaki bağlantı sizi rahatsız ediyor ise bunu odama casus gibi gönderilen OBİ işlem memuru ve elektrik teknisyeni yerine tarafıma açıkca sorsaydınız zaten saklamadığım bir şeyi ifade ederdim…ama siz albay rütbesindeki bir şube başkanı olan sizin şube başkanınız olan şahsımla diyalog yerine hiçbir ikaz gereği duymaksızın savunma isteme seçeneğini tercih ettiniz…bugünden sonra …ASAL Blg.Bşk. bir albay olarak Disiplin Kanunu ve askerlik mesleğinin gerektirdiği asgari saygı ve itaat kuralları ve resmi ilişkiler çerçevesinde şahsınıza gösterilmeye devam edilecektir. Ancak karşılıklı sevgi ve samimiyete dayalı ilişkileri sonlandırdığınızı arz ederim.” şeklindeki ifadeleri ile 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetler Disiplin Kanunu’nun 18/a. maddesinde belirtilen “Amire Saygısızlık: Hizmette veya hizmete ilişkin hallerde amire gösterilmesi gereken saygıyı kasıtlı olarak göstermemek veya amirin yapmış olduğu ikaz, tenkit veya muahezeyi saygı ile kabul etmemek” fiilini işlediğinden bahisle aylıktan kesme cezasıyla tecziyesine ilişkin işlemden kaynaklanan işbu uyuşmazlığın, başka bir savunma dilekçesinde sarf edilen sözlerden kaynaklanan bir olaya dayandığı, Dairemizce bu olayın oluş biçimi ve özelliği göz önüne alındığında olayın inceleme ve araştırmayı gerektirmediği, dolayısıyla bu bağlamda idarece soruşturma yapılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı neticesine ulaşılmış olup, mahkemenin soruşturma yapılma zorunluluğuna dair iptal gerekçesi yerinde görülmemiştir…Disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarının sağlıklı ve objektif olması, disiplin amirleri ve disiplin kurulları üyelerinin olayı objektif değerlendirmesiyle mümkün olduğundan, disiplin hukukunda; hakkında soruşturma yürütülen kişilerle arasında husumet bulunan, soruşturmada taraf/mağdur pozisyonunda olan, soruşturmaya konu olayda tanık/şahit konumunda bulunan ve önceden kanaat açıklaması yapan kişilerin disiplin amiri sıfatıyla ya da disiplin kurulu üyesi olarak tesis edilecek disiplin cezası işlemine katılamayacakları kabul edilmektedir. Dava konusu disiplin cezasını veren amiri tarafından, davacının kendisine karşı kullandığı ifadelerle saygısızlık yaptığından hareketle, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18/a maddesinde belirtilen “Amire saygısızlık” fiilini işlediğinden bahisle işlem tesisine gidilmiş olup, disiplin cezalarının sağlıklı ve objektif olması cezayı veren disiplin amirlerinin olayı objektif değerlendirebilmeleriyle mümkün olacağından, olayın tarafı olan disiplin amiri tarafından davacıya şahsıyla ilgili ifadeler nedeniyle disiplin cezası verilmesinin objektiflik ve tarafsızlık ilkelerine uygun olmadığı aşikar olup, mahkemece de kararın sonuç kısmında kısaca belirtildiği gibi, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/ 1910-2297 E-K)
* 6413 sayılı Yasaya tabi personel yönünden soruşturmacının şahsına ilişkin bulunmayan konularda disiplin soruşturmasının disiplin amiri tarafından bizzat veya görevlendireceği bir soruşturmacı tarafından yapılmasına engel bir husus bulunmadığı, bakılan davada da, disiplin cezasına konu olayın meydana geliş şekli ve niteliği gereği, davacıya isnat olunan fiilin ayrıca inceleme ve araştırmayı gerektirmediği ve konunun disiplin amirinin şahsına yönelik olmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince, davacı hakkında soruşturma açılmaksızın sadece savunması alınarak disiplin cezası verildiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/336-558 E-K)
* 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu düzenlemelerine (7. ve 39. maddeler) göre, inceleme ve araştırmayı gerektirmeyecek hallerde disiplin soruşturması yapılması zorunluluğu bulunmadığı aşikar ise de, olayın inceleme ve araştırma gerektirip gerektirmediğinin, olayın oluş biçimi ve özelliği gibi durumlar göz önüne alınmak suretiyle her münferit olayda yargı mercilerince dosya kapsamındaki bilgi/belgeler tetkik edilerek değerlendirileceği tabiidir. Bu minvalde uyuşmazlığa bakıldığında; davacının, temaruz disiplinsizliği (Bazı isteklerini yerine getirmek, kişisel bir menfaat sağlamak, görev veya sorumluluktan kaçmak gibi amaçlarla hastalığını abartmak veya olmadığı hâlde bir rahatsızlığı varmış gibi göstererek sağlık kuruluşlarına sevkini sağlamak suretiyle günlük mesainin bir kısmına katılmamak) işlediğinden bahisle verilen disiplin cezasından kaynaklanan işbu uyuşmazlıkla ilgili olarak, davacının yaptığı ileri sürülen eylemin aktarımı yapılan niteliği göz önüne alındığında, inceleme ve araştırmayı gerektirdiği sonucuna ulaşılmıştır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/1554-2424 E-K)
“Tarafsızlık İlkesi” ışığında, olayın tarafı olan disiplin amirince disiplin cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
* 6413 sayılı Kanun’daki düzenlemeler gerekçeleriyle beraber irdelendiğinde; söz konusu Kanun’a göre inceleme ve araştırmayı gerektirmeyecek hallerde disiplin amirince disiplin soruşturması yapılması/yaptırılması zorunluluğu bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Ancak, olayın inceleme ve araştırma gerektirip gerektirmediğinin, olayın oluş biçimi ve özelliği gibi durumlar göz önüne alınmak suretiyle her münferit olayda yargı mercilerince dosya kapsamındaki bilgi/belgeler tetkik edilerek değerlendirileceği de aşikardır. Bu minvalde; her ne kadar Mahkemece dava konusu disiplin cezası öncesinde soruşturma yapılmamasının dava konusu işlemin hukuka aykırılığına sebep teşkil ettiği gerekçesine yer verilmiş ise de, davacının eğitim amaçlı koşu sonrasında toplu düzende birliğinin başında olmadığı, emir ve komuta devredildiğinde de birliğinin yanına gitmeden bölgeden ayrıldığı ve bunun akabinde amiriyle yaşadığı diyalog esnasında söylem ve eylemle saygısızlık yaptığından bahisle verilen dava konusu disiplin cezasından önce; olayın oluş biçimi ve özelliği göz önüne alındığında, söz konusu olayın inceleme ve araştırmayı gerektirmediği sonucuna ulaşılmış olup, bu bağlamda; soruşturma yaptırılmaması yolunda disiplin amirince kullanılan yetkinin dava konusu işlem açısından hukuka aykırı bir durum teşkil etmediği neticesine varılmakla, Mahkemenin aktarımı yapılan gerekçesi yerinde görülmemiştir. Ancak; Mahkemenin, “Tarafsızlık İlkesi” ışığında, olayın tarafı olan disiplin amirince disiplin cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı yolundaki gerekçesi yerinde görüldüğünden, iptale dair mahkeme kararında bu gerekçe yönünden ve dolayısıyla sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2. İd.Dava D.2018/2700 E-2019/28 K)
* 6413 sayılı Kanununun 7. maddesinin 1. fıkrasında; “Maiyetinden birinin disiplinsizlik teşkil edebilecek bir fiilini veya mesleğe aykırı tutum ve davranışını herhangi bir şekilde öğrenen disiplin amirleri, olayın araştırılması gerektiğine kanaat getirirse, yazılı olarak görevlendireceği soruşturmacılar vasıtasıyla ya da şahsen disiplin soruşturması yapar.” düzenlemesi yer almakta, diğer yandan; Anayasa Mahkemesinin, yukarıda alıntısına yer verilen kanuni düzenleme hakkında, bu Kanun kapsamındaki personelin tabi olduğu mevzuat sistematiği çerçevesinde yaptığı değerlendirmelere dayalı herhangi bir kararı da bulunmamaktadır. Dava dosyasının incelenmesinden; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı mensubu davacının statüsü gereği 6413 sayılı Kanun hükümlerine tabi olup, emniyet mensupları ile diğer genel kolluk görevlilerine ilişkin disiplin konularının düzenlendiği 7068 sayılı Kanun hükümlerinin somut olaya uygulanması mümkün olmadığı gibi 6413 sayılı Kanun’un 7/1 maddesindeki hükmün hukuk alemindeki varlığını devam ettirmesi karşısında, Anayasa Mahkemesinin 7068 sayılı Kanundaki bir düzenlemeye ilişkin değerlendirmelerinden hareketle oluşturulan “…Anayasa Mahkemesince, kamu görevlilerine disiplin cezası vermeyi gerektiren bir fiilin varlığı halinde mutlak suretle soruşturma yapılması ve soruşturma yapılmadan verilen disiplin cezalarının idari yargı yerlerince iptal edilmesi gerektiğine vurgu yapıldığı” şeklindeki ikinci bir gerekçenin, iş bu davaya konu uyuşmazlığın çözümüne esas olabilecek bir mahiyet taşımadığı sonucuna varılmıştır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2020/1984-1358 E-K)
* 6413 sayılı Kanun uyarınca inceleme ve araştırmayı gerektirmeyecek hallerde disiplin amirince disiplin soruşturması yapılması zorunluluğu bulunmadığı sonucuna varılmaktaysa da, dava konusu olayın inceleme ve soruşturmayı gerektiren nitelik ve içeriği göz önüne alındığında disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra ilgili hakkında soruşturmacı görevlendirilmesi gerekir.(İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2021/2480-2579 E-K)
* Davacı hakkında “nöbet talimatına aykırı hareket etmek” disiplinsizliğinin işlendiği kanaatine varıldığından dava konusu disiplin cezasının tesis edildiği görülmekte ise de, idare tarafından, 29/10/2020 tarihli tutanak ve bilgi alma tutanakları haricinde olay ile ilgili disiplin soruşturması yapıldığına dair herhangi bir bilgi belge ve soruşturma raporu sunulamadığı, davacı tarafından hem Disiplin Kurulunda yapmış olduğu savunmada hem de dava dilekçesindeki beyanlarında Tabur Komutanı O.Ö.K. ile arasında husumet olduğu ve bu durumun adli makamlara da intikal ettiğini belirttiği halde, tutulan tutanakların tamamında O.Ö.K.’nın imzasının bulunduğu ve bilgi alma tutanaklarında bilgi alan olarak yine O.Ö.K.’nın bulunduğu görülmektedir.Bu durumda, davacının üzerine atılı fiillerin inceleme ve soruşturmayı gerektiren nitelik ve içerik arz ettiği hususu göz önüne alındığında, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra ilgili hakkında soruşturmacı görevlendirilmesi için soruşturma emri verilmesi gerekmekteyken, verilmediği ve herhangi bir soruşturma raporu düzenlenmediği anlaşıldığından, disiplin hukukunun usul ve yöntemine uygun biçimde bir disiplin soruşturması yapılmadan, sadece savunmasının alınması üzerine davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık, aksi yönde verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2022/440-767 E-K)
* Uyuşmazlığa konu Olayda; dava konusu disiplin cezasını veren ve davacının disiplin amiri konumunda olan bölük komutanı (F.A)’nın, aynı zamanda disiplin cezasına konu nöbet emirlerini sözlü olarak veren, davacı hakkında soruşturma açılmasına dayanak alınan tutanaklar üzerine soruşturmayı başlatan, soruşturmayı bizzat yürüten, davacının savunmalarını alan ve nihayetinde disiplin amiri olarak dava konusu disiplin cezasını veren kişi olduğu anlaşılmakta olup, disiplin soruşturmasına konu edilen olayla ilgili emri veren, verilen emrin yerine getirilmediğine ilişkin tutanaklara istinaden soruşturma başlatan ve soruşturmayı yürüten kişi ile soruşturma sonunda disiplin cezasını veren kişinin aynı olmasının objektif ve tarafsız değerlendirmeyi olumsuz yönde etkileyeceğinden, tarafsızlık ve objektiflik ilkesine aykırılık teşkil eden dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddine ilişkin mahkeme kararında ise hukuka uygunluk görülmemiştir. (Bursa Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.2021/433 E-2022/97 K)
* Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Soruşturma emri verilmesi; bağımsız ve üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda; olayın değerlendirilmesi soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olmasının, yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınması gerekliliği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenlik ilkesinin de gereğidir. Bakılan uyuşmazlıkta, davacı hakkında ceza verilmesine neden olan hoşnutsuzluk yaratmak fiilinin tarafı olan birinci sicil amiri depolar takım komutanı tarafından disiplin amiri sıfatıyla davacının yalnızca savunması alınarak ceza verildiği, usulüne uygun soruşturma açılmadığı, bağımsız ve tarafsız bir soruşturmacı tayin edilmeden yalnızca davacının savunması alınarak, objektiflik ve tarafsızlık ilkesine aykırı işlem tesis edildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. (Danıştay 12.D.2017/2245 E-2020/597 K)
* Davacı hakkında ceza verilmesine neden olan emri veren sicil amiri filo komutanı tarafından, disiplin amiri sıfatıyla ceza verildiği, usulüne uygun soruşturma açılmadığı, soruşturma raporu düzenlenmediği, sözlü emrin davacıya iletilip iletilmediğinin her türlü şüpheden uzak, somut, kesin, yeterli ve inandırıcı delillerle ortaya konulmadığı, bağımsız ve tarafsız bir soruşturmacı tayin edilmeden objektiflik ve tarafsızlık ilkesine aykırı işlem tesis edildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.(Danıştay 12.D.2017/2263 E-2020/3436 K)
* 6413 sayılı Kanun’a göre inceleme ve araştırmayı gerektirmeyecek hallerde disiplin amirince disiplin soruşturması yapılması/yaptırılması zorunluluğu bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Ancak, olayın inceleme ve araştırma gerektirip gerektirmediğinin, olayın oluş biçimi ve özelliği gibi durumlar göz önüne alınmak suretiyle her münferit olayda yargı mercilerince dosya kapsamındaki bilgi/belgeler tetkik edilerek değerlendirileceği de aşikardır. Uyuşmazlıkta; dava konusu işlemin gerekçesi olarak “17.11.2018 tarihinde izinsiz olarak kışlayı ve garnizonu terk etmek, 17.11.2018 tarihinde başka bir garnizonda sıhhi tedavi sonrasında tedavi sonucunu ve sıhhi iznini geçireceği adresi bildirmemek, 23.11.2018 tarihinde Uşak ili Banaz ilçesinde ilgili Yönergeye aykırı olarak sevk almadan muayene olmak, muayene sonucunu ve sıhhi iznini geçireceği adresi bildirmemek” eylemleri gösterilmiş ise de, “17.11.2018 tarihinde başka bir garnizonda sıhhi tedavi sonrasında tedavi sonucunu ve sıhhi iznini geçireceği adresi bildirmemek” eylemiyle ilgili olarak 1. Komando Taburu 2. Komando Bölük Komutanlığı’nın 01.01.2019 tarihli ve 88078664-1560-002-19/002 sayılı işlemi ile davacının “1 gün hizmet yerini terk etmeme” cezasıyla cezalandırıldığı ve anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine ilişkin Trabzon İdare Mahkemesi’nin 13.11.2019 tarih ve E:2019/207, K:2019/1195 sayılı kararının istinaf incelemesinde Dairemizin 04.09.2020 tarih ve E:2020/189, K:2020/568 sayılı kararıyla kaldırılmasına ve işlemin iptaline karar verildiğinin görüldüğü, ayrıca “17.11.2018 tarihinde izinsiz olarak kışlayı ve garnizonu terk etmek” eylemi ile ilgili olarak ise davacının savunmasının alınmadığı, diğer eylemlerine yönelik savunması alınmış ise de, olayların oluş biçimi ve özelliği göz önüne alındığında, söz konusu olayın tüm eylemlere yönelik inceleme ve araştırmayı gerektirdiği, bu bağlamda; davacı hakkındaki suçlamalarla ilgili olarak, disiplin amirince bizzat veya bağımsız ve davacıyla denk/üst konumda olan bir soruşturmacı atanmak suretiyle yaptırılacak disiplin soruşturmasında, bahsi geçen olaylarla ilgili olan personelin ifadelerinin alınması ve olayların açıklığa kavuşturulması için gerekli inceleme ve araştırmaların yapılması suretiyle hazırlanacak soruşturma raporu üzerine davacı hakkında disiplin yönünden bir değerlendirme yapılması ve davacının isnat edilen her eylemle ilgili savunmasının alınmasının gerekmesi karşısında, dava konusu olayın özelinde disiplin hukukunun usul ve yöntemine uygun bir disiplin soruşturması yapılmadan, davacının sadece bazı eylemlerine yönelik savunması alınmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık, davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. (Samsun Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2020/194-1064 E-K)
* Davacının tabur komutanı M.Ö.’in isteği üzerine tugay komutanı Z.U. ile görüşmeye gittiğini ifade ettiği, tugay komutanı Z.U.’un tabur komutanı M.Ö. ile telefon görüşmesi sonucu tabur komutanı M.Ö.’in davacıyı göndermediğinin anlaşıldığından bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği görülmekle, olayın tarafları tabur komutanı M.Ö. ile tugay komutanı Z.U.’un konuya ilişkin ifadeleri alınarak konunun net şekilde aydınlatılmadığı dikkate alındığında, davacıya isnat edilen fiilin sübuta erip ermediği hususunun açılacak bir soruşturmada dinlenecek tanıkların ifadeleriyle anlaşılabileceği sonucuna varılmakla, soruşturma açılmadan sadece davacının savunmasının istenilmesi suretiyle tesis edilen dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık, işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir. (Samsun Blg.İd.Mah. 4.İd.Dava D.2019/58-191 E-K)
* Davacı tarafından, 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevkli olarak ve sıralı amirlerinin izni dahilinde gittiği ve anılan hususların araştırılması gerektiğinin iddia edildiği, davalı idarenin ise savunma dilekçesinde, davacının herhangi bir sevk evrakı ibraz etmediğinin öne sürüldüğünün görülmesi karşısında, davacının sevkle ilgili iddiasının gerekirse ilgili hastane nezdinde araştırılarak ve davacının sıralı amirlerinden izin aldığına yönelik olarak da tanık ifadelerine başvurulması suretiyle olayın aydınlatılması gerektiğinden, dava konusu olayda usulüne uygun bir soruşturma yapılmasına gerek bulunduğu sonucuna varıldığından, soruşturma yapılmadan sadece davacının savunmasının istenilmesi suretiyle işlem tesis edilerek davacıya verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık, işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (Samsun Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2019/ 23-181 E-K)
* Davacı hakkında mazeretsiz göreve gelmediği ve kısa süreli kaçtığı yolunda tanzim edilen 23.03.2016 ve 24.03.2016 tarihli tutanaklar üzerine “Kısa süreli kaçmak: Kıtasından veya görev yerinden yedi günü aşmayacak ve bu süre içinde kendiliğinden gelecek şekilde kaçmak veya mesaiye gitmemek” fiilini işlediğinden bahisle verilen disiplin cezasından kaynaklanan işbu uyuşmazlıkla ilgili olarak, davacı tarafından dava dilekçesinde; 21.03.2016-01.04.2016 tarihinde orduevinde tecrit hayatı yaşadığına, bölüklerde rutin bir mesai çizelgesi olmadığına ve anılan tutanak tarihlerindeki durumuna dair açıklamaları/iddiaları ile olayın özelliği göz önüne alındığında, söz konusu olayın inceleme ve araştırmayı gerektirdiği sonucuna ulaşılmış olup, bu bağlamda; davacı hakkındaki suçlamalarla ilgili olarak delillerin toplanması suretiyle bağımsız ve davacıyla denk/üst konumda olan bir muhakkikçe soruşturma yapılarak soruşturma raporu hazırlanması ile davacının savunmasının alınması suretiyle davacı hakkında disiplin yönünden bir değerlendirme yapılmasının gerekmesi karşısında, bu hususlar yerine getirilmeden tesis edilen dava konusu işlemde aktarılan nedenle hukuka uygunluk bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/60-1934 E-K)
* Davalı idarenin yukarıda alıntısına yer verilen mevzuat hükmü gereğe soruşturma yapıp yapmama konusunda takdir yetkisinin bulunduğu, davacı tarafından verilen savunma dilekçesinde de bahse konu eylemiyle ilgili araştırma yapılması istenilmediği anlaşıldığından davacı hakkında tesis edilen cezalandırma işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (İzmir.Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2022/2675 E-2023/72 K sayılı kararı ile onanan İzmir.5.İd.Mah.nin 2022/564-1637 E-K sayılı kararı)
* Uyuşmazlıkta, olayı bizzat tespit ettiği belirtilen Hv. Plt. ..A. Ö. tarafından herhangi bir tutanak tanzim edilmediği, Hv. Plt. … A. Ö.’nün ifadesine başvurulmadığı, Hv. Plt. …A. Ö.’nün olayı Hv. Uçk. Bnb. F. A.’ya bildirdiğine ilişkin Hv. Uçk. Bnb. F. A. ile Hv. Per. Asb. Kd. Bçvş C. H. tarafından tutanak tanzim edildiği, olayın bildirildiğine dair Hv. Per. Asb. Kd. Bçvş C. H.’nin ifadesine başvurulmadığı, disiplin cezasının tutanakta imzası bulunan Hv. Uçk. Bnb. F. A. tarafından verildiği, davacının kusurlu olduğu iddia edilen davranışı nedeniyle bir soruşturmacı tayin edilerek usulüne uygun soruşturma yapılmadığı ve disiplin amiri tarafından doğrudan savunma alınmak suretiyle dava konusu işlemlerin tesis edildiği görülmektedir. Bu durumda, davacı hakkında usulüne uygun bir soruşturma yapılmadan sadece savunması istenilmek suretiyle dava konusu işlemlerin tesis edildiği görüldüğünden, doğrudan savunma alınmak suretiyle tesis edilen dava konusu disiplin cezası işlemlerinde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. (Gaziantep.Blg.İd.Mah.5.İd.Dava D.2021/156 E-2022/3062 K sayılı kararı ile onanan Diyarbakır.2.İd.Mah.nin 2020/754-1312 E-K sayılı kararı)
* Davacı hakkında ceza verilmesine neden olan ”Maiyetinin gözetiminde ihmal göstermek” fiili ile ilgili olarak disiplin amiri tarafından disiplin soruşturması açılıp, bağımsız ve tarafsız bir soruşturmacı tayin edilerek düzenlenen soruşturma raporuna istinaden, soruşturma sürecinde yer almayan disiplin amiri tarafından işlem tesis edilmesi gerekirken, soruşturma açılıp, soruşturma raporu tanzim edilmeksizin aynı disiplin amiri tarafından davacının hem ifadesine hem savunmasına başvurulup, yine aynı disiplin amiri tarafından işlem tesis edilmesinde yukarıda açıklanan ilkelere ve özellikle objektiflik ve tarafsızlık ilkelerine aykırılık bulunduğundan, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, istinafa konu Mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (Gaziantep.Blg.İd.Mah.5.İd.Dava D.2020/ 1243 E-2022/619 K)
* Usulüne uygun soruşturma açılmadan, isnat edilen fiili her yönüyle ve şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya koyan soruşturmadan sonra hazırlanacak soruşturma raporu düzenlenmeden tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. (Erzurum.Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2021/2170 E-2022/2383 K)
* Davacı hakkında, disiplin cezasına konu olaydan tarafsız, hiçbir ilgisi bulunmayan disiplin amiri tarafından disiplin cezası verilmesi gerekirken, isnat edilen fiilin tespitine ilişkin tutanağı düzenleyen(olayın tanığı) Hv. P. Asb. Üçvş. A.Ş. tarafından disiplin amiri olarak işlem tesis edilmesinde yukarıda açıklanan ilkelere ve özellikle objektiflik ve tarafsızlık ilkelerine aykırılık bulunduğundan, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk, mahkeme kararında ise sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (Gaziantep.Blg.İd.Mah.5.İd.Dava D.2020/ 758 E-2022/68 K)
* Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu personeller hakkında yapılacak disiplin soruşturmasında, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununu hükümlerinin dikkate alınacağı, 6413 sayılı Yasaya tabi personel yönünden soruşturmacının şahsına ilişkin bulunmayan konularda disiplin soruşturmasının disiplin amiri tarafından bizzat veya görevlendireceği bir soruşturmacı tarafından yapılmasına engel bir husus bulunmadığı, bakılan davada da, disiplin cezasına konu olayın meydana geliş şekli ve niteliği gereği, davacıya isnat olunan fiilin ayrıca inceleme ve araştırmayı gerektirmediği ve konunun disiplin amirinin şahsına yönelik olmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince, davacı hakkında soruşturma açılmaksızın sadece savunması alınarak disiplin cezası verildiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.(İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/336-558 E-K)
- Disiplin soruşturmasında dikkat edilmesi gereken hususlar
(1) Varsa ihbar veya şikâyette bulunan kişiye müracaat edilir, dilekçenin ve dilekçe altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı öğrenilir, iddialarını açıklaması, tamamlayıcı bilgi verip delillerini göstermesi istenir.
(2) Şikâyetçi yoksa disiplinsizlikle ilgili her türlü belge (defter, dosya vb.) incelenir, delil teşkil eden belgelerin onaylı suretleri alınır.
(3) Bilirkişiye başvurulabilir, mahallinde keşif yapılabilir.
(4) Bilgi ve belge talebinde bulunmak için İlgili kurumlarla yazışma yapılabilir.
(5) Fiile ilişkin adlî soruşturma yapılmış ise, bu kapsamda alınan ifadeler, bilirkişi raporları, iddianame, kovuşturmaya yer olmadığı kararı, duruşma tutanakları, mahkeme kararları gibi delil niteliğindeki tüm belgelerin onaylı örnekleri dosyaya eklenir.
(6) Varsa, mağdur veya ihbarcı ile doğrudan bilgi ve görgü sahibi olan/olabilecek tanıkların kapsamlı bir şekilde beyanları alınır. Alınan tüm beyanların yazılı olması, ifadeyi alan, veren, yazan, tarih ve imzaların bulunması gerekir.
(7) Soruşturma devam ederken ve özellikle soruşturmanın sonunda hakkında soruşturma açılan personelin ifadesine başvurulur. Bunda amaç savunma almak değil, ilgilinin konu ile ilgili bilgi ve düşüncelerini saptamaktır. Soruşturmacı tarafından disiplinsizlikle ilgili ifadesine başvurulması savunmasının alındığı anlamına gelmemektedir. Soruşturması yapılan personel ifade verip vermemekte serbesttir. İfade vermeye zorlanmamalıdır. Ancak ifade vermek istemediğine ilişkin belgeyi imzalaması sağlanmalıdır. Hakkında soruşturma yürütülen bundan da imtina ederse orada bulunanlar veya davet edilecek diğer personel yardımıyla durum bir tutanakla tespit edilir ve dosyaya eklenir.
(8) Soruşturmacı, görevlendirildiği fiil veya halin dışında yeni bir disipline aykırı fiil veya hal tespit ederse kendiliğinden soruşturma yapamaz. Durumu disiplin amirine yazılı olarak bildirir. Kendisine yazılı olarak ek soruşturma izni verildiği takdirde bu konularda da soruşturma yapılabilir. Ya da devam eden soruşturmadan bağımsız olarak ele alınabilir.
(9) Disiplin soruşturmasında bu aşamalar sonunda öncelikli olarak disiplinsizlik teşkil ettiği düşünülen eylemin ne olduğu ortaya koyulmalı, hakkında soruşturma yürütülen personelin beyanlarının doğru olup olmadığı araştırılmalı, bunun için gerekli görülen ilave yazışmalar yapılmalı, gerek görülmesi halinde yeni tanıkların ifadeleri tespit edilmeli, daha önce ifadesine başvurulan tanıkların ek beyanları alınmalıdır.
(10) Hakkında disiplin soruşturması yapılan personelin yazılı savunması disiplin soruşturmacısı veya soruşturma heyeti adına heyet başkanı tarafından alınabilir. Disiplin soruşturmacısı veya soruşturma heyetinin yazılı savunma almaması veya alınan savunmanın usul veya esas yönünden uygun görülmemesi yahut ayrıca savunma alınmak istenmesi halinde disiplin amiri de yazılı savunma alabilir. Savunmanın, soruşturmanın sonunda alınması başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere tüm yargı mercilerinin içtihatlarında yer almaktadır. Anayasa Mahkemesi, savunma alınırken sadece soruşturmanın başlatılmasına neden olan iddia çerçevesinde bildirimde bulunulmasını yeterli görmemekte, Anayasa’nın savunma hakkının tanınmasını takdire bırakmayan 129. Maddesinde düzenlenen savunma hakkının kullandırıldığının kabul edilebilmesi için savunma hakkının bütün gerekleriyle birlikte sağlanmasını aramaktadır.(Anayasa Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli ve 2022/87-121 E-K sayılı somut norm denetimi kararı) Bunun için de tüm deliller toplanmalı, soruşturma dosyası olgunlaştırılmalı ve savunma alma işlemi son usuli işlem olarak yapılmalıdır.
* Disiplin soruşturmalarında, hakkında soruşturma yürütülen kişilere suçlama yöneltilirken; isnat olunan eylemlerin bir takım hesaplamalara, varsayım temelli kabullere dayalı olmaksızın her türlü şüpheden uzak, somut, kesin, yeterli ve inandırıcı delillerle, tam bir vicdani kanaat oluşturacak şekilde ortaya konulması gerekmekte olup; kanun çerçevesinde yapılacak soruşturmalarda isnat edilen fiilin çok yönlü olarak değerlendirilmesi, öne sürülen iddiaların ve savunmanın denk bir şekilde ele alınması ve araştırılması, olayın şüpheye yer vermeyecek şekilde somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir. Aksi tutumla soruşturmanın tek yönlü olarak yürütülmesi maddi gerçeğin ortaya çıkmasını önleyeceği gibi eksik soruşturma raporunu esas alarak karar veren disiplin amirinin veya disiplin kurullarının tam bir kanaatle karar vermesine engel olacağı muhakkaktır. (İstanbul Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.2018/103-3182 E-K)
*Olayda; davacının kantin heyetinde birlikte görev yaptığı Ş.Ç. isimli sivil memura karşı tehdit, hakaret ve devlet malına zarar vermek şeklinde gerçekleşen eylemleri nedeniyle hakkında başlatılan soruşturmada Tabip Yüzbaşı O. S. Ş. tarafından davacının ve tanık ifadelerinin alındığı, buna göre suç vaka ve kanaat raporu hazırlandıktan sonra disiplin amiri Ü.T. tarafından davacının yazılı savunmasının alınarak yine aynı disiplin amirince dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşıldığından, Dairemizin 17.10.2019 tarihli ara kararı ile, …Yüzbaşı O. S.Ş.’ın soruşturmacı olarak görevlendirilmesine ilişkin soruşturma olur’unun olup olmadığının davalı idareden sorulduğu, ara kararımıza cevaben böyle bir yazılı soruşturmacı görevlendirme olur’unun dava dosyasına sunulmadığı görülmektedir. Bu durumda; Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu personel hakkında yapılacak disiplin soruşturmasında, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununu hükümlerinin dikkate alınacağı, 6413 sayılı Yasaya tabi personel yönünden disiplin soruşturmasının disiplin amiri tarafından bizzat veya yazılı olarak görevlendireceği bir soruşturmacı tarafından yapılacağı açık olup, dava konusu olayda ise, soruşturmayı yapan … Yüzbaşı O.S.Ş.’in soruşturmacı olarak görevlendirilmesine ilişkin yazılı bir olur bulunmadığından, davacı hakkında yazılı olarak görevlendirilen bir soruşturmacı olmaksızın başlatılmakla … Yüzbaşı O. S. Ş. tarafından yürütülen soruşturmanın bu gerekçeyle usule uygun olmadığı sonucuna varıldığından, usul ve yasaya uygun olmayan soruşturma sonucu tesis edilen dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/1747-2262 E-K)
İthama konu maddi olayın vasıf ve mahiyeti de nazara alınarak disiplin şüphelisi davacı ve dava dışı personele atfı kabil bir kusurun olup olmadığı ile kusur nispetlerinin tespiti yanında mücbir sebep, cezasızlık hali gibi hukuki sebeplerinin tespiti tahtında anılan olayın araştırılmasına yönelik disiplin soruşturması açılması gerekir.
Yukarıda yer verilen 6413 sayılı Kanun’daki düzenlemeler gerekçeleriyle beraber irdelendiğinde; söz konusu Kanun’a göre inceleme ve araştırmayı gerektirmeyecek hallerde disiplin soruşturması yapılması zorunluluğu bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Ancak, olayın inceleme ve araştırma gerektirip gerektirmediğinin, olayın oluş biçimi ve özelliği gibi durumlar göz önüne alınmak suretiyle her münferit olayda yargı merciilerince dosya kapsamındaki bilgi/belgeler tetkik edilerek değerlendirileceği de aşikardır.Uyuşmazlıkta, davacının ikinci görev kapsamında görevlendirildiği … Kışlasında 10.09.2021 tarihinde Tümen Komutanı Tuğgeneral H.T tarafından gerçekleştirilen kontrol ve denetim neticesinde, “kışla içerisinde astların gözetiminde ihmal gösterildiği, temizlik, düzen, kılık kıyafet ve disiplin hususlarında eksiklikler olduğunun” tespit edildiğinden bahisle davacının tecziye edilmesine karar verilmiş ise de; ithama konu olayda, atılı fiilin işlendiğini ortaya koyan herhangi bir tespit tutanağı ve/veya raporun mevcut olmadığı, her ne kadar yukarıya aktarılan mevzuat kapsamında inceleme ve araştırmayı gerektirmeyecek hallerde disiplin soruşturması yapılması zorunluluğu bulunmadığı açık ise de, ithama konu maddi olayın vasıf ve mahiyeti de nazara alınarak davacının mahiyeti nezdinde disiplin şüphelisi davacı ve dava dışı personele atfı kabil bir kusurun olup olmadığı ile kusur nispetlerinin tespiti yanında mücbir sebep, cezasızlık hali gibi hukuki sebeplerinin tespiti tahtında anılan olayın araştırılmasına yönelik disiplin soruşturması açılarak disiplin hukuku kapsamında mevzuat hilafına tutum ve/veya eylemi sabit görülen personelin tespiti ile işlem tesisi cihetine gidilmesi gerekirken, aksi hareketle disiplin şüphelisi davacının salt savunması alınması suretiyle dava konusu işlemin tesis edildiği görülmektedir. Bu durumda, disiplin şüphelisi davacıya yüklenen maddi olayın vasıf ve mahiyeti dikkate alınarak usulüne uygun şekilde disiplin soruşturması yapılması gerekirken, salt savunması alınarak ve savunmasının yeterli görülmemesi suretiyle 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18/1-ç maddesinde öngörülen “Maiyetinin Gözetiminde İhmal Göstermek” fiilini işlediğine kanaat getirildiğinden bahisle, “1/12 oranında Ayılıktan Kesme” cezası ile tecziye edilmesine dair dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka ve mevzuata uyarlık, sonucu itibariyle yerinde olan ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.(İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2023/897-1989 E-K)