ASKERİ SUÇLAR SORUŞTURMA USULÜ

Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli subaylar, astsubaylar, devlet memurları, uzman erbaş ve erler, sözleşmeli erbaş ve erler, erbaş ve erler ile askeri öğrenciler gerçekleştirdikleri suç teşkil edebilecek hukuka aykırı eylemleri nedeniyle ceza yargısına tabidirler.

Asker kişilerin işledikleri suç teşkil eden tüm eylemler ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalar cumhuriyet savcılıkları ve mahkemeler tarafından başta 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu olmak üzere diğer kanunlarda yer alan hükümler çerçevesinde yürütülmektedir. Cumhuriyet savcılıkları ihbar, şikâyet veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamakla yükümlüdürler. Cumhuriyet savcılarının yapacağı soruşturmaların usul ve esasları büyük çoğunlukla 5271 sayılı Kanunda yer almaktadır. Ancak mevzuatımız bazı hallerde özel soruşturma usul ve esasları da öngörmüştür.

Asker kişiler dışında kalan kamu görevlilerinin, görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma yapılması 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri veya diğer özel kanun hükümleri uyarınca özel soruşturma usulüne tabi tutulmuştur. Düzenleme ile kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken gereksiz suçlamalara maruz kalmalarının önlenmesi amaçlanmıştır. Soruşturma izni müessesesi, kamu görevlileri için ceza soruşturmasına yönelik bir filtre işlevi görmesi nedeniyle esasen bir güvencedir.

Askeri yargı organlarının kapatılması üzerine asker kişilerin işledikleri daha önce askeri mahkemelerin görev alanındaki suçlara hangi usul ve esaslarda işlem yapılacağına ilişkin düzenleme 24.06.2021 tarihli ve 7329 sayılı Askerî Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılmıştır. Söz konusu düzenleme ile asker kişilerin işlediği askerî suçlara ilişkin özel bir soruşturma usulü öngörülmüştür. Düzenleme sonrasında askeri suçların soruşturulması ile diğer suçların soruşturulması farklı usule tabi hale gelmiştir.

Yükümlü er-erbaşlar arasında askerlik hizmet ve göreve ilişkin olmayan ve askeri suç teşkil etmeyen eylem

* Topçu er olarak görev yapan sanıklar ile topçu onbaşı olarak görev yapan mağdurlar arasında meydana gelen kavga sonucunda müştekinin yaralanması şeklinde gelişen olayın askerlik hizmet ve görevlerine ilişkin olmadığı, suçun 5237 sayılı TCK’nın 86/2.maddesi kapsamında kaldığı, suçun şikayete tabi olduğu ancak müştekinin soruşturma aşamasında şikayetçi olmadığını belirtmesi karşısında şikayetçi olmadığı gözetilerek CMK’nın 223/8.maddesi uyarınca davanın düşmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hukuka aykırıdır. (Erzurum Blg.Ad.Mah.5.Ceza Dava D.2023/1906-3535 E- K)

Asker kişilerin sadece askeri suçları soruşturma iznine tabidir. Kanunda askeri suç “Bu Kanunda düzenlenen suçlar ile asker kişilerin askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlar, askeri suçtur.” şeklinde tanımlanmıştır. Görüleceği üzere soruşturma iznine tabi iki grup suç bulunmaktadır. Birinci grup Askeri Ceza Kanununda düzenlenen tüm suçlardır. İkinci grup ise diğer ceza kanunlarında yer alsalar bile asker kişilerin askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlardır.

Asker kişiler bir suç işlediğinde bu suçun soruşturma iznine tabi olup olmadığı uygulamada titizlikle incelenmelidir. Askerî suçların birinci kategorisini oluşturan 1632 sayılı Askerî Ceza Kanunundaki firar, izin tecavüzü, emre itaatsizlikte ısrar, üste fiilen taarruz, üste hakaret gibi suçları tespit etmek ve bunlar Askerî Ceza Kanununda yazılı olduğu için soruşturma iznine tabi oldukları değerlendirmesini yapmak zor olmayacaktır. Bununla birlikte askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işlenen suçların tespiti ve değerlendirmesi uygulamada tereddüt doğurabilecektir. Kamu görevlilerinin hangi eylemlerinin “görev suçu” sayılacağına ilişkin mevzuatımızda bir tanımlama bulunmamaktadır. Bu nedenle yargı mercilerinin içtihatları esas alınarak hareket edilmelidir.

Askerî suçları soruşturma iznine tabi kılan kanun koyucu ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hallerinde diğer kamu görevlilerinde olduğu gibi soruşturma izni gerekmeden genel hükümlere göre soruşturma yapılmasını öngörmüştür.

Kanun koyucu 4483 sayılı Kanun kapsamındaki kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçları soruşturma iznine bağladıktan sonra 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 17 nci maddesi ile bu uygulamaya bazı suçlar bakımından istisnalar getirmiştir. Askeri Ceza Kanununun Ek 15’inci maddesi son fıkrasındaki atıf doğrultusunda bu istisnalar asker kişiler bakımından da uygulanacaktır. Buna göre irtikap, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarını işleyen kamu görevlileri hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni gerekmeden soruşturma ve kovuşturma genel hükümlere göre yapılacaktır.

Askeri hizmet ve görevlerden dolayı işlenmemiş suç

*  7329 sayılı Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile Askeri Ceza Kanunu’na eklenen Ek 12/2. maddenin “Yükümlü erbaş ve erler arasında ast, üst veya amir ilişkisinin dikkate alınması için fiilin askerî hizmet ve görevlerinden dolayı işlenmesi şarttır.” şeklinde hükme haiz olması, lehe kanun değerlendirmesi yapıldığında, olayın mağdurun uyuşturucu madde kullanması sebebi ile gerçekleşmesi karşısında sanık tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen fiilin askeri hizmet ve görevlerden dolayı işlenmemiş olması, dolayısıyla, sanık ile mağdur arasında ast-üst ilişkisinin dikkate alınmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.(İzmir Blg.Ad.Mah.11.Ceza D.2021/2377 E-2022/140 K)

Mutemetin sahte belge düzenlemesi soruşturma izni gerektirir.

* Suç tarihinde mutemet olarak görev yapan sanığın, görevi kapsamında sahte belge düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun hükümleri uyarınca, “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan yetkili merciden soruşturma izni alınması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırıdır. (Yrg.11.Ceza D.2017/3991 E-2021/4574 K)

Maiyetinin disiplin suçu hakkında işlem yapamayan amirin bu eylemi soruşturma izni gerektirir.

* Adli Sicil Bölge Müdürü olarak görev yapan sanığın maiyetinde çalışan, mazeretsiz ve izinsiz olarak bir yıl içerisinde toplam 33 iş günü göreve gelmeyen personel hakkında yasal işlem yapmayarak görevi kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilmiş ise de; sanık hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yetkili merciden soruşturma izni alındıktan sonra dava açılması gerekmektedir. (Yrg.5.Ceza D. 2013/15742 E- 2016/558 K)

Yargılama sırasında suç vasfı değişirse soruşturma izni gerekmez.

* Dairemizce de benimsenen YCGK’nın 21/09/1999 gün ve 208/205 sayılı, 11/06/1996 tarih ve 129/137 sayılı, 02/05/1994 tarih ve 102/130 sayılı içtihatlarına göre kamu görevlileri haklarında gereksiz yere dava açılmasını önlemek ve kamu görevinin aksamadan yürütülmesini sağlamak amacıyla özel soruşturma yöntemine tabi tutuldukları, suçun niteliğini belirleme yetkisinin soruşturma ve iddianame tanzimi sırasında C.Savcısına tanınan haklardan olduğu, izin alınmadan soruşturulacak bir suçtan iddianame ile dava açılması ve kovuşturma aşamasına geçilmiş olması halinde, yeniden soruşturma aşamasına dönülmesi düşünülemeyeceği, somut olayda da sanıkların eylemlerinin ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturduğu iddiasıyla 3628 sayılı Yasa uyarınca yapılan soruşturma sonunda açılan kamu davasında suç niteliğinin değişmesi halinde, 4483 sayılı Yasaya göre soruşturma izni alınmasına gerek bulunmamakta ve yargılamaya devam edilmesi gerekmektedir. (Yrg.5.Ceza D. 2016/5425 E-2017/5297 K)

Askeri suçların işlendiğinin ihbar, şikayet ile veya resen öğrenilmesi üzerine öncelikle ihbar veya şikayetin işleme konulabilir nitelikte olup olmadığına karar verilir.  Personel hakkında ileri sürülen suç iddiasının, suçun unsurları, vasfı, gerçekliği gibi hususlar bakımından ceza hukuku kapsamında bir soruşturmayı gerektirmediği açık olan durumlarda, idarenin zaman ve kaynak israfını önlemek için işleme konulmama kararı verilmesi öngörülmüştür. İşleme konulmama kararları, ihbar veya şikâyet başvurusunun somut ve inandırıcı mahiyette bilgi veya belge olmaksızın yapılması veya suçun işlenmediğinin kısa bir inceleme ile açıkça görülebildiği hallerde verilebilecek, bu durumda ön inceleme aşamasına geçilmesine gerek bulunmayacaktır.

İşleme koyma hususundaki kararın verilmesinden önce idari tahkikat, disiplin soruşturması veya sair incelemeler ile konu hakkında ön inceleme niteliğinde olmayan bir “ön araştırma” yapılmasının mümkün olup olmadığı üzerinde de durmak gerekmektedir. Bu hususta iki düşünce söz konusu olabilir. Bu şekilde bir ön araştırma yapılabileceği kabul edilirse yetkili mercilerin esasen ön inceleme yapmaları gereken bazı meselelerde ön inceleme yapmaktan kaçınmak için bu yetkiyi kötüye kullanabilecekleri düşünülebilir. Diğer yandan bu şekilde bir ön araştırma ile idarenin daha sağlıklı karar almasının sağlanabileceği düşünülebilir. Danıştay’ın iki görüşü de destekleyen kararları bulunmaktadır.

İşleme konulmama kararlarına karşı yalnızca şikayetçiler tebliğden itibaren 10 günlük süre içerisinde itiraz etme hakkına sahiptirler.

İşleme konulması gerektiğine karar verilen ihbar ve şikayetler hakkında ön inceleme başlatılır. Ön incelemeci olarak görevlendirilen kişi/kişiler tarafından yapılacak ön inceleme neticesinde bir ön inceleme sonuç raporu hazırlanır ve yetkili mercie sunulur.

Yetkili merci, kendisine sunulan raporla bağlı değildir. Yapılan değerlendirme sonrasında soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi hususunda bir karar verilir.

İhbar veya şikayet üzerine ön inceleme yapıp yapmamaya karar vermek üzere ön araştırma yapılması

* İzin vermeye yetkili merciin, yapılan ihbar ve şikâyet üzerine şikayet konusunun Kanunun 4 üncü maddesinde sayılan ve ön inceleme yapmaya karar verilmesi için gerekli olan şartları taşıyıp taşımadığının anlaşılabilmesi için ön inceleme niteliğinde olmayan bir “ön araştırma” yaptırmasına herhangi bir engel bulunmadığı açıktır (Danıştay 1.D.2021/370-397 E-K)

* Şikayetçinin iddiaları üzerine … Valiliğince yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 28.3.2022 tarih ve … sayılı ön araştırma raporu ile iddia konuları hakkında … Belediyesi ve …Belediyesi görevlilerince gerekli yasal işlemlerin yerine getirildiğinin tespit edildiği, bu nedenle şikayetin, 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında ön incelemeyi gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır. (Danıştay 1.D.2022/2056-1930 E-K)

* İhbar ve şikayetlerin işleme konulmaması kararının, 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca izin vermeye yetkili makamlar tarafından verilebileceği açık olduğundan, eğer ihbar ve şikayete konu olayla ilgili olarak bir araştırma yapılması ihtiyacı duyulmuş ise, bu araştırmanın da 4483 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde ön inceleme yapılması veya yaptırılması bakımından aranan kriterler esas alınmak suretiyle, yani bizzat izin vermeye yetkili merci veya izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşunun içerisindeki teftiş kurullarından görevlendirilecek bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında araştırma yapılacak kişinin üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı tarafından yapılması gerekeceği tabiidir. Aksi tutumun, gerek yapılan araştırmanın gerekse bu araştırma raporu dayanak alınarak izin vermeye yetkili mercilerce verilecek işleme konulmama kararının objektifliğini, sıhhatini ve hukukiliğini tartışmalı hale getireceği ve 4483 sayılı Kanunun prensiplerine aykırı olacağı açıktır (Danıştay 1.D.2016/255-389 E-K)

Gerekçesiz bir şekilde disiplin işlemleri tesis edildiği iddiasının varit olmaması

* Şikayetçi hakkında yapılan disiplin soruşturmalarının ise bir kısmının şikayetçinin yaşadığı tartışmalar nedeniyle yapılan karşılıklı şikayetler üzerine, bir kısımının uygunsuz sosyal medya paylaşımlarından, bir kısımın emre itaatsizlikten, bir kısımının da yaptığı şikayetlerle ilgili olarak askeri hiyerarşi ve silsileye uymamaktan başlatıldığı, dolayısıyla şikayetçi hakkında gerekçesiz bir şekilde disiplin işlemleri tesis edildiği iddiasının varit olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle şikayetin, 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca ön inceleme yaptırılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, Milli Savunma Bakanının 24.8.2021 tarih ve …sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. (Danıştay 1.D.2021/1842-1824 E-K)

Salt hukuki yorumdan kaynaklanan bir idari işlem ceza sorumluluğu doğurmaz.

* İlgililere isnat edilen eylemin,  Belediye Başkanı ile Belediye Meclis Üyeleri arasından görevlendirilen Belediye Başkan Yardımcılarının “kamu görevlisi” sayılıp sayılmayacakları noktasında ortaya çıkan yorum farkı nedeniyle sayılan görevlerde bulunanlara sosyal denge tazminatı ödenmiş olmasından kaynaklandığı, salt hukuki yorumdan kaynaklanan eylemin ilgililerin cezai sorumluluğunu doğurmayacağı, bu nedenle S.K.’a isnat edilen eylemin, hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır. (Danıştay 1.D.2022/1965-1973 E-K)

Şikayet üzerine şekli anlamda bir karar verilmesi gerekir, karar hazırlanmadan şikayetçiye ön inceleme başlatılamsına gerek olmadığı yönünde cevap ile yetinilemez.

* Adı geçene CİMER üzerinden yanıt verildiği, bu yanıtta “… Valilik Makamından alınan onay doğrultusunda araştırma yaptırılmış olup araştırma raporu neticesinde 4483 sayılı Memur ve Diğer Kamu Görevlilerinin  Yargılanması Hakkında kanun gereğince ön inceleme başlatılmasına gerek olmadığı görüş ve kanaati belirtilmiştir. Bilgilerinize” şeklinde şikayetçiye bilgi verildiği, şikayetçinin bu bilgilendirme yazısını ön inceleme başlatılmasına gerek olmadığı kararı olarak değerlendirerek anılan karara itiraz ettiği görülmekle birlikte, bu yanıtın, şikayetçiye sadece bilgi veren, 4483 sayılı Kanunun öngördüğü şekilde şikayetin işleme konulmamasına ilişkin bir karar olmadığı anlaşılmıştır. (Danıştay 1.D.2022/1728-1510 E-K)

* İşleme koymama kararı, personel hakkında ileri sürülen suç iddiasının, suçun unsurları, vasfı, gerçekliği gibi hususlar bakımından ceza hukuku kapsamında bir soruşturmayı gerektirmediği açık olan durumlarda, idarenin zaman ve kaynak israfını önlemek için alınan kararlardır.(Adana Blg.İd.Mah.3.İd.Dava D.2020/1326 E-2021/2001 K)

* S.A. tarafından yapılan şikayet üzerine … Bakanlığınca 4483 sayılı Kanun gereğince gerekli inceleme/araştırmanın ya da ön incelemenin yapılarak bu şikayeti sonuçlandıran, itirazı kabil bir yetkili merci kararı alınması gerekirken, usule ve mevzuata aykırı olarak … Bakanlığının 21.7.2022 tarih ve … sayılı yazısıyla şikayetin işleme konulamaz nitelikte olduğuna ilişkin Adana Cumhuriyet Başsavcılığına ve şikayetçiye bilgi verilmesiyle yetinilmesinin, 4483 sayılı Kanunun amacına aykırı olduğu gibi şikayetin sonuçsuz kalmasına yol açtığı, şikayetçinin itiraz hakkını kullanmasının engellendiği, böylece şikayetle ilgili sürecin tamamlanamamasına neden olunduğu açıktır. (Danıştay 1.D.2022/1924-1910 E-K)

Ön inceleme faaliyetinin icra şekli

* Görevlendirilen soruşturmacının, fezleke hazırlama aşamasında iddia konusuyla illiyet bağı bulunan tüm şüphelileri isim ve unvanlarıyla belirlemesi, şikâyetçilerin, şüphelilerin ve varsa tanıkların ifadelerini alması, suçla ilgili lehte ve aleyhte tüm delilleri toplaması, buna ilişkin belgeleri sırasıyla fezlekeye eklemesi, tüm bilgi ve belgeleri değerlendirmesi, sonuçta kanaatini belirterek düzenleyeceği fezlekeyi soruşturma emri veren makama teslim etmesi, yetkili makamın da iddia konusu suçun şüphelilerle illiyet bağını irdelemek suretiyle bir karar vermesi gerekmektedir.(Danıştay 1.D.2021/897-908 E-K)

Ön incelemedeki değerlendirmeleri geçersiz kılacak ya da aksi gerekçeler ortaya konulmaksızın ilgililer hakkında soruşturma izni verilmesi hukuka aykırıdır.

* İlgililere isnat edilen eylemlerle ilgili olarak, ön inceleme raporunda, söz konusu eylemlerde gerekçeleri belirtilmek ve somut tespitlerde bulunulmak suretiyle mevzuata aykırılık bulunmadığının belirtildiği, yetkili merci kararında ise söz konusu eylemlerin soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu belirtilerek ilgililer hakkında soruşturma izni verilmesine karar verildiği, yetkili merci tarafından verilen soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararlarda gerekçe gösterilmesinin zorunlu olduğu, ön incelemedeki değerlendirmeleri geçersiz kılacak ya da aksi gerekçeler ortaya konulmaksızın ilgililer hakkında soruşturma izni verilmesi hukuka aykırıdır. (Danıştay 1.D.2017/1422-1785 E-K)

Şikayet konusu olayın idari yargıda açılacak iptal davalarında incelenebilecek bir hukuki ihtalafa ilişkin bulunması halinde cezai sorumluluk doğurmaz.

* İsnat edilen eylemlerle ilgili olarak yapılan ön incelemede, söz konusu geçici görevlendirmenin şikayetçiyi mağdur etmek kasdıyla yapıldığı yolunda bir tespitte bulunulmadığı, sadece geçici görevlendirme işleminin mevzuata aykırı olduğunun belirtildiği,  idarelerce tesis edilen işlemlerin hukuka aykırı olduğu yolundaki iddiaların idari yargıda açılacak iptal davalarında incelenebileceği, kaldı ki, söz konusu işlemlerin iptali için idari yargıda dava açılmış ve bu işlemler hukuka aykırı oldukları gerekçesiyle mahkemece iptal edilmiş olsalar dahi salt hukuka aykırı işlem tesisinin ilgililer açısından cezai sorumluluk doğurmayacağı sonucuna varılmıştır.(Danıştay 1.D.2021/1668-1592 E-K)

*  Şikayetçi R.G.’in …  Askerlik Şubesi Başkanı olarak görev yaptığı döneme ilişkin … Askerlik Şubesinde görev yapan bir kısım personel tarafından adı geçenle ilgili çeşitli şikayetlerde bulunulduğu, bu şikayetlerle ilgili R.G. hakkında disiplin soruşturması başlatılarak 24.9.2018, 3.12.2018 ve 4.12.2018 tarihlerinde tahkikat yapıldığı, bu tahkikatların usule ve hukuka aykırı şekilde yürütüldüğü iddialarıyla R.G. tarafından şikayetçi olunduğu görülmüş ise de yapılan idari tahkikatlar neticesinde şikayetçiye verilen disiplin cezalarına karşı itiraz ve dava yolunun açık olduğu, şikayetçi tarafından söz konusu disiplin cezalarına karşı iptal davalarının açıldığı, dolayısıyla disiplin cezalarının ve disiplin cezalarına ilişkin tahkikat sürecinin usulsüz ve hukuka aykırı olduğu iddialarının idare mahkemesince değerlendirilerek sonuçlandırıldığı göze alındığında şikayetin, 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca ön inceleme yaptırılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.(Danıştay 1.D.2022/476-500 E-K)

* Eylemin, hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu, şikayetçinin bu iddialarının açılacak davalarda yargı mercilerince incelenmesi gerektiği, bu nedenlerle şikayetin 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında ön inceleme yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır. (Danıştay 1.D.2022/1580-1779 E-K, aynı doğrultuda Danıştay 1.D.2022/1541-1726 E-K)

* … tarafından Belediye Başkanlığı aleyhine … İdare Mahkemesinin 2021/268 esas sayısında kayıtlı davayı açtığı, bu davada, 1985 yılında taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı öne sürülerek 29.3.1985 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL tazminat ödenmesi isteminde bulunulduğu, bu davanın derdest olduğu, dolayısıyla gerek yolun tapuda tescil edilmediği, gerekse bu sebeple maddi zarara uğranıldığı iddialarının yargı mercilerince incelenmiş ve incelenmekte olduğu, bu nedenlerle …Belediye Başkanı …. ve diğer görevliler hakkındaki şikayetin, 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında ön incelemeyi gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır. (Danıştay 1.D.2022/1522-1725 E-K)

* İsnat edilen eylemlerle ilgili olarak yapılan ön incelemede, söz konusu geçici görevlendirmenin şikayetçiyi mağdur etmek kasdıyla yapıldığı yolunda bir tespitte bulunulmadığı, sadece geçici görevlendirme işleminin mevzuata aykırı olduğunun belirtildiği,  idarelerce tesis edilen işlemlerin hukuka aykırı olduğu yolundaki iddiaların idari yargıda açılacak iptal davalarında incelenebileceği, kaldı ki, söz konusu işlemlerin iptali için idari yargıda dava açılmış ve bu işlemler hukuka aykırı oldukları gerekçesiyle mahkemece iptal edilmiş olsalar dahi salt hukuka aykırı işlem tesisinin ilgililer açısından cezai sorumluluk doğurmayacağı sonucuna varılmıştır.(Danıştay 1.D.2021/1668-1592 E-K)

Ön inceleme sırasında şikayetçinin ifadesinin alınması gerekir.

* Maarif müfettişi şüpheli …’ın 4483 sayılı Kanun’un 6. maddesine aykırı olarak müşteki … hakkındaki ön inceleme sırasında müştekinin ifadesini almamak suretiyle, hakkında yapılan işlemden müştekinin bilgi sahibi olmasını ve savunma hakkını engellediğinin anlaşılması karşısında, toplanan delillerin şüpheli hakkında kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.(Yrg.5.Ceza D. 2017/3121 E-2017/3298 K)

İşleme konulmama, soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararlarını ilgililere tebliğ etmek ve bu tebliğlere dair alındı belgelerini ilgili dosyaya intikal ettirmek soruşturma izni vermekle görevli ve yetkili merciin sorumluluğundadır.

Soruşturma izni işlemlerindeki tebligatların Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılması gerekir.

*  Hakkında soruşturma izni verilen T.T.Ü.’a Tebligat Kanunu hükümlerine göre memur vasıtasıyla tebligat yapılmak isteniyorsa evrakın bizzat kendisine tebliğ edilmesi, bu şekilde tebligat yapılmak istenmiyorsa, bilinen en son adresi araştırılarak Posta ve Telgraf  Teşkilatı Genel Müdürlüğü vasıtasıyla bu adreste tebliğ edilmesi, bilinen adresinde tebliğin mümkün olmaması halinde de adres kayıt sisteminde (MERNİS) bulunan yerleşim yeri adresine evrakın tebliğe çıkarılması, 21 inci maddedeki durumların (adreste bulunmama, tebellüğden imtina, adreste hiç oturmamış veya adresten sürekli olarak ayrılmış olma) gerçekleşmesi halinde aynı maddede bu durumlara ilişkin olarak gösterilen işlemlerin yapılması gerektiği anlaşılmıştır.(Danıştay 1.D.2022/1987-2037 E-K)

* …Bakanının 6.7.2020 tarih ve … sayılı kısmen soruşturma izni verilmesine, kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının 7201 sayılı Tebligat Kanununda ve ilgili Yönetmelikte gösterilen usule uygun olarak şikâyetçi M.Y.ın önce bilinen adresine tebliğe çıkarılması, bu adreste bulunamaması halinde adı geçenin MERNİS adresinde evrakın tebliğ edilmesi, ilgili adresin MERNİS adresi olduğunu gösterir bilgi ve belgelerle birlikte adı geçenin bu karara itiraz etmesi halinde itiraz dilekçesi de eklenerek, itiraz etmemesi durumunda mevcut itirazlar incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın karar ekli olarak … Bakanlığına iadesine, kararın birer örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 23.6.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.(Danıştay 1.D.2021/1007-999 E-K)

PTT gönderi takip belgesi

*Anılan kararımız üzerine gönderilen bu dosyaya, Kurul kararının şikayetçi E.N.K.’a tebliğini göstermek amacıyla PTT gönderi takip belgesine ait bilgisayar çıktısının eklendiği görülmekle birlikte, söz konusu PTT gönderi takip belgesinde Kurul kararının kim tarafından hangi tarihte teslim alındığının belli olmadığı, ayrıca teslim alanın ve teslim edenin imzasını ihtiva etmeyen söz konusu belgenin mevzuatta belirtilen unsurları taşımayan, usule uygun bir tebligat belgesi olmadığı anlaşılmıştır. (Danıştay 1.D.2022/2146-2207 E-K)

İtiraz dilekçelerinin hangi tarihte kayda girdiği ortaya konulmalıdır.

* …Bakanının 11.10.2019 tarih ve … sayılı kısmen soruşturma izni verilmesine kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararına, haklarında soruşturma izni verilenlerden A.K.Y.ile B.H. tarafından yapılan itirazlara dair dilekçelerin …Kaymakamlığınca kayda alınıp alınmadığı sorularak anılan dilekçeler bu Kaymakamlıkça kayda alınmışsa dilekçelerin hangi tarihlerde kayda alındığını gösteren bilgi ve belgeler eklenerek, söz konusu dilekçeler … Kaymakamlığınca kayda alınmamışsa da bu dilekçelerin kayda alındığı makam ve tarihleri gösterir bilgi ve belgeler ile birlikte yetkili merci kararının İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğine dair alındı belgesi de eklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın karar ekli olarak … Bakanlığına iadesine, kararın birer örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 29.6.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.(Danıştay 1.d.2021/298-1035 E-K)

* …Bakanının 2.10.2019 tarih ve Mül.Tef.Ku.Bşk.2019/186 sayılı kısmen soruşturma izni verilmesine, kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle, … Bakanının 2.10.2019 tarih ve … sayılı kısmen soruşturma izni verilmesine, kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının 7201 sayılı Tebligat Kanununda ve ilgili Yönetmelikte gösterilen usule uygun olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ edilmesi, tarihli ve imzalı tebliğ alındısı ile birlikte adı geçen Başsavcılık tarafından bu karara itiraz edilmesi halinde itiraz dilekçesi ve bu dilekçenin kayda alındığı tarihi gösteren bilgi ve belgeler eklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın karar ekli olarak İçişleri Bakanlığına iadesine, kararın birer örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 29.6.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Danıştay 1.D.2021/1005-1044 E-K)

* Dairemizin 4.6.2020 tarih ve E:2020/740, K:2020/482 sayılı kararıyla, … Bakanının 12.2.2020 tarih ve 55753567-663.04-1567 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının ıslak imzalı aslı veya onaylı örneği ile birlikte anılan kararın şikâyetçi Ş.K.’a tebliğine dair alındı belgesi, ayrıca bu karar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ edilmiş ise tebliğ alındısının dosyaya eklenmesi, edilmemişse yetkili merci kararının 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve ilgili Yönetmelikte gösterilen usule uygun olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ edilmesi, tebligat alındısı ile birlikte Başsavcılığın bu karara itiraz etmesi halinde itiraz dilekçesi de eklenerek, itiraz edilmemesi durumunda da mevcut itirazın incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın … Bakanlığına iadesine karar verildiği anlaşılmıştır. Anılan kararımız üzerine gönderilen bu dosyada ise, Daire kararımızın gereklerinin yerine getirilmediği, söz konusu yetkili merci kararının ıslak imzalı aslı veya onaylı örneği yerine fotokopi nüshasının dosyaya eklendiği, öte yandan, yetkili merci kararının şikâyetçi Ş.K.a tebliğini göstermek amacıyla giden evrak posta teslim tutanağı ile birlikte PTT gönderi takip belgesinin çıktılarının eklendiği, ancak söz konusu belgelerin Tebligat Kanununun 23 üncü maddesinde belirtilen unsurları ihtiva etmediği, yetkili merci kararının kim tarafından hangi tarihte teslim alındığının belirsiz olduğu, söz konusu belgenin mevzuatta belirtilen unsurları taşımayan, usule uygun bir tebligat belgesi olmadığı, ayrıca yetkili merci kararının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan 28.7.2021 tarih ve E.3408 sayılı yazının eklendiği görülmekle birlikte, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ edildiğine dair tebligat alındısının dosyaya eklenmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Dairemizin 4.6.2020 tarih ve E:2020/740, K:2020/482 sayılı kararının gereği ivedilikle ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerektiği, aksi durumun sorumluların cezai sorumluluğunu doğuracağı hususu hatırlatılarak … Bakanının 12.2.2020 tarih ve 55753567-663.04-1567 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının ıslak imzalı aslı veya onaylayanın adı soyadı, unvanı, imzası ve mührü bulunan onaylı örneğinin eklenmesi, ayrıca şikâyetçi Ş.K. ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğine dair alındı belgelerinin Dairemize gönderilmesi için dosyanın karar ekli olarak … Bakanlığına iadesine, kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine 24.6.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Danıştay 1.D.2021/982-1010 E-K)

Ön inceleme raporu ve diğer bilgi ve belgelerin bir suretinin hakkında ön inceleme yapılana verilmesi-bilgi edinme başvurusu

* Davacının Anayasal bir hak olan bilgi edinme hakkını kullanmak üzere müracaat ettiği, 4483 sayılı Kanun gereğince yapılan ön inceleme neticesi hazırlanan raporun ve eklerinin davacıya verilmesinin, 4982 sayılı Kanun’un 19. maddesinde sayılan sınırlamalar kapsamında bulunduğunun davalı idarece ortaya konulamadığı anlaşıldığından, davacının yaptığı şikâyet üzerine verilen kararı yargı mercileri önüne taşıyabilmesi için hak arama ve savunma hakkı ile silahların eşitliği ilkesi gereğince davacı talebinin karşılanmak suretiyle ön inceleme raporu ve diğer bilgi ve belgelerin bir suretinin davacıya verilmesi gerekmektedir. (Ankara Blg. İd. Mah. 12.İd. Dava D.nin 2021/441-670 E-K sayılı kararı ile onanan Ankara 18.İd. Mah.nin 2020/951 E-2021/670 K sayılı kararı)

Soruşturma evresindeki usul işlemlerinde gizliliğin esas olması

* Davacının hakkında soruşturma izni verilmesi kararına dayanak ön inceleme raporunun tarafına verilmesine yönelik talebinin; davacının itirazına konu ön inceleme raporunun 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan ön inceleme sonucunda düzenlendiği; 5271 sayılı Kanunun “Soruşturmanın gizliliği” başlıklı 157 nci maddesinde ifade edilen ceza yargılamasının soruşturma evresindeki usul işlemlerinde gizliliğin esas olduğu; yani memurlar ve diğer kamu görevlilerinin (görevleri sebebiyle olsun ya da olmasın) işledikleri iddia edilen herhangi bir suçtan dolayı haklarında 5271 sayılı C.M.K. hükümlerine göre soruşturma yapılması halinde usul işlemlerinin gizli tutulacağı; dolayısıyla da bahsi geçen ceza soruşturmasına imkân sağlayan ve bu aşamanın öncesi ile bir bölümünü oluşturan 4483 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde yürütülen usul işlemlerinin de doğal olarak gizli tutulması gerektiğinden; sonuç itibariyle Kanun’un 20/2 maddesinde ayrıksı tutulan özel kanun niteliğindeki 5271 sayılı Kanun kapsamında yapılacak ceza soruşturması ve bu aşamanın öncesi ile bir bölümünü oluşturan nitelikte 4483 sayılı Kanun çerçevesinde gerçekleştirilen iş ve işlemler kapsamında Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.(Ankara Blg.İd.Mah.12.İd.Dava D.nin 2021/336-427 E-K sayılı kararı ile onanan Ankara 14.İd.Mah.nin 2020/1095-2275 E-K sayılı kararı)

* Davacı tarafından, … Belediye Başkanı ve ilgili çalışanları hakkında yaptığı suç duyurusu üzerine 4483 sayılı Kanun gereğince istenen soruşturma izni neticesinde ilgililer hakkındaki şikâyetin işleme konulmaması kararı verilmesiyle ilgili olarak oluşturulan işlem dosyasının bir örneğinin verilmesi istemiyle yaptığı 27.04.2020 tarihli bilgi edinme başvurusunun 4982 sayılı Kanunun 19 ve 20. maddeleri uyarınca reddine ilişkin 15.05.2020 tarih ve 8153 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; davacının bilgi edinme başvurusu 4982 sayılı Kanunun 19 ve 20. maddelerinde belirtilen istisnai hükümler uyarınca davalı idare tarafından reddedilmişse de, davacının evinin bulunduğu yolda başlatılan inşaat çalışması kapsamında gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmadığı iddiasıyla ilgili kamu görevlileri hakkında yaptığı şikâyete ilişkin olarak oluşturulan işlem dosyasının bir örneğinin verilmesinden ibaret olan bilgi edinme başvurusunun, 4982 sayılı Kanunun 19 ve 20. maddelerinde bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutulan bilgi veya belgelere ilişkin olmadığı anlaşıldığından, davacının bilgi edinme başvurusunun kabul edilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. (Ankara Blg. İd. Mah. 12.İd. Dava D.nin 2021/334-422 E-K sayılı kararı ile onanan Ankara 23.İd. Mah.nin 2020/878-2040 E-K sayılı kararı)

Soruşturma izni verilmemesi kararlarına şikayetçi ve Cumhuriyet savcısının, soruşturma izni verilmesi kararına karşı ise hakkında soruşturma izni verilenin 10 günlük süre içerisinde itiraz hakkı bulunmaktadır. İtirazı inceleme görev ve yetkisi Bölge İdare Mahkemelerine verilmiştir. General ve amiraller hakkında verilen kararlara yapılan itirazları inceleme görevi ise Danıştay 1.Dairesine aittir.

İşleme konulmama kararlarına ise yalnızca şikayetçinin aynı usul çerçevesinde itiraz hakkı bulunmaktadır.

Soruşturma izni verilmemesine dair karara yapılan itirazın reddi halinde Cumhuriyet savcılığınca verilecek karar

İzin süreci sonucunda soruşturma izni alınamaması durumunda ceza soruşturması başlamadığı için suç işlendiğine yönelik ihbar ve şikâyetler hakkında Cumhuriyet başsavcılığı inceleme/işlem yapılmasına yer olmadığı kararı verebilecektir. Bu kapsamda idarenin soruşturma izni verilmemesine yönelik kararına yapılan itirazın bölge idare mahkemesi tarafından reddedilmesi hâlinde Cumhuriyet başsavcılığının vereceği karar, şikâyet veya ihbar ile başlayan sürecin bitirilmesine yönelik olup bölge idare mahkemesinin kararına aykırılık içeremeyecektir. (Anayasa Mahkemesinin 9.9.2020 tarihli ve 2017/21016 Başvuru Numaralı Bireysel Başvuru Kararı)

Cumhuriyet savcısı tarafından verilen işleme konulmama kararına karşı itiraz mümkün değildir.

* Benzer konuya ilişkin Danıştay 1.Dairesinin 2004/794 E-2005/301 K.sayılı ilamında da belirtildiği üzere cumhuriyet savcıları tarafından verilen işleme konulmama kararlarına karşı 4483 sayılı Kanun’da itiraz yolu öngörülmediğinden bu yöndeki kararlar kesindir. (Yrg.19.Cceza D. 2017/5074-11736 E-K)

* Müşteki vekilinin şikâyeti üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığınca evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda “iddia konusunda hukuka aykırı bir durumun olmadığı, idari yargıyı ilgilendirdiği ve ciddi bir araştırmaya gerek duyulmaksızın yersiz olduğunun tespit edildiği” gerekçesi ile 4483 sayılı Kanunun 4/son maddesi gereğince dilekçenin işleme konulmamasına karar verildiği, bu karar bir ceza soruşturmasına dayanmadığı ve kovuşturmasızlık kararı vasfında olmadığı için CMK’nın 172 ve 173’üncü maddeleri kapsamında itiraza konu bir karar sayılamayacağı gözetilerek itiraz merciince “inceleme yapılmasına yer olmadığına” karar verilmesi gerektiği halde yazılı biçimde itirazın kabulüne karar verilmesi kanuna aykırıdır. (Yrg.5.Ceza D. 2012/3839-5355 E-K)

* …Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekinin iddialarının “soyut ve mesnetsiz” olduğundan bahisle 4483 sayılı Kanunun 4/3-son madde ve fıkraları uyarınca dosyanın işleme konulmamasına karar verildiği, aynı Kanunun “itiraz” başlıklı 9. maddesi “Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi; soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya şikâyetçi, itiraz yoluna gidebilir. İtiraz süresi, yetkili mercin kararının tebliğinden itibaren on gündür.” şeklinde iken 20/08/2016 tarihli ve 6745 sayılı Kanunun 44. maddesiyle bu fıkranın birinci cümlesine “Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikâyetçi” ibaresinden sonra gelmek üzere “izin vermeye yetkili merciler tarafından verilen işleme koymama kararına karşı da şikâyetçi” ibaresinin eklendiği, anılan değişiklikten önce 4483 sayılı Kanun uyarınca verilen işleme koymama kararına karşı herhangi bir kanun yolu öngörülmemişken, değişiklik ile şikâyetçiye, izin vermeye yetkili merciler tarafından verilen bu nitelikteki kararlara yönelik itiraz yoluna başvurma hakkının tanındığı, kanun koyucunun, Cumhuriyet savcısı tarafından verilen işleme koymama kararlarına karşı herhangi bir kanun yolu öngörmediği, zira 4483 sayılı Kanun uyarınca verilen işleme koymama kararlarının CMK’nın 172. maddesinde düzenlenen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların hukuki sonuçlarını doğurmayacağı anlaşılmıştır. (Yrg.5.Ceza D. 2019/6138-10220 E- K)

Asker kişilerin askeri suçlar dışında işledikleri suçlar ile MSB kadro ve kuruluşunda görevli devlet memurlarının görevleri sebebiyle işledikleri suçlar dışındaki suçların soruşturması genel hükümlere tabidir. Yani bu suçların soruşturulmasında kişinin TSK’da görevli olmasının herhangi bir önemi bulunmamakta, suçu işleyenin bir sivil kişi olması halinde nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa o şekilde hareket edilmesi gerekmektedir.