d
Follow us
  >    >  Sözleşme Yenilememe

Anayasa’nın 128. maddesine göre Devletin, genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler ancak memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmektedir.

Anayasa Mahkemesinin 10.03.2011 tarihli ve 2008/54 E-2011/45 K sayılı kararında da belirtildiği üzere; sözleşmeli personel, Anayasa’nın 128. maddesinde sayılan “memurlar” kapsamında olmadığı gibi, idare ile arasındaki sözleşme özel hukuk sözleşmesi olmayıp  gördüğü hizmetin niteliği gereği de işçi sayılmamaktadır. İdare, ihtiyaç duyması halinde ve idari hizmet sözleşmesi imzalamak suretiyle sözleşmeli personeli istihdam edebilmektedir.

Sözleşme süresi sonunda, sözleşmenin yenilenip yenilenmemesi konusunda idarenin takdir yetkisi bulunduğu gibi, haklı nedenlerin bulunması durumunda sözleşmeli personelin sözleşme süresi dolmadan sözleşmelerinin feshedilebilmesi mümkün ise de; asli ve sürekli nitelikte kamu hizmeti ifa eden sözleşmeli  personelin  içinde bulunduğu kamu hukuku bağlantılı, esasları idare tarafından önceden düzenlenmiş, güvenceli durum sebebiyle yenilememenin veya feshin haklı sebeplere dayanması gerekmektedir.

Sözleşme yenilememe gerekçesi olarak gösterilen; kardeşler hakkındaki tespitten hareketle davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu yönündeki iddiaların araştırılması usulü

* Davalı idarece, davacının sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin işlemin gerekçesi olarak davacı hakkında bir bilgiye ulaşılamamakla birlikte, kardeşleri hakkındaki tespitten hareketle davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu yönündeki değerlendirmenin gösterildiği, Mahkemece davalı idarece dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na yapılan ara kararlarına verilen cevaplar gerekçe gösterilerek karar verildiği görülmüştür.         

Olayda, Mahkemece öncelikle; davalı idarece dava dosyasına sunulan, davacı hakkında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut irtibatı olduğu yönünde değerlendirme yapılmasına dayanak teşkil eden tespitlerin somutlaştırılmak suretiyle değerlendirilmesi, gerek görülmesi halinde yeniden sorulması, öte yandan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümü için;         

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’ndan; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait örgüt içi iletişim programı (ByLock) kullandığına ya da ankesörlü telefon görüşme kaydı bulunduğuna ilişkin tespit olup olmadığının sorulmasına, var ise tespitlere ilişkin belge ve raporların, (mahiyetleri ve kullanım bilgileri yer alacak şekilde) FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında var ise davacının adının geçtiği ifade tutanaklarının,

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nden; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait özel öğretim kurum ve kuruluşlarına ilişkin eğitim kaydı ile özel öğrenci yurtları vb. ilişkin kayıt bilgileri (istihbari olanlar dâhil) olup olmadığı sorularak var ise tespitine ilişkin belge ve raporların,

İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nden; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait olduğu gerekçesiyle kapatılan dernek ya da sendika/federasyon/konfederasyonlarda yönetim/denetim/genel kurul üyelik/aidat bilgisi olup olmadığı sorularak var ise ilgili belge ve raporların, (şahıs, tarih aralığı ve ilgili kuruluş yer alacak şekilde)

Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulundan (MASAK); davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile ilişkili gerçek (sivil imamlar vb) veya tüzel (Kimse Yok Mu Derneği vb)  kişilere bağış ya da para transferinin olup olmadığının sorularak var ise ilgili belge ve raporların,(şahıs, dernek/vakıf, miktar ve tarih yer alacak şekilde)

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait olduğu gerekçesiyle kapatılan vakıflarda üyeliği ya da mütevelli heyeti üyeliği olup olmadığı sorularak var ise ilgili belge ve raporların, (şahıs, tarih aralığı ve ilgili kuruluş yer alacak şekilde)

Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon Anonim Şirketi’nden; davacının Digitürk aboneliğinin bulunup bulunmadığı, aboneliği bulunuyorsa bu aboneliği iptal ettirip ettirmediği, iptal ettirmiş ise hangi tarihte iptal ettirdiği, var ise müşteri hizmetleri ile yapılan görüşmenin çözümü ve diğer bilgi ve belgelerin birer örneğinin istenilmesine” yönelik yapılacak ara kararı neticesinde  davalı idare ile yukarıda anılan kurum ve kuruluşlarca gönderilecek bilgi ve belgeler davacıya tebliğ edilerek karşı beyanlarının da alınmasından sonra dosyada yer alan mevcut tespitlerle birlikte davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut irtibatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kuşkusuz yukarıda anılan değerlendirme yapılırken varsa davacı hakkındaki ceza soruşturmasındaki ve varsa ceza kovuşturmasındaki (kesinleşmiş takipsizlik ya da beraat kararı ile sonuçlanmış olsa dahi) tespitlerin de irtibat ve iltisak noktasında göz önüne alınması gerekmektedir. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D. 2022/1665-1667 E- K)

Devam eden adli soruşturmanın hangi aşamada olduğu araştırılmadan, devam eden soruşturmanın sözleşme yenilenmemesine gerekçe yapılması hukuka aykırıdır.

* Davacının, 13/04/2007 tarihinden sözleşmesi yenilenmeyerek terhis edildiği 29/08/2020 tarihine kadar sözleşmeli subay olarak görev yaptığı, sözleşme döneminde ödüllerinin ve takdirnamelerinin bulunduğu, disiplin cezasının bulunmadığı; FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında yürütülen soruşturmalar göz önüne alınarak sözleşmesinin yenilenmediği, ancak davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğuna dair hakkında devam eden adli soruşturma  haricinde dosyaya herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede de davacı hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı dosyası üzerinden adli soruşturmanın devam ettiği anlaşılmaktadır.       Bu durumda, davacının sözleşmesinin yenilenmemesi sebebi olarak ileri sürülen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan hakkında devam eden adli soruşturmanın hangi aşamada olduğu hususu araştırıldıktan sonra soruşturma sonunda verilecek karar veya yapılacak işlem değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme neticesinde verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. (Danıştay 12.D.2022/1435-6240 E-K)

Terör örgütüne mensubiyet, üyelik, irtibat veya iltisakı bulunduğu hususu şüpheye yer bırakmayacak şekilde somut olarak açıkça ortaya konulamadığı halde sözleşme yenilenmemesi hukuka aykırıdır.

* Davacı hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği fiilinden Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen ‘soruşturma yapılmasına yer olmadığı’ yönündeki karar içeriğinde davacı hakkında örgütle bağlantısına ilişkin herhangi somut bilgi ve belgeye ulaşılamaması, bunun dışında davacı hakkında açılmış ceza davası yada soruşturmanın bulunmaması hususu da göz önüne alındığında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensubiyet, üyelik, irtibat veya iltisakı bulunduğu hususu şüpheye yer bırakmayacak şekilde somut olarak açıkça ortaya konulamadığı anlaşılan davacının, sadece eşinin FETÖ/PDY sanıkları ile irtibatlı olan kişilerden olduğu değerlendirilerek sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, davacı hakkında yeni bilgi ve belgelerin elde edilmesi halinde  terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı yönünden yeniden durumunun değerlendirilerek, işlem tesis edilebileceğinin de açık olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. (Danıştay 12.D.2022/3060-4729 E-K)

Sözleşme yenilememenin haklı bir nedene dayanmaması

* Davacının sözleşmesinin yenilenmeme nedeni olarak gösterilen görev yaptığı … Başkanlığı yazısında, davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığı kanaatinin bildirildiği ileri sürülmekte ise de davacının başarısız veya yetersiz olduğuna ya da hizmetine ihtiyaç kalmadığına yönelik davalı idarece yapılmış bir tespit bulunmadığı, bu hususlara ilişkin olarak idarece dosyaya açıklayıcı somut bilgi ve belge sunulmadığı gibi  dosyaya sunulan 2012, 2013, 2014 yıllarına ait personel sicil değerlendirilmesinde de davacının çok başarılı şekilde değerlendirildiği görüldüğünden davacının hizmet sözleşmesi feshinin haklı bir nedene dayanmadığı anlaşılmaktadır.Bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. (Danıştay 12.D.2017/1886 E-2020/686 K)

Kendisinden istifade edilemeyecek personel değerlendirmesi

* Uyuşmazlık konusu olayda, … Piyade Eğitim Tugay Komutanlığında uzman çavuş olarak görev yapan davacının, hakkında Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2018/9593 numaralı ceza soruşturmasında bilgisine başvurulan R.G. isimli kişinin ifadesinde, “2007 yılında Uşak Üniversitesini kazandığını, üniversite kampüsü önünde kalacak yer aradığı sırada tanıştığı M.Y. isimli şahıs ile tanıştığını, adı geçen kişinin kendisine kalacak yer bulacağını, burs vereceklerini söyleyerek telefon numarası verdiğini, üniversitenin açılmasına yakın Uşak’a geldiğinde bu numarayı aradığında M.Y.’nin Şeker Evlerine gitmesini, kendisini orada (davacı) Muharrem Dursun isimli şahsın alacağını söylediğini, Muharrem Dursun ile buluştuklarını ve birlikte örgüt evine gittiklerini, bir gün bu evde kaldıktan sonra başka bir eve yerleştirildiğini, o dönemde M.Y. tarafından düzenlenen bazı sohbetlerde şüpheliyi (davacıyı) gördüğünü, mezun olduktan sonra bir daha görmediğini” beyan ettiği, bunun üzerine davacı hakkında başlatılan idari soruşturma kapsamında davacının alınan savunmasında özetle; “o dönem ‘Cemaat’ olarak adlandırılan yapıda maddi sıkıntıları nedeniyle 7 ay kadar kaldığını, hakkında ifade veren kişiyi insaniyet namına karşıladığını, bir gece evinde misafir ettikten sonra okula yakın olan evlerden boşluk olan eve gönderdiğini, bu şahsa alkol, uyuşturucu, zina ve kumar gibi alışkanlıkların burada hoş olmayacağını söylemiş olabileceğini, daha sonra bu yapıdan ayrıldığını ve kiraladığı bir evde kalarak irtibatını tamamen kopardığını” beyan ettiği, davalı idarece davacının “kendisinden istifade edilemeyeceğinin anlaşıldığından” bahisle, sözleşmesinin yenilenmemesi yönünde işlem tesis edildiği anlaşılmakla birlikte,  davacının son bir yıl içinde toplamda otuz gün ve daha fazla oda hapsi veya hizmet yerini terk etmeme cezası ile cezalandırılmadığı; en son aldığı disiplin cezasından geriye doğru son bir yıl içinde en az iki disiplin amirinden toplam sekiz defa veya daha fazla disiplin cezası da almadığı; hakkında Yönetmeliğin 13. maddesinde belirtilen suçlardan bir mahkumiyet hükmünün bulunmadığı; “atış, spor, eğitim, operasyon ve istihdam edildiği kadro görev yerlerinde ve davranışlarında askerlik mesleği değerlerini sergilemede, ikazlara rağmen istenen düzeye ulaşamaması, aşırı derecede borçlanması ve mazeretsiz olarak bir sözleşme yılı içerisinde yedi gün ve daha uzun süre ile göreve gelmemesi” halleri de söz konusu olmadığından; davacının, “kendisinden istifade edilemeyecek” personel olarak değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı ve dolayısıyla sözleşmesinin yenilenmemesini gerektirecek koşulların somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.(Danıştay 12.D.2021/4878 E-2022/659 K)

* … Üs Komutanlığında uzman erbaş olarak görev yapan davacının, Hava Kuvvetleri Komutanlığının 16/02/2017 tarihli işlemi ile 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’ nun 29. maddesi uyarınca görevden uzaklaştırıldığı anlaşılmakla birlikte, davacının son bir yıl içinde toplamda otuz gün ve daha fazla oda hapsi veya hizmet yerini terk etmeme cezası ile cezalandırılmadığı; en son aldığı disiplin cezasından geriye doğru son bir yıl içinde en az iki disiplin amirinden toplam sekiz defa veya daha fazla disiplin cezası da almadığı; hakkında Yönetmeliğin 13. maddesinde belirtilen suçlardan bir mahkumiyet hükmünün bulunmadığı; “atış, spor, eğitim, operasyon ve istihdam edildiği kadro görev yerlerinde ve davranışlarında askerlik mesleği değerlerini sergilemede, ikazlara rağmen istenen düzeye ulaşamaması, aşırı derecede borçlanması ve mazeretsiz olarak bir sözleşme yılı içerisinde yedi gün ve daha uzun süre ile göreve gelmemesi” halleri de söz konusu olmadığından; davacının, “kendisinden istifade edilemeyecek” personel olarak değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla Uzman Erbaş Yönetmeliği’ nin 12. ve 13. maddesi kapsamında sözleşmesinin yenilenmemesini gerektirecek koşulların somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. (Danıştay 12.D.2021/3790-6942 E-K)

Kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmaksızın davalı idare tarafından takdir hakkı hukuka aykırı olarak kullanılmak suretiyle sözleşmenin yenilenmemesi

* Sözleşmeli personelin sözleşmesinin yenilenip yenilenmemesi konusunda idarenin geniş bir takdir hakkının bulunduğu kabul edilmekle birlikte, bu hakkın hukuki sınırlar içerisinde kullanılması hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir.      Dava konusu uyuşmazlıkta her ne kadar Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesince yürütülen yargılama sonunda verilen kararda, davacı hakkında doldurulan nitelik belgesine amirlerince “kanaat edinemedim” ibaresinin düşülmesi ve davacı hakkında tesis edilen 2 adet uyarma cezası gerekçe olarak gösterilmiş ise de, belirtilen sebeplerin sözleşmenin feshi ya da yenilenmemesi için başlıbaşına bir gerekçe oluşturmayacağı açıktır.          Dava konusu işlemin asıl sebebinin, davacı hakkında zimmet suçlamasıyla yürütülen yargılama olduğu ve yargılama sonunda henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmaksızın davalı idare tarafından takdir hakkı hukuka aykırı olarak kullanılmak suretiyle davacının sözleşmesinin yenilenmemesine karar verildiği, böylelikle Anayasayla belirlenen masumiyet ilkesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Zira hakkında zimmet suçundan yürütülen kamu davası sonunda davacının beraatine karar verilmiş ve bu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.Bu itibarla, davanın reddi yolundaki Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. (Danıştay 12.D.2017/2264 E-2020/360 K)

Sadece eşin FETÖ/PDY sanıkları ile irtibatlı olan kişilerden olduğu değerlendirilerek sözleşme yenilememe işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

* Davacı hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği fiilinden Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen ‘soruşturma yapılmasına yer olmadığı’ yönündeki karar içeriğinde davacı hakkında örgütle bağlantısına ilişkin herhangi somut bilgi ve belgeye ulaşılamaması, bunun dışında davacı hakkında açılmış ceza davası yada soruşturmanın bulunmaması hususu da göz önüne alındığında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensubiyet, üyelik, irtibat veya iltisakı bulunduğu hususu şüpheye yer bırakmayacak şekilde somut olarak açıkça ortaya konulamadığı anlaşılan davacının, sadece eşinin FETÖ/PDY sanıkları ile irtibatlı olan kişilerden olduğu değerlendirilerek sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. (Danıştay 12.D.2022/3060-4729  K)

Sözleşme yenilememe

* Dosyada davacı ile ilgili yer alan nitelik belgesi, sicili, takdir / ceza durumu, amir kanaatleri, almış olduğu eğitimler, İKK zaafiyeti bulunan personel kategorisinde yer almasına neden olan bilgiler ile yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin incelenmesi sonucunda; davacı hakkında düzenlenen nitelik belgesinin olumlu, sicil notunun iyi olduğu, dosyasında bulunan bir adet disiplin cezasının, yapmış olduğu bir şikayet başvurusu nedeniyle dava konusu işlemden yedi yıl önce (2007 yılında) verilmiş olduğu ayrıca davacı ile aynı durumda olup disiplin cezası bulunan diğer dört personelin sözleşmesinin yenilendiği, dava konusu işlemin temel dayanağı olan ve davacının İKK zaafiyeti bulunan personel kategorisinde değerlendirilmesine gerekçe gösterilen istihbari bilginin ise soyut bir iddiadan öteye geçemediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.(Danıştay 12.D.2017/2256 E-2019/4072 K)

* Elde edilen istihbari bilgiler göz önüne alınarak sözleşmesi yenilenmemiş ise de, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğuna dair hakkında kesinleşmiş bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının sözleşmesinin yenilenmemesi sebebi olarak ileri sürülen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan hakkında devam eden soruşturma ve davaların hangi aşamada olduğu hususu araştırıldıktan sonra, soruşturma ve yargılama sonunda verilecek kararlar değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme neticesinde verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. (Danıştay 12.D.2019/2720 E-2023/3517 K)

* Davacının sözleşmesinin yenilenmemesi sebebi olarak ileri sürülen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan hakkında yürütülen soruşturmada Kamu Adına Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği, yine anılan kararda belirtildiği üzere davacı hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibat/iltisakı bulunduğuna dair başkaca bir tespit, ifade vs. bulunmaması karşısında, davacının  FETÖ/PDY Terör Örgütü ile irtibat/iltisakı bulunduğundan bahisle sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık, bu işleme karşı açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.(Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2023/3935-3354 E-K)

Evlenmeden önce eş tarafından açılan,2008-2009 dönemine ait hesap hareketi dışında başka bir hareket bulunmayan Bank Asya hesabı tek başına sözleşmenin yenilenmemesi işlemine dayanak oluşturamaz.

* İşleme dayanak alınan istihbari bilgi notunun içeriğinde yer alan ve Dairelerince verilen ara kararlarıyla da tespit edilen, davacının, evlenmeden önce eşi tarafından açılan, 2008-2009 dönemine ait hesap hareketi dışında başka bir hareket bulunmayan Bank Asya hesabının ise tek başına sözleşmenin yenilenmemesi işlemine dayanak oluşturamayacağı sonucuna ulaşıldığından, davacının sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.(Danıştay 12.D.2019/6759 E-2023/3601 K sayılı kararı ile onanan Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2018/3316 E-2019/1589 K sayılı kararı)

SINAV VE MÜLAKAT

Sınavlara ilişkin genel hükümleri içeren hususlar Yönetmelik yerine “Bakanlık Oluru” ile yapılamaz.

Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliğinin 8. maddesi değerlendirildiğinde; her ne kadar Yönetmelikte mesleki sınavların Kuvvet Komutanlıkları için ilgili Kuvvet Komutanlığının talep ve görüşleri esas alınarak Milli Savunma Bakanlığınca belirlenecek esaslar dahilinde yapılacağı belirtilmiş ise de;  sözleşmeli subay/astsubay olan kamu görevlilerinden muvazzaflığa geçmek isteyenlere uygulanacak sınavlara ilişkin usul ve esasların  4678 sayılı Kanunun 25. maddesinde yer alan açık hüküm uyarınca ancak Yönetmelik ile düzenlenebileceği  açıktır. Bu durumda, sözleşmeli subay/astsubaylıktan muvazzaflığa geçmek isteyen tüm personele uygulanacak sınavlara ilişkin genel hükümleri içeren hususların, Yönetmelik yerine “Bakanlık Oluru” şeklindeki işlemlerle kurala bağlandığı ve dava konusu sözlü sınavın bu olur kapsamında yapıldığı anlaşıldığından; hukuken yasal dayanağı bulunmayan sınav uygulaması kapsamında davacının başarısız sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, aksi kabulden hareketle alınan istinafa konu idare mahkemesi kararında ise  hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.(Ankara Blg.İd.Mah.3.İd.Dava D.2023/1157-1831 E-K)

Uzman erbaşların sözleşmelerinin yenilenebilmesi için istihdam edildikleri sınıf ve branşları ile ilgili sağlık niteliklerini taşımaları gerekir.

* İstihdam edilen uzman erbaşların sözleşmelerinin yenilenebilmesi için istihdam edildikleri sınıf ve branşları ile ilgili sağlık niteliklerini taşımaları gerektiği, bu şartların görev esnasında kaybedilmesi durumunda ise kendilerinden istifade edilememe halinin ortaya çıkacağı tartışmasız olup, ilkokul mezunu olarak komando sınıfında belirlenen ihtiyaca yönelik olarak  istihdam edilen, bu sınıfta görev yapması için kendisi ile sözleşme imzalanan davacının, komando sınıfı için belirlenen sağlık şartlarını kaybetmesi sonucu kendisinden istifade edilemeyeceği açık olup, sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2023/3013 E-2024/444 K)

Fetö/pdy Silahlı Terör Örgütü Üyeliği fiilinden yürütülen kovuşturma sonucunda verilen beraat kararı içeriğinde hakkında örgütle bağlantısına ilişkin herhangi somut bilgi ve belgeye ulaşılamayan, görev yaptığı süre içinde görevinde yetersiz ve başarısız olduğu, görevini ilgili mevzuata uygun olarak yapmadığı yönünde bir tespit ve delil olmayan davacının sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

* Davalı idare tarafından her ne kadar, tesis edilen işlemin bir sözleşme feshi değil yenilememe işlemi olduğu, idarenin sözleşme yenileme konusunda geniş takdir hakkı olduğu ileri sürülmüşse de; idareye tanınan takdir hakkının yasanın koyduğu sınırlar içinde, objektif bir şekilde ve kamu yararı için kullanılması gerektiği, davacının görev yaptığı süre içinde görevinde yetersiz ve başarısız olduğu, görevini ilgili mevzuata uygun olarak yapmadığı ve netice itibariyle davalı idarece davacıdan istifade edilemeyeceği yönünde objektif ve somut bir tespit ve delil bulunmadığı, davacı hakkında fetö/pdy Silahlı Terör Örgütü Üyeliği fiilinden yürütülen kovuşturma sonucunda verilen beraat kararı içeriğinde davacı hakkında örgütle bağlantısına ilişkin herhangi somut bilgi ve belgeye ulaşılamadığı, davacının sicil özet formuna bakıldığında 2008 – 2018 yılları arasında sicil puanlarının üstün başarılı düzeyinde değerlendirildiği, 2019 ve 2020 yıllarında düşük puan takdir edilmesinin ve bir takım menfi kanaatler girilmesinin ise davacı hakkında devam eden kovuşturmadan kaynaklandığı, bu hususun açık bir şekilde sicil özet formunda belirtildiği, bunun haricinde görevinde başarısız olduğu yönünde bir değerlendirme ve tespite yer verilmediği, davacı hakkında düzenlenen nitelik belgesinde de davacı hakkında olumsuz bir tespitin yapılmadığı, tüm değerlendirme kriterler bakımından birinci sicil amiri tarafından bilakis olumlu değerlendirmeler yapıldığı, fakat davacı hakkında Fetö/pdy Silahlı Terör Örgütü Üye olma suçlamasıyla devam eden kovuşturma nedeniyle kanaat edinilmediğinin açık bir şekilde belirtildiği, netice itibariyle davacının ceza kovuşturması sonucunda beraat kararı ile verildiği, bununla birlikte davacının görev yaptığı süre içinde görevinde yetersiz ve başarısız olduğu, görevini ilgili mevzuata uygun olarak yapmadığı yönünde bir tespit ve delil olmaksızın, davacının sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı, diğer taraftan, Mahkemelerinin 06/04/2023 tarihli ara kararı ile davalı idareden, TMSF’den, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden, Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nden, Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu’ndan, Krea İçerik …A.Ş.’den; davacının bahse konu terör örgütü ile irtibat ve iltisaklı olup olmadığının ortaya konulması bakımından araştırma yapıldığı, ara kararımıza gönderilen cevabi yazılarda, davacı hakkında davalı idarelerce varılan değerlendirmeyi destekleyebilecek nitelikte somut bir bilgi ve belge olmadığının anlaşıldığı, buna göre dava konusu işleme esas değerlendirmenin somut bir veriye dayandırılamadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali, davacının özlük ve parasal hak isteminin kabulü ile davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının tahakkuk ettikleri tarihlerden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2023/3019 E-2024/432 K sayılı kararı ile onanan Ankara 7.İd.Mah. 2020/1705 E-2023/873 K sayılı kararı)