ATAMA İŞLEMLERİ

926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 118’inci maddesinde; “Subayların ve astsubayların atanma ve yer değiştirmeleri, hizmetin aksatılmadan yürütülmesi esasına bağlı olarak; memleketin ekonomik, sosyal, iklim ve ulaştırma durumları ile kültür ve sağlık durumları ve bunlara benzer yer ve bölge şartları gözönüne alınarak tespit edilecek bölgelere ve garnizonlara aşağıdaki esaslar da dikkat nazara alınarak sıra ile yapılır: a) Meslek programları, meslek içi eğitim esasları ve kadro ihtiyacı, b) Sağlık durumu, c) İdari, asayiş ve zaruri sebepler, d) İstekli bulunduğu yerler.”; 119’uncu maddesinde ise; “Yukarıdaki maddede yazılı esaslar dâhilinde bölge ve garnizonların tespiti, bölgelerin ve garnizonların değişen şartlara göre yeniden tespiti, buralarda kalma süreleri, atanma ve yer değiştirmelerde dikkate alınacak sair hususlar Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca hazırlanacak yönetmelik ile tespit edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. 926 sayılı TSK Personel Kanunu’nun 119’uncu maddesi uyarınca çıkarılan Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği  01 Ocak 2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Atama ve yer değiştirmelerin, hizmetin aksatılmadan yürütülmesi ilkesi çerçevesinde sıra ile tesis edileceği, bu kriterlerin yanında garnizon hizmet süresi, personelin ve emsallerinin safahati, sınıf/branş/ihtisasa göre hizmet ve kadro ihtiyacı gibi diğer kriterlerin de nazara alınacağı kabul edilmektedir.

Atama işlemi, kamu hizmetinin rasyonel ve verimli bir biçimde görülmesi için tesis edilmesi gereken bir tasarruf olduğundan, bunun, hizmetin en iyi şekilde yerine getirilmesi ve kamu görevlisinin en yararlı olabileceği yer ve görevde çalıştırılması maksatlarıyla yapılması, nihayet kamu yararının sağlanması amacına dayalı bulunması gerekmektedir.

Atama işlemlerinin tesisinde idarenin takdir yetkisinin bulunduğu açık olmakla birlikte, bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmadığı, idarenin bu yetkiyi kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanmak zorunda olduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.

Hizmetin gerektirdiği “idari, asayiş ve zaruri‟ nedenlerle atama

* Hizmetin gerektirdiği “idari, asayiş ve zaruri‟ nedenlerin mevcut olması durumunda ise; garnizon hizmet süresini tamamlamasa dahi ve genel atama dönemine bağlı kalınmaksızın, bir personelin bulunduğu görevinden alınıp başka bir garnizona ya da aynı garnizon içerisinde bir başka göreve atanmasının mümkün olduğu; görevini gerektiği düzeyde yerine getiremeyecek şekilde başarısız veya disiplinsiz olan personel hakkında ilgili belgeleriyle birlikte yazılı gerekçesi de bildirilmek kaydıyla atama teklifinde bulunulabileceği; hizmetin zorunlu kıldığı durumların (idari, asayiş ve zaruri sebepler) neler olduğu ise, yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde belirtilmediğinden, bu sebeplerin hukuki ve maddi olay olarak ne zaman gerçekleşmiş sayılacağı ve böylece tesis edilen atama işleminin gerekli olup olmadığı konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açıktır. Ancak, atama işleminin tesisinde idarenin takdir yetkisinin bulunduğu açık olmakla birlikte, bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmadığı, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanmak zorunda olduğu, idareyi işlem tesis etmeye yönelten dayanağın gerekçesinin somut bir şekilde ortaya konması gerektiği idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.

 Uyuşmazlık konusu olayda, dosyadaki bilgi ve belgeler ile beyanların değerlendirilmesinden, dava konusu atama işlemi Genelkurmay Başkanlığının …2015 atama teklif yazısı ve dayanağı olarak sunulan bilgi ve belgelere istinaden tesis edilmiş ise de; …2015 tarihli atama teklif yazısında herhangi somut bir gerekçenin belirtilmediği, Hv.Eğt.K.lığı Askeri Savcılığının 08/12/2014 günlü, E:2013/…, K:2014/… sayılı iddianamesi ile ‟Mayıs 2008  tarihinde … Komutanlığında yapılan uçuş ve atlayışlara katılmadığı halde katılmış gibi MY Sistemine kendi isminin giriş yapılmasını sağlamak suretiyle‟ işlediği iddia olunan ‟memuriyet görevini kötüye kullanmak‟ suçundan dolayı kamu davası açıldığı, açılan dava neticesinde (Kapatılan) Hava Eğitim Komutanlığı Askeri Mahkemesinin …2015 günlü, E:2014/… K:2015/… sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesine gönderilmişse de; askeri yargının kaldırıldığı; UYAP kayıtlarının tetkiki neticesinde Karşıyaka 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2019 günlü, E:2018/…, K:2019/… sayılı kararı ile davacı hakkında görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle yapılan yargılamada beraat kararı verildiği ve bu kararın 10/09/2019 tarihinde istinaf yoluna başvurulmadan kesinleştiğinin görüldüğü; davacı 2010 yılında Hv.K.K.lığı İstihbarat Bşk.lığınca hakkında yürütülen idari tahkikat sonucunda MY 114-1(B) İKK Koruyucu Güvenlik ve İşbirliği Yönergesi hükümleri uyarınca PERGİN kapsamına alınmış ise de; 2014 yılında sonlandırılmış (PERGİS) olduğu, davacı hakkında ceza yargılaması devam ederken ve PERGİN sonlandırılmış iken, zorunlu haller dışında, kadro görev yerinin özelliğine göre, mesleki gelişimi de dikkate alınarak lisan bilen, emsalleri arasında temayüz etmiş, nitelikli, hizmet safahatı uygun personelin atanabildiği Genelkurmay Başkanlığı Karargâhına atandığı, burada görev yaptığı süre içerisinde de 5 takdir aldığı ve başarısız, disiplinsiz olduğuna dair herhangi bilgi ya da belge sunulmadığı dikkate alındığında; davacının Genelkurmay Başkanlığı …Kısım Amirliğinden … Şb. Md.’ne atanmasına ilişkin dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından hukuka uyarlık, aksi değerlendirmeyle davanın reddi yolunda verilen Askeri  Yüksek İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir. (Danıştay 2.D.2017/2370 E-2019/4670 K)

Atama işleminde çocukların eğitim durumunun dikkate alınması gerekir. 

Subay ve astsubayların atanmalarında emsallerine göre avantaj teşkil etmeyecek şekilde, hizmet ve kadro imkanları nisbetinde personelin çocuklarının eğitim durumunun da dikkate alınabileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Davacının çocukları için belirlenen eğitim standartlarının ancak belirli kriterleri sağlayan eğitim kurumlarında mevcut olması, bu kurumlararası nakillerin kontenjana ve sınav koşuluna bağlı olması nedeniyle davacının Adana iline atanması durumunda aile birliğinin sağlanamayacak olması durumu karşısında, Anayasa ile güvence altına alınmış olan aile birliğinin kurulmasının ve çocuğun ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürmesinin sağlanması bakımından davacının atamasının çocuklarının eğitim gördüğü Bursa Garnizonuna yapılması gerekirken, bu amaçla yaptığı başvurunun reddi ile Adana iline atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, Askeri Yüksek İdare  Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.(Danıştay 2.D.2021/13903-1238 E-K)

Eşi astsubay olan memurun il dışı atanma talebi, mevzuat uyarınca kadro durumuna bakılmaksızın öncelikli olarak yerine getirilmesi gerekir.

* 25/06/1983 günlü, 18088 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmelik’in “Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarda Göz Önünde Bulundurulacak Hususlar” başlıklı 9. maddesinin son fıkrasında, ilgili mevzuatı uyarınca zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup subay ve astsubayların, görev süresiyle sınırlı olmak üzere, atandıkları yere, memur olan eşlerinin atanmasında mevzuatı uyarınca yürürlüğe konulan norm kadro sayılarına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağına yer verildiği, bu nedenle davacının astsubay kadrosunda görev yapan eşinin durumu gerekçe gösterilerek, eş durumu mazereti kapsamında yapılan il dışı atanma talebinin, mevzuat uyarınca kadro durumuna bakılmaksızın öncelikli olarak yerine getirilmesi gerekirken, kadro durumunun yetersiz olduğundan bahisle eşinin görev yaptığı yerden başka bir yere tercih hakkı verilerek atanması yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hakkaniyete ve mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.(Danıştay 2.D.2016/ 13959 E-2019/6864 K)

* Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmeliğin 9. maddesine göre de zorunlu yer değiştirmeye tabi olan memurun, memur olan eşinin yer değiştirme talebinin öncelikle yerine getirileceği, mülki idare hizmetleri sınıfı, emniyet hizmetleri sınıfı, subay, astsubay, hakim ve savcılar gibi zorunlu yer değiştirmeye tabi kamu görevlilerinin atandıkları yere, memur olan eşlerinin atamalarında eşin görev yaptığı kurumla ilgili olarak norm kadro sayılarına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı, kurumların hizmet puanı veya kadro yetersizliği gibi mazeretler ileri sürerek zorunlu atamaya tabi personelin memur olan eşini atamamaya veya ücretsiz izin almaya dolaylı olarak zorlama gibi bir yola başvuramayacaklarının anlaşıldığı; bu durumda, eşi anılan Yönetmelik maddesinde belirtilen zorunlu atamaya tabi sınıflar arasında sayılan davacının eş durumu özrü nedeniyle Malatya İli’ne atanma talebinin, mevzuat hükümleri uyarınca kadro durumuna ve hizmet puanına bakılmaksızın yerine getirilmesi gerektiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir. (Danıştay 2.D.2016/ 12102 E-2019/7421 K)

Alay/Tabur ve Eşiti Birlik Komutanı Değerlendirme Formunda yer alan sicil notuna dayanılarak yapılan atama

* Davacının, 29/06/2015 tarihinde seçimle atama yapılan kritik kadro görev yerlerinden olan … ilçesi garnizonu … Bölge Komutanlığına atandığı; 2017 yılı Alay/Tabur ve Eşiti Birlik Komutanı Değerlendirme Formunda, 1’inci sicil üstü tarafından, “Komutanlık ve yöneticilik vasıfları yeterli değildir. Öğretmenlik veya karargahlarda daha başarılı olacağı değerlendirilmektedir.” yönünde kanaatlere yer verilerek başarı derecesinin “zayıf”, 2’nci sicil üstü tarafından ise başarı derecesinin “orta” olarak düzenlendiği, davacının her iki sicil üstü tarafından “Görevinde yetersiz” bulunduğu belirtilerek davacıya 77,33 sicil notu takdir edildiği ve anılan formda “Görevinde yetersiz olduğu belirtilen personel atama planlamasına alınacaktır.” şeklinde açıklamanın yer aldığı; dava konusu işlemin dayanağı olan 2017 yılı

Alay/Tabur ve Eşiti Birlik Komutanı Değerlendirme Formunda yer alan sicil notunun, … günlü, .. sayılı Sicil Değerlendirme ve Denetleme Kurulu Kararıyla iptal edildiği, yine Malatya İdare Mahkemesinin 31/10/2018 günlü, E:2017/1667, K:2018/1309 sayılı kararıyla da anılan Değerlendirme Formunun iptaline hükmedildiği dikkate alındığında, dayanağı kalmayan dava konusu işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı; öte yandan; davalı idarece savunma dilekçelerinde  davacı hakkında tesis edilen atama işleminin tek sebebinin 2017 yılı Alay/Tabur ve Eşiti Birlik Komutanı Değerlendirme Formu olmadığı, davacının Balıkesir ve İstanbul illerinde 2. Bölge hizmetini tamamladığı ve daha önce 3. bölgede görev yapmadığından bahisle atamasının yapıldığı ileri sürülmekte ise de; davacının 29/06/2015 tarihinde seçimle atama yapılan kritik kadro görev yerlerinden olan 2. dereceli İstanbul ili, … ilçesi garnizonu … Bölge Komutanlığına atandığı, burada dava konusu işlem tarihi itibarıyla 2 yıllık hizmetinin bulunduğu, Subay ve Astsubay Atama Yönergesine göre 2’nci dereceli garnizona seçimle atanan personelin, nitelikli personel sayısının yeterli olduğu sınıf/fonksiyon alanı ve branşlarda garnizon hizmet süresine bakılmaksızın aynı garnizon içinde atama imkanının bulunması halinde 3 yıl, bulunmaması halinde dört yıl görev yapmayı müteakip atama planlamasına alınabileceği kuralı göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle  işlemin iptaline karar verilmiştir.(Danıştay 2.D.2021/17904 E-2022/1269 K)

Her ikisi de asker olan eşlerin atamaları

Eşleri Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olan personelin ise; istekli olması durumunda, aile birliğinin bozulmaması yönünden eşlerinin memuriyet görevlerinin gözönünde tutulması gerektiği, ancak eşin memuriyet görevinin, subay ve astsubayların atanmalarında tek başına bir ölçüt olmadığı, emsallerine göre avantaj teşkil etmeyecek şekilde, hizmet ve kadro imkanları nisbetinde eş durumunun dikkate alınabileceğinde kuşku bulunmamaktadır… Uyuşmazlık konusu olayda, davalı idare tarafından; davacının, eşiyle koordine edilerek, Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezinin bulunduğu, emsalleri aleyhine avantaj sağlamayacağı bir yere atandığı, atanma iradesini eşiyle birlikte aynı Garnizona atanma yönünde kullandığı belirtilmekte ise de; davacının atama istek formunda yeniden öğretmenlik yapabileceği bir göreve, istihbarat sınıfı atama subayı ile koordine edilerek İstanbul ilinde bir okula atanma talebinde bulunduğu, bu istemin, eşiyle aynı Garnizon’a atanma şeklinde değerlendirilmemesi gerektiği, davacının ve eşinin atanma isteğinin ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulacağı, davacının sınıfı, rütbesi, eşine bağlı Sıralı Hizmet Garnizonu görevi yapması ve sağlık mazereti dikkate alınarak emsalleri aleyhine avantaj sağlamamak kaydı ile atama safahatine uygun bir yere atanması gerektiği anlaşıldığından, eşiyle birlikte atanma istediğinden bahisle Elazığ’a atanmasına ilişkin dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından hukuka uyarlık, aksi değerlendirmeyle davanın reddi yolunda verilen Askeri  Yüksek İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir. (Danıştay 2.D.2017/1739 E-2019/2459 K)

Eş durumuna göre atamaya ilişkin düzenleme Yönerge ile değil Yönetmelik ile yapılmalıdır.

İdarenin, üstlendiği kamu hizmetini yerine getirmesi sırasında, değişen koşulları dikkate alarak önceki düzenlemelerle oluşturulmuş olan objektif hukuki durumları değiştirme veya yeniden düzenleme yetkisine sahip olduğu konusunda duraksama bulunmamakla birlikte; üst hukuk normu niteliğinde olan Yönetmelikle düzenlenmeyen bir konuda, yani Jandarma Genel Komutanlığı emrinde uzman erbaş statüsünde çalışan personelin eş durumu mazeretine ilişkin usul ve esaslarda, “eşleri başka bir kadro görev yerine atanma imkânı bulunmayanların aile birliği mazeretine dayalı yapacakları yer değiştirme taleplerinin değerlendirilmeye alınmayacağı”na ilişkin dava konusu düzenlemenin, Yönerge olarak isimlendirilen idari tasarrufla yapılamayacağı sonucuna varılmaktadır. Öte yandan; 3011 sayılı “Resmî Gazete’de Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanun”un 1. maddesinde, Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin; işbirliğine, yetki ve görev alanlarına ait hükümleri düzenleyen, kamu personeline ait genel hükümleri kapsayan, kamuyu ilgilendiren Yönetmeliklerin Resmî Gazete’de yayımlanacağı kurala bağlandığından, Jandarma Genel Komutanlığı emrinde uzman erbaş statüsünde çalışan personelin mazeret durumuna bağlı yer değiştirme taleplerinin değerlendirilmesinde esas alınacak ölçütlerin ve bu konu ile ilgili sair usul ve esasların yönerge ile değil, yönetmelikle düzenlenmesi ve bu yönetmeliğin de Resmî Gazete’de yayımlanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.(Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2023/768 E)

Aile birliği, Ankara yerine Polatlı Garnizonuna yapılan atama

Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı olarak Tatvan Garnizonunda İkm. Astsubay kıdemli üstçavuş olarak görev yapan davacı tarafından, Polatlı Garnizonu’na atanmasına ilişkin 26/06/2019 tarihli işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada; olayda, ikmal sınıfı astsubayların 2019 yılı atama planlaması kapsamında yapılan tercihlerin incelenmesi sonucunda, bazı garnizonlarda tercihlerin yoğunlaştığı, bazı garnizonların ise tercih edilmediği veya çok az tercih edildiği, bu nedenle personele tercihlerinde güncelleme yapmalarının menfaatlerine olacağına dair Duyuru metni yayınlandığı, bu Duyuruya göre; Ankara Garnizonu’nun tercih edilmeyen garnizonlar arasında yer aldığı, davacının 17/12/2010 tarihinden beri evli olduğu, eşinin Ticaret Bakanlığı’nda gümrük ve ticaret müfettişi olarak görev yaptığı ve yer değiştirmeye tabi personel olmadığı, 11/07/2016 tarihinden itibaren de ailesinden uzakta Tatvan’da görev yaptığı, 2019 yılı atamaları kapsamında Ankara Garnizonu’na atanmak için tercihte bulunduğu, ancak atamasının Polatlı Garnizonu’na yapıldığı, hafta sonları garnizondan ayrılmak için garnizon terk izni alınması gerektiğinden, davacının Polatlı’dan ayrılarak ailesinin yanına gitmek için her seferinde garnizon terk izni aldığı, dolayısıyla dava konusu işlem ile aile birliğinin sağlandığından söz edilemeyeceği, Mahkemenin 17/10/2019 tarihli ara kararı ile davalı idareden, davacının atanmak istediği Ankara Garnizonu’nda dava konusu işlem tarihinde davacının atanabileceği durumuna uygun münhal kadro olup olmadığının, Ankara Garnizonu’na atanmasına engel teşkil edecek hukuki bir durumun mevcut olup olmadığının sorulduğu, cevaben dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden; dava konusu işlem tarihinde davacının Ankara Garnizonu’nda atanabileceği durumuna uygun münhal kadronun bulunduğu ve Ankara Garnizonu’na atanmasına engel teşkil edecek hukuki bir durumun mevcut olmadığı anlaşıldığından, davacının eşinin görev yaptığı Ankara İli içinde bulunan Ankara Garnizonu’na atanması gerekirken, Polatlı Garnizonu’na atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. (Ankara Blg.İd.Mah.1.İdari Dava D.nin 2020/3046 E-2022/1831 K sayılı kararı ile onanan Ankara 6.İd.Mah.nin 2019/1724 E-2020/463 K sayılı kararı)

 

Tazminattan kaynaklanan eşitsizliği gidermek amacıyla tesis edilen atama işleminde kamu yararı ve hizmet gereğinden bahsedilemez.

* Memurların naklen atanması konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı, ancak tanınan takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Bu yetki kullanılmak suretiyle tesis edilen işlemlerin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde sözü edilen bu durumun dava konusu işlemin sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.Nakil işlemi kamu hizmetinin rasyonel ve verimli bir biçimde görülmesi için uygulanması gereken bir tasarruf olduğundan bunun, hizmetin en iyi tarzda görülmesi ve kamu görevlisinin hizmete en yararlı olabileceği yer ve görevde çalıştırılması maksadıyla yapılması gerekmektedir.Uyuşmazlıkta; dava konusu işlemde naklen atama işlemine ilişkin herhangi bir sebep gösterilmemiş ise de savunma dilekçesinde atama işleminin, personel arasındaki 375 KHK’nın 28. maddesi kapsamında ödenen tazminattan kaynaklanan eşitsizliği gidermek amacıyla tesis edildiğinin belirtildiği, oysa ki naklen atama işlemi kamu hizmetinin rasyonel ve verimli bir biçimde görülmesi için uygulanması gereken bir tasarruf olduğundan bunun, hizmetin en iyi tarzda görülmesi ve kamu görevlisinin hizmete en yararlı olabileceği yer ve görevde çalıştırılması maksadıyla yapılması gerektiğinden ve davacının bulunduğu yerde göreve devam etmesinin, kendisinden yeterince verim alınamamasına, çalışma barış ve huzurunun bozulmasına, hizmetin aksamasına/olumsuz etkilenmesine yol açabileceği şeklinde bir hususun da idarece ortaya konulamadığı anlaşılmakla, dava konusu işlemin kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek tesis edildiği ve bu bağlamda işlemin hukuka aykırı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.(Gaziantep Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.2021/319 E-2023/994 K)

Yurt dışı görev seçiminde idarenin takdir yetkisi

Yurt dışı sürekli görevin personel için bir hak ya da ödül değil, bir temsil görevi olduğu ve personelin, herhangi bir spesifik yurt dışı sürekli görev kadrosuna aday olmadığı, aday personelin, bu Yönerge’de belirtilen esaslar doğrultusunda uygun kadrolara seçildiğinin belirtildiği, bu kapsamda nitelikli görevlere seçim sırasında davalı idarenin titiz davranabileceğinin açık olduğu, nitelikli göreve seçim yapılırken şartları taşıyan ve hakkında hiçbir olumsuz kanaat bulunmayan personel seçilebileceği, idarelerin takdir yetkisiyle donatıldıkları durumda idareyi tercihe zorlayacak ya da muayyen bir yönde işlem ve eylem tesisini zorunlu kılacak biçimde yargı kararı verilemeyeceği de göz önüne alındığında, davacının, 08/12/2021 tarihli yurt dışı geçici görevlendirme talebinin davalı idare tarafından reddine dair 27/12/2021 tarih ve 2021/205458 sayılı işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.( Ankara Blg.İd.Mah 1.İd.Dava D.2023/1043-4429 E- K)