GEÇMİŞE YÖNELİK MALİ HAKLAR
Hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle statü dışında geçen sürede yoksun kalınan özlük ve parasal haklarının idarece tazmini gerekir.
* Olayda; dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler, yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi iptal kararı ile davacının lehine verilen ve göreve iadesini sağlayan kararda, Milli Güvenlik Kurulunca Devletin Milli Güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliğini, mensubiyetini veya iltisakını yahut bunlarla irtibatını ortaya koyan herhangi bir bilgi ve belge elde edilemediğinin tespit edildiği dikkate alındığında, kamu görevine iadesini sağlayacak şekilde lehine karar verilen davacının, eski kadro, rütbe veya unvanına atanmasının gerektiği, dolayısıyla da Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edilen Kanun hükmüne dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Öte yandan, Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında yer alan, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğuna ilişkin hüküm gereğince, hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının idarece tazmini Anayasal ve yasal bir zorunluluk olup, dava konusu işlem nedeniyle davacının önceki görevi ile atandığı yeni görevi arasındaki özlük ve parasal hak farklarının yasal faiziyle birlikte hesaplanarak davalı idarece davacıya ödenmesi gerekmektedir. Bu arada, davalı idarece, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen 7075 sayılı Kanunun 10/A maddesinin 5. fıkrası uyarınca davacıya iki görev arasındaki fark tutarı tazminat olarak ödenmiş ise, ödenen bu tazminat tutarının, işbu karar gereği davacıya yapılacak ödemeden mahsup edileceği de açıktır. (Ankara Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.2023/974-2366 E-K)
Emsallerinin atamasının yapılarak göreve başladığı tarih ile kendisinin göreve başladığı tarih arasındaki döneme ilişkin görev aylıklarının her birinin tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerekir.
* Bir idari işlemin yargı kararıyla iptal edilmesi halinde, söz konusu kararın, dava konusu işlemin tesis edilmesi sırasında unsurlarında bulunan sakatlıkları saptadığı, işlemi yapıldığı andan başlayarak ortadan kaldırdığı, bu özelliği nedeniyle geriye yürüyen sonuçlar doğurduğu, başka bir anlatımla, işlemin tesis edildiği tarihten önceki hukuki durumun geçerliliğini sağladığı idare hukukunun bilinen ilkelerinden olduğu, idareler, iptal kararlarının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem ya da işlemler tesis etmek, iptal edilen idari işlemden doğan tüm sonuçları ortadan kaldırmak (idari işlemin hiç tesis edilmemiş sayılması ilkesinin gereği olarak), önceki hukuki durumun geçerliliğini sağlamakla, bu kapsamda idareler, iptal edilen işlem nedeniyle ilgilisinin mahrum kaldığı bütün haklarının verilmesiyle yükümlü olduğu, olayda, davalı idarenin hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanan işleminden dolayı davacının emsallerine göre göreve geç başladığı hususunun sabit olduğu, bu haliyle davacının yargı kararıyla iptaline karar verilen işlemden kaynaklı olarak statü kayıplarının oluştuğu, zira emsallerine göre göreve geç başladığından nasıp tarihinin emsallerinden farklı uygulandığı, bu durumda, davacının Hava Astsubay Meslek Yüksekokulu’nda astsubay adaylığına son verilmesine dair işlemin Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin 10/09/2021 tarih ve E:2021/574, K:2021/1250 sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine söz konusu işlem hukuk aleminde hiç tesis edilmemiş gibi bütün sonuçları ile ortadan kalkmış olacağı, bu işlemin yarattığı tüm hak kayıplarının giderilmesini teminen davacının rütbe ve nasıpları yönünden de hiç adaylıktan çıkartılmamış gibi olacağından davacı ile aynı dönemde aday olan emsallerinin rütbe ve nasbına yükseltilmesi gerektiği, diğer bir ifadeyle, davacının astsubay adaylığından ilişiğinin kesildiği tarihten yargı kararına istinaden görev başladığı tarih arasında geçen süreçte mahrum kaldığı rütbe ve nasbına dair kıdemlerinin tarafına iade edilmesi gerektiği, SGK ve OYAK vs ödemelerinin emsalleri gibi düzenlenmesi gerektiği, emsallerinin atamasının yapılarak göreve başladığı tarih ile kendisinin göreve başladığı tarih arasındaki döneme ilişkin görev aylıklarının her birinin tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerekmekteyken, davacının emsallerinin rütbe kıdem seviyesine yükseltilmesi suretiyle nasbının düzeltilmesi maddi haklarının yasal faiziyle ödenmesi ve SGK-OYAK primlerinin gönderilmesine yönelik talebinin reddine yönelik tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, öte yandan Mahkemece davacının emsalleri ile birlikte atansa idi müktesebine uygun rütbe-derece-kademe üzerinden alabileceği maaş ve ek ödemelerin her ay için ayrı ayrı ne kadar olduğunun sorulmasına üzerine davalı idarece ara kararına cevaben 60.416,83-TL hesaplama yapılması üzerine 18/10/2022 tarihinde davacı tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla açılan dava 60.416,83-TL’ye ıslah edilmiş olup yoksun kalınan parasal haklara karşılık 60.416,83-TL’nin her bir parasal unsurun tahakkuk tarihinden işleyen yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi gerekçeleriyle dava konusu işlemin iptali hukuka uyarlıdır. (Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2023/436-1400 E-K)
Statü dışında geçen sürelere ilişkin özlük haklarının verilmesi gerekir.
* Dış Kaynaktan Muvazzaf Subay Temini kapsamında yapılan sınavlarda başarılı olup, İzmir İli, Güzelbahçe İlçesi, Maltepe Yerleşkesinde temel askerlik ve subaylık anlayışı kazandırma eğitimine alınan davacının, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle temel askerlik ve subaylık anlayışı kazandırma eğitiminden ilişiğinin kesilmesine ilişkin tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada verilen “iptal” kararı üzerine iptal edilen işlemden kaynaklı olarak 10,00-TL maddi tazminatın (ıslahla 130.243,13 TL) her bir aylık için ayrı ayrı tahakkuk tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve 10.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır. davacının her ne kadar güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlanmış ise de, davalı idarece davacının göreviyle ilişiğinin kesilmediği ve işbu kararın verildiği tarih itibariyle hali hazırda görevde bulunduğu nazara alındığında hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanan davalı idarenin işleminden doğan hukuka aykırılıkları ve davacının mağduriyetini ortadan kaldıracak (illiyet bağını kesecek) bir durumun mevcut olmadığı, hukuka aykırılığı yargı kararıyla ortaya konulan ilişik kesme işlemi nedeniyle davacının SUTASAK eğitimi kapsamında atanan emsali personelin atamasının gerçekleştirildiği tarihten (27/07/2018) yargı kararı gereği atandığı 01/06/2020 tarihine kadar çalışmış olsaydı alabileceği parasal hakların tahakkuk ettikleri tarihlerden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği, buna göre davacının söz konusu dönemde idarece yapılan hesaplamalara göre 130.243,13 TL’nin bu miktarı oluşturan parasal hakların ödenmesi gereken tarihlerden başlayarak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.(Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2023/546-1304 E-K)
* Uyuşmazlık konusu olayda; Dairemizin 28.02.2023 tarihli ara kararına istinaden davalı idarece verilen cevap yazısı ve eki belgelere göre, davacının 12.01.2022 tarihinde astsubay nasbedilerek Mly. Asb. Çvş. rütbesi ile görev yapmakta olduğu görüldüğünden, davalı idarenin hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanan işleminden doğan zararın davalı idarece tazmini yükümlülüğünü ortadan kaldıracak (illiyet bağını kesecek) bir durumun mevcut olmadığı, davacının işlemden kaynaklı olarak maddi zararlarının oluştuğu, emsallerine göre göreve geç başladığı görülmektedir.Bu durumda, davacının Mahkemenin iptal kararı üzerine öğrenciliğe iadesi yapılmış ise de emsallerine göre astsubaylığa ve göreve geç naspedildiği/atandığı ve bu nedenle de maddi kayıpları olduğundan, aksi yöndeki değerlendirmeye dayanılarak davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.Öte yandan hukuka aykırılığı yargı ile saptanan işlemler nedeniyle ilgililerin uğradıkları zararın tazmini Anayasanın 125. maddesi uyarınca zorunlu olduğundan, davacının öğrencilikle ilişiğinin kesilmesinden kaynaklanan yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi gerektiği de açık olup, davalı idarece, davacının emsallerinin atamasının yapılarak göreve başladığı tarih ile kendisinin göreve başladığı tarih arasındaki döneme ilişkin görev aylıklarının yerleşik yargı içtihatlarına göre ilk dava (iptal davası)’nın açıldığı tarihten ve her bir aylık için ayrı ayrı tahakkuk tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi, anılan döneme ilişkin OYAK ve SGK primlerinin ise davalı idarece ilgili kurumlara gönderilmesi/yatırılması gerekmektedir. (Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2022/3571 E-2023/943 K)
Statü dışında geçirilen sürelere ilişkin OYAK aidatlarına ilave olarak kar payı da idare tarafından OYAK hesabına yatırılmalıdır.
OYAK kesintilerinin maaş üzerinden hesaplanarak Kurum hesabına yatırıldığı hususunda şüphe bulunmadığı ve aidat kesintisinin yapılmasının ön koşulunun da kurum üyeliği olduğu görülmekle, davacının OYAK üyeliğinin hukuka aykırılığı Komisyon kararıyla ortaya konulan işlem nedeniyle sonlandığı ve OYAK aidatlarının da bu nedenle ödenmediği, 205 sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca davacıya aidat ödediği süreye karşılık olarak kar payı hesaplaması yapılması gerektiği anlaşıldığından, davacının statü dışında geçirdiği süreler nedeniyle emsallerinin seviyesine ulaşabilmek ve OYAK üyeliğinin yeniden ihyası için OYAK hesabına fazladan ödediğini ileri sürdüğü kar payı farkı ve emsal farkı tutarının davalı idarece davacıya ödenmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen 54.670,04-TL’nin ödenmesi istemiyle 25.11.2019 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, davacının emsallerine nazaran eksik rezervinin tamamlanması amacıyla OYAK’a ödemiş olduğu kar payı ve emsal farkı tutarı olan 54.670,04-TL’nin davalı idareye başvuru tarihi olan 25.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali, tazminat isteminin kabulü ile davacının emsallerine nazaran eksik rezervinin tamamlanması amacıyla OYAK’a ödemiş olduğu kar payı ve emsal farkı tutarı olan 54.670,04-TL’nin davalı idareye başvuru tarihi olan 25.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yolunda verilen karar hukuka uyarlıdır. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2021/873-1241 E-K sayılı kararı ile onanan İzmir 6. İdare Mahkemesinin 2020/285-1151 E-K sayılı kararı)
Statü dışında geçirilen süreler nedeniyle emsallerinin seviyesine ulaşabilmek ve OYAK üyeliğinin yeniden ihyası için OYAK hesabına fazladan ödenen 50.701,89 TL tutarının davalı idarece davacıya ödenmesi gerekir.
* Davacının OYAK üyeliğinin hukuka aykırılığı Mahkeme kararıyla ortaya konulan işlem nedeniyle sonlandığı ve açıkta kaldığı dönemde OYAK aidatlarının da bu nedenle ödenmediği, 205 sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca davacıya aidat ödediği süreye karşılık olarak kar payı hesaplaması yapılması gerektiği anlaşıldığından, davacının statü dışında geçirdiği süreler nedeniyle emsallerinin seviyesine ulaşabilmek ve OYAK üyeliğinin yeniden ihyası için OYAK hesabına fazladan ödediği 50.701,89 TL tutarının davalı idarece davacıya ödenmesi gerekir. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2021/492-643 E-K sayılı kararı ile onanan İzmir 5. İdare Mahkemesinin 2020/183-1110 E-K sayılı kararı)
* Davacının statü dışında geçirdiği süreler nedeniyle emsallerinin seviyesine ulaşabilmek ve OYAK üyeliğinin yeniden ihyası için OYAK hesabına fazladan ödediğini ileri sürdüğü rezerv farkı ve emsal farkı tutarının davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığından davacı tarafından 27.150,53-TL’nin ödenmesi istemiyle 06.11.2019 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Öte yandan, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, davacının emsallerine nazaran eksik rezervinin tamamlanması amacıyla OYAK’a ödemiş olduğu rezerv farkı ve emsal farkı tutarı olan 27.150,53 TL’nin davalı idareye başvuru tarihi olan 06.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi gerekmektedir…” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulü ile davacı tarafından OYAK’a ödenen 27.150,53-TL’nin davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerekir. (Bursa Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.nin 2021/1439-123 E-K sayılı kararı ile onanan Eskişehir 1. İdare Mahkemesinin 2020/ 17-811 E-K sayılı kararı)
Statü dışında geçen sürelere ilişkin maddi tazminat hesabında bir işyerinde çalışıldıysa SGK prim ödemesine esas ücret düşülerek davacının gerçek maddi zararına ulaşılmalıdır.
* Uyuşmazlık konusu olayda; davacının yargı kararının gereği olarak yeniden alındığı ASTASAK eğitimini başarıyla tamamlaması üzerine 14.10.2021 tarihinde astsubay çavuş nasbedilerek mezun olduğu ve astsubaylık statüsüne girdiği, bu haliyle hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanan davalı idarenin işleminden doğan hukuka aykırılıkları ve davacının mağduriyetini ortadan kaldıracak (illiyet bağını kesecek) bir durumun mevcut olmadığı, mahkemelerin iptal kararları üzerine iptal edilen işlemin tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılması gerektiği, dolayısıyla davacının hukuka aykırı bulunarak iptal edilen işlemden kaynaklı olarak emsallerine göre göreve geç başlaması ve ilişiğinin kesilmesi sebebiyle görevinden ayrı kaldığı döneme dair parasal haklarının davacıya ödenmesi gerektiği açıktır. Bu bağlamda, Dairemizce uyuşmazlığın çözümü için, 02.06.2022 tarihli ara kararı ile; 1-davacının halihazırda görevde bulunup bulunmadığının sorulmasına, 2-davacının Ankara 18. İdare Mahkemesinin 06/05/2021 tarih ve E:2021/92, K:2021/876 sayılı karar ile dava konusu ilişik kesme işleminin iptal edilmesi üzerine 7315 sayılı Kanun kapsamında davacı hakkında yeniden güvelik soruşturmasının yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise, akıbeti hakkında Dairemize bilgi verilmesinin istenilmesine, 3-Davacı vekili tarafından davacının 29/12/2020 tarihinde ilişiğinin kesildiği, yargı kararı sonrasında da 26.07.2021 tarihinde yeniden göreve başlatıldığı yönünde bir iddiada bulunduğu görüldüğünden, davacının iddia ettiği hususun doğru olup olmadığı, şayet doğruysa davacının ilişiğinin kesildiği 29.12.2020 tarihi ile yeniden göreve başladığı 26.07.2021 tarihleri arasında alabileceği parasal hakların tutarının (emsali personel dikkate alınarak) ne kadar olacağını gösteren bir tablonun hazırlanarak Dairemize gönderilmesinin istenilmesine,”” karar verilmiş, davalı idare tarafından ara kararlarına cevaben gönderilen yazı ve eki bilgi ve belgelerin davacıya bildirilmesi üzerine, davacı vekilinin 06.07.2022 tarihinde Dairemiz kayıtlarına giren miktar arttırım dilekçesinde toplamda 41.142,58 TL’nin kendilerine ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.Davalı idarece ara kararına cevaben gönderilen bilgi ve belgelerden, davacının 26.07.2021 tarihinde okula tekrar katılış yaptığı ve halihazırda Bozcaada/Çanakkale’de görev yaptığı, maddi tazminat istemine konu ilişiğinin kesildiği 29.12.2020 tarihinden yeniden eğitime başlatıldığı 26.07.2021 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal hak toplamının 41.142,58 TL olduğu görülmektedir.Bu durumda, yukarıda da açıklandığı üzere, davacının iptal edilen işlem olmasaydı, ilişiğinin kesildiği tarih (29.12.2020) ile davacının yargı kararı gereği yeniden eğitime başladığı (26.07.2021) tarihler arasındaki toplam (miktar arttırım talebi de dikkate alınarak) 41.142,58 TL parasal hakkının davacıya ödenmesi gerekmekte ise de, UYAP’tan davacıya ait sosyal güvenlik kayıtları sorgulandığında, davacının 04.05.2021 giriş tarihli,13.06.2021 çıkış tarihli olmak üzere bir işyerinde çalıştığı ve kendisine toplamda 4.889,25 TL’lik prim ödemesine esas ücret ödendiğinin görüldüğü, dolayısıyla davacıya ödenmesi gereken miktardan söz konusu miktarın düşülerek davacının gerçek maddi zararına ulaşılmak suretiyle davacıya maddi tazminat ödemesi yapılması gerektiğinden, buna göre davacıya 36.253,33 TL’nin (41.142,58-4.889,25 TL) ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. (Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2022/1005-1911 E- K)
Statünün sonlandırılması işleminin iptali halinde istenebilecek özlük haklarında yasal faiz başlangıcı
* Anayasa’nın 125. Maddesi uyarınca, hukuka aykırılığı yargı kararı ile saptanan işlem nedeniyle ilgililerin zararlarının giderilmesi gerektiğinden, dava konusu olayda da davacının atamasının yapılmamasına ilişkin işlem hukuka aykırı görülüp iptal edildiğinden, bu kararda Dairemizce hukuka uygun görülmüş olup, davacının emsallerinin göreve başladığı tarih ile kendisinin atanıp göreve başlayacağı tarih arasında yoksun kalınan tüm özlük ve parasal haklarının davacıya ödenmesi gerekmekte olup, yerleşik Danıştay İçtihatlarında da belirtildiği üzere faizin başlangıcı ile ilgili olarak idareye başvuru tarihi varsa başvuru tarihinden yoksa dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizin ödenmesi gerekmekte olup, işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin davacıya ödenmesine ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.(Ankara Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.2022/4772 E-2023/979 K)
* idarece, davacının emsallerinin atamasının yapılarak göreve başladığı tarih ile kendisinin göreve başladığı tarih arasındaki döneme ilişkin görev aylıklarının her ay itibariyle tahakkuk etmeleri gereken tarihlerden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerekmekte olup İdare Mahkemesince, dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının, davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir. Diğer yandan, aynı döneme ilişkin olarak, davacı tarafından talep edilmesine rağmen OYAK ve SGK primleri hakkında İdare Mahkemesince herhangi bir hüküm kurulmamasında da usul kurallarına uyarlık bulunmamaktadır. (Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2022/2384-2247 E- K)
* Davacının faiz istemine gelince; bilindiği üzere faiz asıl alacağının fer’îsi niteliğinde bir alacak olmakla, yerleşik Danıştay ve yargı kararları uyarınca faizin, asıl alacağın zarardan sorumlu olan tarafından öğrenilmesi tarihinden itibaren işletilmesi gerekir. Yani bir diğer deyişle, faiz ödenebilmesi için borcun borçlu tarafından öğrenilmiş ve bu suretle alacağın muaccel hâle gelmiş ve borçlunun borcu ödemede temerrüde düşmüş olması gerekir. Bu bağlamda davacı tarafından hak ediş tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talep edilmekle; başvuru tarihinden önce davalı idarenin meydana gelen zarardan haberdâr olabileceğinin kabulü mümkün olmayıp, davalı idarenin idareye olan başvuru tarihiyle temerrüde düştüğü kabulünde hareket edilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı zararlarına başvuru tarihi olan 15/06/2021 tarihinden başlamak üzere her bir ödemenin yapılması gereken tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerekmektedir.(Erzurum 2.İd.Mah.2021/1298-2281 E-K)
* Hukuka aykırı işlem nedeniyle yoksun kalınan maddi ve manevi hakların karşılanmasının zaman içinde gecikmesi ve bu gecikmeden doğan zararın telafisi için 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Yasa uyarınca faiz uygulanması gerekli bulunmaktadır. Yerleşik yargı içtihatlarına göre hükmedilecek maddi ve manevi tazminata yürütülecek faizin başlangıç tarihinin, ilk dava (iptal davası)’nın açıldığı tarih olarak kabulü gerektiğinden yasal faizin başlangıç tarihi olarak 07/09/2018 tarihi (Balıkesir 1. İdare Mahkemesinde açılan) dikkate alınıp bu tarihten itibaren her bir maaş alacağının ayrı ayrı hak edildiği (tahakkuk ettiği) tarihlerden itibaren (ilk olarak 15/09/2018 tarihi) ayrı ayrı faiz işletilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.(Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2022/1199-2205 E-K)
Talep edilen tazminatın dava tarihinden sonra ödendiği anlaşılarak, konusuz kaln dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilse de davanın açılmasına yol açtığı gerekçesiyle yargılama giderinin davacıya ödenmesi gerekir.
* Balıkesir Astsubay Meslek Yüksekokulunda öğrenci iken sağlık şartı sebebiyle 25/10/2013 tarihinde okuldan ilişiği kesilen davacı tarafından, ilişik kesme işleminin yargı kararıyla iptal edilmesi üzerine yeniden aynı okula kaydı yapılarak eğitim süresi sonunda 30/08/2015 tarihinde atamasının yapıldığı, statü dışında kaldığı 30/08/2014-30/08/2015 tarihleri arasında alamadığı mali ve özlük haklarının ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin de Ankara 13.İdare Mahkemesinin 28/10/2021 tarih ve E:2021/1788, K:2021/1835 sayılı kararıyla iptal edildiği halde statü dışında geçen sürelere ilişkin mali ve özlük haklarının ödenmediği, idareye yapılan başvurunun da zımnen reddedildiğinden bahisle 30/08/2014-30/08/2015 tarihleri arasında mahrum kaldığı mali ve özlük haklara karşılık şimdilik 45.000,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada; davacının statü dışında kaldığı 30/08/2014-30/08/2015 tarihleri arasındaki mahrum kaldığı haklarına karşılık tazminatın dava tarihinden sonra ödendiği anlaşılmakta olup, bakılan davanın konusu kalmadığından, davanın esası hakkında karar verilmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde Ankara 7. İdare Mahkemesi Hakimliğince verilen 24/05/2022 gün ve E:2021/2595, K:2022/1088 sayılı kararda davanın açılmasına yol açtığı gerekçesiyle yargılama giderinin davacıya ödenmesi gerektiğine dair verilen karar hukuka uygundur.(Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2022/2099-1613 E-K)
* Dairemizce uyuşmazlığın çözümü için yapılan 07/10/2022 tarihli ara kararıyla davalı idareden,davacıya kursa ilk kayıt tarihinden, (yapılmış ise) subaylığa nasbının yapıldığı tarihe kadar yapılan ödemelerin (kursiyer olarak) net tutarının, davacı ile aynı dönemde kursa başlayan emsallerinin hangi tarihte subaylığa nasbının yapıldığının ve bunlara davacının subay olarak nasbının yapıldığı tarihe kadar yapılan kursiyer ve subay maaşlarının toplamının net tutarının, davacıya kursa ilk kayıt tarihinden nasbının yapıldığı tarihe kadar yapılan ödemeler (kursiyer aylıkları) ile emsallerine aynı dönemde yapılan ödemeler (kursiyer ve subay aylıkları) arasındaki farkın net tutarının faizsiz olarak hesaplanması istenilmiş, ara kararı cevabında davacının yoksun kaldığı toplam astsubay çavuş aylığı toplamının 208.817,23-TL olarak, aynı dönemde davacıya ödenen toplam kursiyer aylığının 19.593,47-TL olarak belirtilmesi üzerine 12/01/2023 tarihli ara kararı ile davacıdan, söz konusu hesap tablosuna itirazı olup olmadığı, bir itiraz yoksa, aynı döneme ilişkin olarak Sosyal Güvenlik Kurumunca düzenlenen hizmet dökümünde yer alan; 4-a kapsamında çalışılan süreler de dikkate alınarak ıslah hakkının kullanılıp kullanılmayacağının Dairemize bildirilmesi istenilmiş,17/02/2023 tarihinde Dairemiz kaydına giren dilekçe ile 24/01/2023 tarihli dilekçe ile aynı dönemde Sosyal Güvenlik Kurumunca düzenlenen hizmet dökümünde yer alan 4-a kapsamında çalışılan süreler içinde alınan 51.709,07-TL mahsup edilerek 137.514,69-TL olarak ıslah edilmiş, söz konusu dilekçe davalı idareye tebliğ edilmiş, davalı idarece yapılan itiraz ise Dairemizce yerinde bulunmamıştır. Bu durumda, hukuka aykırılığı yargı kararı ile ortaya konulan davalı idare işlemi nedeniyle davacının yoksun kaldığı 137.514,69-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 27/01/2022 tarihinden başlamak üzere (Dava dilekçesinde yasal faizin başlangıç tarihi belirtilmediği için) ödeme tarihine kadar her ayın tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. (Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2022/2294 E-2023/1086 K)
Statü dışında geçen sürede sicil alınmaması rütfe terfiine engel olmaz.
* Yargı kararı ile hukuka aykırı bulunan davacının ilisiginin kesilmesine iliskin işlem,tesis edildigi tarih itibarıyla hukuk aleminden kalkmıs sayılacagından ve bu karar davacının görevine iadesi sonucunu dogurdugundan, hukuka aykırı bulunarak yargı kararıyla iptal edilen islemden sonra davacının müteakip terfilerinin, emsallerine göre yapılmasının gerektigi, kaldı ki davacı hakkında anılan dönem içerisinde sicil notu düzenlenememesinin; davacının herhangi bir kusurlu ve/veya hatalı eyleminden kaynaklanmadıgı, anılan durumun davacı hakkında hukuka aykırı islem tesis ederek
davacının görevine son veren davalı idareden kaynaklandıgı, bu nedenle davalı idare tarafından tesis edilen ve Mahkeme tarafından iptal edilen hukuka aykırı islem nedeniyle davacının (rütbe) terfi ettirilmemesinin emsallerinden geri kalacak olan davacı açısından hakkaniyete aykırı bir durum yaratacagı açık oldugundan, davacının rütbe terfi ve kademe ilerlemesinin emsallerinin rütbe ve kıdemine yükseltilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu islemin hukuka aykırı nitelik tasıdıgı sonucuna ulasıldıgı, mevzuatta kıdemlilik için olumlu sicil düzenlenmis olmasını degil,olumsuz sicil düzenlenmemis olmasını aradıgı, aksi bir durumun, hayatın olagan akısına da aykırı olacagı, davacının ilisiginin kesilmesi ve bu sürede kendisine sicil düzenlenmemis olmasındadavacının bir dahli bulunmadıgı gerekçesiyle dava konusu islemin iptali yolunda verilen karar hukuka uygundur. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/1634-1940 E- K)
* Davacının geçerli sicilinin bulunmamasının davalı idarenin OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu ve Mahkeme kararıyla iptal edilen işleminden kaynaklı olduğu, davalı idarenin hukuka aykırı işleminden kaynaklanan eksikliğin davacıya yükletilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, dava konusu işlemde hukuka
uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. (Erzurum 2.İd.Mah.2021/1298-2281 E-K)
Güvenlik soruşturmasının olumsuz olması nedeniyle statüsü sonlandırılan kişi hakkındaki kararın iptali sonrasında manevi tazminat istemi kabul edilmelidir.
* Güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğundan bahisle davacının ASTTASAK eğitiminden ilişiğinin kesilmesine yönelik işlemin hukuka aykırı olduğunun yargı kararıyla ortaya konulduğu ve söz konusu güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanmasının sebebi istihbari bilginin kendisi ile ilgili olmayıp amcası ile ilgili olması karşısında, davacının yaşanan bu süreç nedeniyle sıkıntı yaşadığı ve üzüntü çektiği açık olup, olayın meydana geliş şekli, davacının sosyal ve ekonomik durumu ile uyumlu olarak talebi gibi manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. (Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2023/66-1032 E- K)
* Manevi zarar, kişinin şahıs varlığında iradesi dışında meydana gelen eksilme olup, kişinin kendisinin veya yakınlarının şan, şeref, kişilik hakları ve vücut bütünlüğüne yönelik eylem ve işlemler nedeniyle duyduğu derin ruhsal ve bedensel acı, üzüntü olarak tanımlanmaktadır. İdarenin mali sorumluluğuna gidilmesi suretiyle oluşan acı ve üzüntünün kısmen de olsa maddi edimlerle telafi edilmesi olan manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığı da açıktır. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Balıkesir Astsubay Meslek Yüksek Okulunda muvazzaf astsubay adaylığı eğitimine kabul edilip arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasının “akrabaları arasında PKK/KCK’ya milislik yapan ve örgütsel propaganda yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınıp serbest bırakılan, çatışma bölgeleriyle bağlantılı faaliyetler yürüten veya HİZBULLAH/İLİM grubu bünyesindeki faaliyetleri nedeniyle tutuklanan şahısların bulunduğu ” yönündeki istihbari bilgi nedeniyle olumsuz sonuçlanmasından dolayı 17/08/2018 tarihli işlemle Astsubay Temel Kursundan ilişiğinin kesilen davacının bu işlemin iptali talebiyle açtığı davada, Ankara 10. İdare Mahkemesince açtığı davada … tarih ve … sayılı iptal kararının verildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu sonucunda, söz konusu kararın Dairemizin 30.11.2021 tarih ve E:2021/2463, K:2021/2812 sayılı kararıyla gerekçeli bir şekilde onandığı dikkate alındığında söz konusu istihbari bilginin niteliği de gözetildiğinde hukuka aykırılığı yargı kararıyla ortaya konulan işlem nedeniyle davacının elem ve üzüntü çektiği hususu açık olup, oluşan manevi zararın davalı idarece karşılanması gerektiği ve bu itibarla olayın gelişimi ve davacının durumu dikkate alınarak takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın ilk dava tarihi olan 07/09/2018 tarihinden itibaren (Balıkesir 1. İdare Mahkemesinde ilk olarak açıldığı) işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. (Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2022/1199-2205 E- K)
Statü dışında geçen sürelere ilişkin parasal hakların Sosyal Güvenlik Kurumu’na tabi sigortalı işyerlerinde çalışma karşılığında alınan olduğu ücretlerin düşülmesi suretiyle ödenmesi gerekir.
* Mahkememizce yapılan ara kararlarıyla, davacının emsallerinin göreve başladığı tarihten davacının göreve başladığı tarihe kadar geçen sürede yoksun kaldığı maaş ve özlük haklarının bildirilmesinin istendiği, ara kararımıza Hava Teknik Okulları Komutanlığı Hukuk Hizmetleri Müdürlüğünce verilen 11/10/2021 tarihli cevabi yazı ekinde davacının emsallerinin göreve başladığı 01/10/2017 tarihi ile davacının göreve başladığı 25/10/2020 tarihine kadar olan döneme ait aylık hesaplama cetvelinin gönderildiği ve davacıya bahsi geçen dönemde ele geçen tutarın 176.966,67-TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Ayrıca, davacının SGK hizmet dökümünün incelenmesinden, açıkta geçirdiği süre içerisinde sigortalı çalışmasının bulunduğu … Büyükşehir Kültür Sanat Bilim Ulaştırma Şti. ile ASM Bilgi İşlem İnş. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nden elde ettiği gelirler ile ilgili şirkete yapılan ara karar üzerine … Büyükşehir Kültür Sanat Bilim Ulaştırma Şti. tarafından ücret bordrolarının gönderildiği, anılan şirket tarafından gönderilen ücret bordroları incelendiğinde … Büyükşehir Kültür Sanat Bilim Ulaştırma Şti.’de 01/04/2018-19/10/2020 tarihleri arasında elde ettiği gelirin 2018 yılında 25.927,01-TL, 2019 yılında 34.643,37-TL, 2020 yılında 31.132,10-TL olmak üzere toplam 91.702,48-TL olduğu, ancak … İnş. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti’ye yapılan tebligatın muhatabın adresten taşınması nedeniyle tebliğ edilemediğinden iade edildiği, davacı tarafından ASM Bilgi İşlem İnş. Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti’deki çalıştığı dönemler için ele geçen tutarın ise davacı tarafından sunulan hesap hareketlerinin esas alınması gerektiği, anılan şirketce davacıya 07/10/2017-31/03/2018 tarihleri arasında toplam 9.176,54-TL maaş ödemesi yapıldığı, dolayısıyla davacının açıkta geçirdiği dönemde çalışmasının karşılığında toplam 100.879,02-TL ücret geliri elde ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Anayasanın 125. maddesi uyarınca, idarenin hukuka aykırı bulunarak iptal edilen işlemleri nedeniyle kişilerin uğradığı zararların yine aynı idareler tarafından karşılanması gerektiğinden, davalı idare tarafından davacının atamasının zamanında yapılmaması, diğer bir ifadeyle, hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanan işlemden dolayı davacının görevine geç başlaması nedeniyle fiilen çalışamadığı döneme ilişkin yoksun kaldığı parasal hakların, bu dönem içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na tabi sigortalı işyerlerinde çalışması karşılığında almış olduğu ücretlerin düşülmesi suretiyle tarafına ödenmesi gerektiğinden, 01/10/2017-25/10/2020 tarihleri arasında ödenmesi gereken 178.968,67-TL parasal hakları toplamından, yine aynı dönemde elde ettiği ücret gelirleri toplamı olan 100.879,02-TL’nin düşülmesi sonucunda kalan 76.087,65-TL’nin ödenmesi gerekmekte ise de taleple bağlılık ilkesi gereğince 71.883,44-TL’nin davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. (Ankara 16.İd.Mah.2020/1491 E-2022/1069 K)
Açıkta geçirilen sürelere ilişkin aylık ve diğer parasal hakların faizi ile ödenmesi gerekir.
* 30.08.2015 tarihinde astsubay olarak nasbı yapılan davacı tarafından, Ankara 13. İdare Mahkemesinin 29.09.2022 tarih ve E:2022/1373, K:2022/1927 sayılı kararı gereğince açıkta geçirdiği 30.08.2014-30.08.2015 tarihleri arasında mahrum kaldığı aylıklarının karşılığı olarak şimdilik 45.000,00 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; “Uyuşmazlığa konu olayda, Ankara 13. İdare Mahkemesinin 29.09.2022 tarih ve E:2022/1373, K:2022/1927 sayılı kararı gereğince, davacının açıkta geçirdiği 30.08.2014-30.08.2015 tarihleri arasındaki mahrum kaldığı aylıklarının yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, bu bağlamda, Mahkememizin 07.02.2023 tarihli ara kararıyla, davacının nasbı 30.08.2014 tarihinde yapılmış olsaydı, 30.08.2014-30.08.2015 tarihleri arasında alacağı aylık ve diğer parasal haklarının toplamının ne kadar olduğu hesaplanarak, ayrıntılı hesap tablosunun Mahkememize gönderilmesi davalı idareden istenilmiştir. Davalı idare tarafından gönderilen bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacının açıkta geçirdiği 30.08.2014-30.08.2015 tarihleri arasında mahrum kaldığı aylık ve diğer parasal haklarının net tutarının 34.573,82 TL olduğu görülmektedir. Bu durumda, davacının açıkta geçirdiği 30.08.2014-30.08.2015 tarihleri arasında mahrum kaldığı aylıklarının karşılığı olarak ödenmesini talep ettiği 45.000,00 TL maddi tazminatın 34.573,82 TL’lik kısmının kabulü, kalan tazminat isteminin ise reddi gerekmektedir. (Ankara Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.nin 2023/1395-1833 E- K sayılı kararı ile onanan Ankara 13.İd Mah.nin 2022/1373-1927 E-K sayılı kararı)
Açıkta veya statü dışında geçen sürelere ilişkin olarak OYAK Genel Müdürlüğü’nce üyeliğinin ihyası için çıkarılan emsal fark tutarının idare tarafından ödenmesi gerekir.
* Davacının Ankara … Bölge Başkanlığı emrinde Asb.Kd.Bçvş olarak görevli iken, rüşvet vermek ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçlarını işlediği iddiası ile hakkında dava açıldığı, yargılama sonunda Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18.03.2022 tarih … sayılı kararı ile beraatine karar verildiği, karar üzerine … Bölük Komutanlığı emrinde tekrar görevine döndüğü, devamında davacının açığa alındığı 17.04.2019 ila Mart 2022 tarihleri arasında ödenen 1/3 maaş kesintilerinin yasal faizinin ödenmemesine ilişkin … Komutanlığı’nın 09.05.2022 tarih ve 0-79635840-126-10118629 sayılı işlemi ile … Genel Müdürlüğü’nün 07.06.2022 tarih E-… sayılı işleminin tesis edilmesi üzerine de davacı tarafından anılan işlemlerin iptali ile açıkta kaldığı süreler için ödenen 1/3 maaş kesintilerinin faizinin ödenmesi ve OYAK Genel Müdürlüğü’nce üyeliğinin ihyası için çıkarılan emsal fark tutarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmış, 926 sayılı Kanun’un hükmünde herhangi bir nedenle açığa alınanların, yargılama sonucunda beraat etmeleri ya da her ne sebeple olursa olsun haklarındaki kamu davasının düşmesine veya ortadan kaldırılmasına karar verilmesi hallerinde ödenmeyen veya noksan ödenen her türlü özlük haklarının ödeneceğinin hüküm altına alındığı, özlük hakkının kapsamına eksik ödenen 1/3 kesintilerinin yanında SGK ya da OYAK gibi kurumlara görev yapılan kurum tarafından yatırılması gereken kesinti ve aidatların girdiğinin de tartışmasız olduğu, bu hususta idarelerin bir takdir hakkının bulunmadığı gibi, ilgililerin herhangi bir başvurusu olmadan gereğinin idarelerce yerine getirilmesi gerektiği, davacı hakkında beraat karar verilmesine rağmen davacının açıkta kaldığı döneme ilişkin 1/3 maaş kesintilerinin yasal faizlerinin ödenmesi gerekirken ödenmediği, davacının alacağına geç kavuştuğu dikkate alındığında, hak kaybının giderilmesini teminen faiz ödenmesi gerektiği açık olduğundan aksi yönde tesis olunan dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptali, davacının görevden uzaklaştırıldığı dönemde maaşından yapılan 1/3 her bir kesintiye, kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işletilecek yasal faizin davalı idarece hesaplanarak davacıya ödenmesi ve OYAK Genel Müdürlüğü’nce davacının üyeliğinin ihyası için çıkarılan emsal fark tutarının davalı idarece ödenmesi gerekir. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2022/4456 E-2023/1434 K sayılı kararı ile onanan Ankara 2.İd Mah.nin 2022/1424-2208 E-K sayılı kararı)
Statü dışında geçirilen süreye ilişkin sağlık hizmeti tazminatının ödenmesi gerekir.
* Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 12.12.2018 tarihli ve E:2013/2, K2018/2 sayılı kararıyla; ”Sağlık Bakanlığı personeli olup, döner sermaye ek ödemesinden yararlananlar hakkında tesis edilen naklen atama, ikinci görevin üzerinden alınması gibi işlemlerin iptali istemiyle açılan davalar sonucunda verilen iptal kararları üzerine, ilgililerin fiilen çalışmaması hukuka aykırı bulunan işlemden kaynaklandığından ve iptal edilen hukuka aykırı işlem sonucu tüm maddi hakların ödenmesinin Anayasa hükmü ve idare hukuku ilkesi gereği olduğundan, döner sermaye ek ödemesinin de davacıların yoksun kaldığı parasal haklardan sayılarak ilgili dönem için kendilerine ödenmesi gerektiği”ne karar verilmiştir.
Bu durumda, yukarıda yer verilen Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı da dikkate alındığında, her ne kadar Sağlık Hizmetleri Tazminatına İlişkin Usul ve Esaslar’ın “Puanlamada dikkate alınacak hususlar” başlıklı 4’üncü maddesinin birinci fıkrasında, 3’üncü maddenin birinci fıkrasının (c), (ç), (d) ve (f) bentlerinde yer alan hizmet puanlarının belirlenmesinde fiilen çalışılan sürelerin dikkate alınacağı hükme bağlanmış ise de, davacının hukuka aykırı bulunarak iptal edilen işlem nedeniyle çalışamamış olması nedeniyle, Sağlık Hizmeti Tazminatının 3’üncü maddenin birinci fıkrasının (c), (ç), (d) ve (f) bentlerinde yer alan , mesai dışı hizmet puanı, iç güvenlik hizmet puanı, nöbet hizmet puanı ve aylık mesleki performans, hasta memnuniyeti ve denetleme ve değerlendirme hizmet puanından, görev yaptığı dönem ve davacının açıkta olduğu dönemde görevde bulunan emsallerinin yararlandığı puanlar dikkate alınarak yararlanması gerektiğinden, dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.(Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2022/2648 E-2023/3350 K)
Statüye dönüş nedeniyle ödenen parasal haklarda faizin başlangıcı
Kamu görevlilerinin her aylık ödeme dönemine ilişkin parasal haklarına, aylık ödeme tarihleri başlangıç alınarak faiz uygulanacağı kuşkusuzdur. Nitekim benzer uyuşmazlığa ilişkin olarak, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 24/04/2017 tarih ve E:2015/1460, K:2017/1821 sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu itibarla, bakılan davanın iptali üzerine açılan tam yargı davası niteliğinde olduğu dikkate alınarak işbu davanın öncülü iptal davasının Ankara 13. İdare Mahkemesi nezdinde 29/08/2017 tarihinde açıldığı, davacının emsallerinin atandığı 01/10/2017 tarihinden itibaren tahakkuk eden her bir parasal hakkın tahakkuk ettikleri tarihten itibaren yasal faizin hesaplanarak davalı idarece davacıya ödenmesi gerekmektedir.(Ankara 16.İd.Mah.2020/1491 E-2022/1069 K)
Faiz ödenmemesi mülkiyet hakkının ihlalidir.
* Sonuç olarak başvurucunun maaşından kesintilerin yapıldığı tarihlerden ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süredeki enflasyon oranları dikkate alındığında mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen söz konusu alacakların enflasyon oranları karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşılmaktadır. Buna karşın başvurucuya herhangi bir faiz ödemesi ise yapılmamış, faiz ödenmesi yönündeki başvurucunun talebi de idare ve yargısal makamlarca reddedilmiştir. Söz konusu değer kaybının oranı gözetildiğinde müdahaleyle başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiği, bu sebeple söz konusu müdahalenin kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengeyi başvurucu lehine bozduğu kanaatine varılmıştır. (…) başvurucunun maaşından yapılan kesintilerin daha sonra göreve iade edildiğinde enflasyon oranları karşısında değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. (Anayasa Mahkemesi’nce verilen 07/02/2019 günlü, 2015/4812 başvuru sayılı karar)
Açığa alınmasına neden olan yargılama beraat kararı haricinde ceza verilmesine yer olmadığına dair karar ile sonlansa dahi 1/3 oranında eksik ödenen maaşlarının geçmişe dönük olarak ödenmesi gerekir.
* 926 sayılı Kanun’la atıf yapılan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 141. maddesinde; görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisinin ödeneceği, bu gibilerin, bu Kanun’un öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam edecekleri, 143. maddede sayılan durumların gerçekleşmesi halinde, bunların aylıklarının kesilmiş olan üçte birinin kendilerine ödeneceği ve görevden uzakta geçirdikleri sürenin, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmının, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirileceği, 143. maddesinde; soruşturma veya yargılama sonunda yetkili mercilerce, haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenlerin, yargılamanın men’ine veya beraatine karar verilenlerin, hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanların, görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenlerin, bu kararların kesinleşmesi üzerine haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırılacağı kuralı yer almıştır. Yukarıda metnine yer verilen yasal düzenlemeler ile açığa alınan ve tutuklanan personele maaşın eksik ödenmesi gerektiği kurala bağlanmış, ilgili personele noksan ödenen kısmın ödenmesi belli şartlara tabi tutulmuştur. Kanunla ödemelerin bir kısmı askıya alınmış olup, sayılan şartların gerçekleşmemesi halinde geri ödeme öngörülmemiş, kanunda sayılan durumların oluşması halinde ise her türlü noksan ödemenin yapılması amaçlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, İzmir İli, …Komutanlığında … olarak görev yapan davacı hakkında Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme suçuna yardım etme suçunu işlediğinden bahisle ceza davasının açıldığı ve davacının 02.04.2021 tarihinde görevinden uzaklaştırıldığı, anılan ceza yargılaması sonucu İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/12/2022 tarih ve … sayılı kararı ile davacı hakkında, “yerine getirilmesi görev gereği zorunlu bir emrin uygulanması nedenine ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düştüğünün” anlaşıldığı gerekçesiyle “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi üzerine davacının 05.12.2022 tarihinde görevine iade edildiği, akabinde davacı tarafından, açıkta geçirdiği dönemlere ilişkin olarak ödenmeyen 1/3 oranındaki maaşının ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, ceza yargılaması nedeniyle 926 sayılı Kanun’un 65 nci maddesi uyarınca görevden uzaklaştırılan ve hakkında verilen “ceza verilmesine yer olmadığına” ilişkin karar uyarınca görevine iade edilen davacının, aylıklarının 1/3 oranındaki ödenmeyen kısmının ödenmesi gerekmekte olup, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2023/2223 E-2024/202 K)
Geçmişe yönelik mali hak kapsamında talep edilen maddi tazminat miktarının ıslah ile arttırılması halinde faiz başlangıç tarih iptali istenilen idari işlemin tesis edildiği tarihtir.
* Gerçek zararın tamamının tazmini amacıyla verilen miktar artırımına (ıslah) ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp, mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa düştüğü tarih olduğu, bu tarihin de iptal üzerine açılan tam yargı davalarında iptali istenilen idari işlemin tesis edildiği tarih olduğu sonucuna varılmıştır. (Ankara Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.2023/1581 E-2024/387 K sayılı kararı ile onanan Ankara 14.İd.Mah.nin 2021/2532 E-2023/26 K sayılı kararı)