TEMEL HUKUKSAL AÇIKLAMALAR VE KAVRAMLAR
1. HUKUK NEDİR
Hukuk en yalın tabiriyle adaleti hedeflemiş toplumsal yaşama düzenidir. Toplumsal yaşamı düzenleyen, insanlığın varoluşundan bugüne kadar olan sürede oluşan çeşitli kurallar bulunmaktadır. Bu kuralları hukuk kuralları, din kuralları, ahlak kuralları, örf ve adet kuralları, görgü kuralları olarak saymak mümkündür. Bu kuralların hepsinin ortak özelliği bir şeylerin yapılmasına izin vermeleri ya da yapılmasını yasaklamalarıdır. Bu kuralların tümü gibi hukuk kuralları da toplumsal düzeni sağlamayı ve toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı hedefler. Toplumsal hayatı düzenleyen kuralların hepsinin kendine özgü bir yaptırımı bulunmaktadır. Hukuk kurallarının diğer kurallardan farkı ise zorlayıcı yaptırımlara (ceza, tazminat, zorla yerine getirme vb.) bağlanmış olmalarıdır. Zorlayıcı yaptırım öngörmesi yönünden hukuk kavramını, toplumsal hayatı düzenleyen uyulması zorunlu, genel, soyut ve sürekli kurallar bütünü olarak tanımlamak mümkündür.
2. HUKUK DALLARI
Hukuk, öncelikle özel hukuk ve kamu hukuku olmak üzere iki ana dala ayrılmaktadır. Özel hukuk, bireylerin eşitlik ilkesi prensibi gereğince birbirleri arasında tesis ettikleri hukuki ilişkileri (evlenme, boşanma, miras, borç verme, alım-satım vb.) düzenleyen hukuk dallarını ihtiva ederken, kamu hukuku, kamu gücünü kullanan kurumlar ile bireyler arasında tesis edilen ilişkileri ve bireylerin bu kamu gücü karşısındaki durumunu düzenleyen hukuk dallarını ihtiva eder. Özel hukuk içerisinde, medeni hukuk, ticaret hukuku yer alırken; kamu hukuku içerisinde ise anayasa hukuku, idare hukuku, ceza hukuku yer almaktadır. TSK Disiplin Kanunu, TSK Personel Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği idare hukukunun, Askerî Ceza Kanunu ise ceza hukukunun kapsamına girmektedir.
3. HUKUKUN KAYNAKLARI
3.1. Mevzuat
Mevzuat, yasama organı veya yürütme organı tarafından oluşturulmuş genel, düzenleyici ve soyut kurallar (anayasa, uluslararası andlaşma, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yönetmelik) birlikteliğidir. Söz konusu kurallar, hukukun kaynaklarından bir kısmını oluşturmaktadır. Ülkemizde mevzuat içerisinde yer alan tüm kurallar belli bir hiyerarşi içinde yer almaktadırlar. Bu hiyerarşide alttaki bir kurallar birlikteliğinin üstteki bir kurallar birlikteliğine aykırı olmaması esastır. Yine genellikle altta yer alan bir kurallar birlikteliği kendisinden üstte yer alan bir kurallar birlikteliğine göre daha ayrıntılı ve açıklayıcıdır.
Ülkemizde mevzuata, Cumhurbaşkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğünce oluşturulan mevzuat bilgi sisteminden (mevzuat.gov.tr) ya da basılı veya çevrimiçi mevzuat bilgi bankalarından ulaşmak mümkündür. Mevzuat gov.tr haricindeki kaynaklar kullanıldığında mevzuatın güncel olup olmadığına dikkat edilmelidir.
TSK personelinin hak ve yükümlülükleri, uymaları gereken kurallar, tabi olacakları ceza ve disiplin hukukuna ilişkin usul ve esaslar mevzuatın çeşitli bölümlerinde yer almaktadır. TSK personeli için hiyerarşik üstünlüğe göre ilgili mevzuata kısaca göz atarsak;
Anayasa; Temel hak ve özgürlükler ile devlet mekanizmasına, devlet yönetimine ilişkin kurallar içeren temel metindir. (1982 Anayasası)
Kanun; TBMM tarafından Anayasa’da belirlenmiş olan usul ve esaslara uyularak yapılan ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe giren genel, soyut, objektif kurallar bütünüdür. (TSK İç Hizmet Kanunu, TSK Personel Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, TSK Disiplin Kanunu, Askerî Ceza Kanunu, Uzman Erbaş Kanunu, Askeralma Kanunu, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu gibi)
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesiyle birlikte hukuk dünyasına girmiştir. Anayasamızda tanımı bulunmamakla birlikte, anayasadaki düzenlemelere göre Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, kanunlarla düzenlenmesi koşulu bulunmayan konularda yürütme yetkisine ilişkin olarak Cumhurbaşkanı tarafından çıkartılan genel, soyut ve objektif kurallar bütünüdür.
Yönetmelik: kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak için Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerince çıkarılan kurallar bütünüdür. (TSK İç Hizmet Yönetmeliği, Uzman Erbaş Yönetmeliği, Sözleşmeli Erbaş ve Er Yönetmeliği, TSK’da Görevli Devlet Memurları Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği gibi)
Cumhurbaşkanlığı Kararları: Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı somut ve özel nitelikli idari işlemlerdir. Ör: Bakan yardımcısı, vali, general ve amiraller gibi üst kademe yöneticilerin atama işlemleri.
Adsız Genel Düzenleyici İşlemler: İdarenin üst mevzuata aykırı olmamak şartıyla uygulamaya yönelik olarak hazırlayıp yürürlüğe koyduğu, genel, objektif ve soyut kurallar içeren, uygulamada Cumhurbaşkanlığı Genelgeleri, Yönerge, tebliğ, talimname, muhtıra, devamlı emir, direktif gibi isimler alan soyut kurallar bütünüdür.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi sırasında yapılan anayasa değişikliğinde kanun hükmünde kararname, tüzük ve bakanlar kurulu kararı gibi genel düzenleyici işlem türlerine Anayasa’da yer verilmemiştir. Yeni sistemde kanun hükmünde kararname, tüzük ve bakanlar kurulu kararı çıkarılmamaktadır. Bununla birlikte Anayasanın Geçici 21’inci maddesi F fıkrasına göre, 24 Haziran 2018 tarihinden önce çıkarılmış bulunan kanun hükmünde kararnameler, tüzükler ve bakanlar kurulu kararları açıkça yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürmektedir.
* Bir hiyerarşik normlar sistemi olan hukuk düzeninde, alt düzeydeki normların, yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı kuşkusuzdur. Normlar hiyerarşisinin en üstünde evrensel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunmakta, daha sonra gelen kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yürürlüğünü Anayasa’dan, yönetmelikler ise yürürlüğünü kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden almaktadır. Dolayısıyla; bir normun, kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan bir norma aykırı veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm getirmesi mümkün bulunmamaktadır. (Ankara Blg.İd.Mah.3.İd.Dava D.2023/1157-1831 E-K)
* Hukuk düzenimizde normlar hiyerarşisi, Anayasa, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yönetmelik ve adsız düzenleyici (karar, tebliğ, sirküler, esaslar, genel emir, tarife, ilke kararı, yönerge, talimat ve genelge gibi) işlemler olarak sıralanmakta ve denetime esas hiyerarşi de bu şekilde kabul edilmektedir. Anılan hiyerarşinin anlamı, alt normun üst normlara aykırı hükümler taşıyamayacağıdır. İdare Hukukunun temel ilkeleri uyarınca; normlar hiyerarşisinde kanunlardan sonra gelen ve idarelerin, takdir yetkisini kullanarak yaptıkları yönetmelik, tebliğ, genelge ve yönerge gibi düzenleyici işlemler; bir üst hukuk kuralının uygulanmasını göstermek amacıyla ve onlara aykırı hükümler içermemek şartıyla “açıklayıcı” hükümler taşıyan, dayanağı olan mevzuatta yer alan hükümlere aykırı düzenleme içermeyen genel düzenleyici işlemlerdir ve idare tarafından, anılan düzenleyici işlemler tesis edilirken, üst hukuk normlarına açıklık getirilmesi ve bu normlarca çizilen çerçeve içerisinde teknik detayların belirlenmesi, uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi amaçlanmalıdır. “Kanuni idare ilkesi” ve normlar hiyerarşisi uyarınca, idarenin eylem ve işlemlerinin bir kanuna dayanması, bu eylem ve işlemlerinin kanuna aykırı olmaması, idarenin kanun ile kendisine verilen yetkiyi kanuna uygun olarak kullanması gerekmektedir. İdarelerin düzenleme yetkisinin, yasalarla getirilen hükümleri aşacak veya daraltacak bir biçimde kullanılamayacağı da idare hukukunun en temel ilkelerindendir. İdari düzenleme ile dayandığı üst normlara aykırı düzenleme yapılması ve idari düzenlemeye uygun fakat üst normlara aykırı olarak bireysel işlem tesis edilmesi halinde idari düzenlemenin ihmal edilerek, üst norm hükmünün uygulanması gerektiği Danıştay’ın yerleşik içtihatlarındandır.(Gaziantep Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2020/1781-1739 E-K)
3.2. Mahkeme Kararları (İçtihad)
Mahkemeler tarafından verilen kararların yalnızca o kararın muhataplarını bağlaması genel kuraldır. Bununla birlikte benzer şartlarda olan davalara mahkemeler tarafından aynı yönde karar verilmesi de hukuk güvenliği ilkesi bakımından vatandaşlar tarafından haklı olarak beklenen bir durumdur. Devam eden bir davada, dava konusu olaya benzer başka olaylarda yerel ve yüksek mahkemelerin verdikleri kararları emsal niteliğinde sunmak hüküm kurma aşamasında kişinin lehine sonuç doğurabilir. Bununla birlikte hakim bu emsal kararların hilafında karar vermekte özgürdür. Bu durumun tek istisnası içtihadı birleştirme kurul kararlarıdır. Yüksek Mahkemeler (Yargıtay ve Danıştay) kuruluş kanunları ile tüm yargı mercilerini bağlayacak güçte içtihadı birleştirme kararı alma yetkisi ile donatılmıştır. Yalnızca bu isimdeki kararlara uyulması zorunludur.
3.3. Bilimsel Eserler (Doktrin)
Hukuk alanında bilimsel faaliyet yürüten kişilerin görüş ve kanaatleri, hukuk kurallarının yorumlanmasında uygulamaya yardımcı olmak suretiyle hukukun bir kaynağını oluşturmaktadır. Bununla birlikte bilimsel eserlerin yargı mercileri açısından bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
- TEMEL HUKUKSAL KAVRAMLAR
İdari İşlem: İdarenin kamu gücünü kullanarak tesis ettiği hukuki sonuç doğurmaya yönelik tek taraflı işlemlere idari işlem denir. İdari işlemlerin unsurları yetki, şekil, sebep, konu ve amaçtır. Bu beş unsurdan herhangi birindeki sakatlık idari işlemin hukuka aykırı olmasına sebebiyet verir.
İptal Davası: İdari işlemlerden menfaati ihlal edilenler tarafından işlemin kaldırılması maksadıyla idari yargı mercilerinde açılan davalardır.
Yürütmenin Durdurulması: İdari işleme karşı idare mahkemelerinde iptal davası açılması idari işlemin yürütmesini durdurmaz ve iptal davasına konu edilen işlem mahkeme tarafından iptal edilene kadar hüküm ve sonuçlarını doğurmaya devam eder. Ancak davacı, koşulları versa mahkemeden idari işlemin yürütülmesinin durdurulmasını talep edebilir.
Tam Yargı Davası: İdarenin tesis ettiği işlemler veya sebep olduğu eylemler nedeniyle hakları ihlal edilenler tarafından uğranılan zararın giderilmesi istemiyle idari yargı mercilerinde açılan davalardır.
Tazminat: Hukuka aykırı bir eylem sonucunda meydana gelen zararın giderilmesi için ödenen bedeldir. Tazminat ya bir sözleşmeye aykırılıktan ya da haksız fiilden dolayı talep edilebilir. Tazminat talebi maddi ve/veya manevi yönden olabilir.
Haksız Fiil: Kişinin diğer kişilere zarar verici nitelikte ve hukuk düzeni tarafından tasvip edilmeyen davranışlarıdır. Bu davranışların mevzuatta tek tek sayılması söz konusu değildir. Haksız fiillerin bazıları ceza siyaseti gereği ceza kanunlarında suç olarak düzenlenmektedir. Her suç bir haksız fiil iken, her haksız fiil suç değildir. Örneğin hırsızlık eylemi bünyesi gereği hem bir haksız fiil, hem de ceza kanununda düzenlenen bir suçtur. Oysaki, haklı bir sebep olmaksızın nişanın bozulması bir haksız fiil olmasına rağmen suç teşkil etmemektedir. Gerçekleştirilen eylemin yalnızca haksız fiil teşkil etmesi halinde kişinin tazminat sorumluluğu gündeme gelirken, eylemin aynı zamanda suç teşkil etmesi halinde tazminat sorumluluğuna ilave olarak ceza sorumluluğu da gündeme gelir.
Kabahat: Kanunlarda, karşılığında idarî yaptırım uygulanması öngörülen haksızlık teşkil eden davranışlardır. Kabahatler 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ve diğer kanunlarda düzenlenmiştir. Örneğin dilencilik, kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında tütün mamullerinin tüketilmesi birer kabahattir.
Suç: Kanunlarda müeyyideye bağlanmış, haksızlık teşkil eden insan davranışlarıdır. Ceza hukukunun en temel prensiplerinden biri olan “suçta ve cezada kanunilik” prensibi gereğince ceza kanunlarında açıkça suç olarak düzenlenmemiş bir eylemden dolayı kimseye ceza verilemez. Bu prensibin bir başka sonucu da kıyas yoluyla suç yaratılamamasıdır. Mevzuatımızda suçlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu ve diğer kanunlarda düzenlenmiştir.
Soruşturma: Cumhuriyet Savcılıkları tarafından kişilerin suç işleyip işlemediklerinin araştırılması için yürütülen ve çoğunlukla kamu davası açılması, kovuşturmaya yer olmadığı kararı ya da nadiren mevzuatta öngörülen benzer kararlar ile sonuçlanan süreç. Bu süreçte hakkında inceleme yapılan kişiye şüpheli denilmektedir.
Kovuşturma: Cumhuriyet Savcılığı tarafından bir kişi hakkında kamu davası açılması ile başlayan ve mahkemelerce yürütülen süreç. Hakkında kamu davası açılan kişinin şüpheli sıfatı sona ermekte ve sanık sıfatı başlamaktadır.
Şikâyete tabi suç: Cumhuriyet savcılığı tarafından soruşturma yapılabilmesi için mağdurun ya da suçtan zarar görenin şikâyetinin arandığı suç.
Resen soruşturulması gereken suç: Mağdurun ya da suçtan zarar görenin şikâyeti aranmaksızın Cumhuriyet savcılığı tarafından soruşturma yapılması gereken suç.
Kast: Suçun unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
Taksir: Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilerek suçun kanundaki neticesinin öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
Disiplin cezası: Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla öngörülmüş yapma veya yapmama biçiminde belirlenen davranış kurallarının ihlali halinde uygulanan idari yaptırım.