Disiplinsizlikler

Av. Cengiz DEMİRTAŞ

DİSİPLİNSİZLİKLER

TSK Disiplin Kanunu, disiplinsizlikleri ve karşılığındaki yaptırımları belirtirken askerlik hizmeti yükümlüsü erbaş ve erler dışındaki personele verilecek cezalar üzerinden tek tek sayma yoluna gitmiş, askerlik hizmeti yükümlüsü erbaş ve erlere verilecek cezalarda disiplinsizlikler tek tek sayılmamış, diğer personele verilebilecek cezalara atıf yapılarak hangi disiplinsizliğin hangi cezayı öngördüğü hüküm altına alınmıştır.

TSK Disiplin Kanunu, disiplinsizliklere verilebilecek ceza türleri yönünden üçlü bir ayrıma gitmiş, askerlik hizmeti yükümlüsü erbaş ve erlere verilecek cezaları, askeri öğrencilere verilecek cezaları ve diğer personele verilecek disiplin cezalarını birbirinden farklı düzenlemiştir.

Subay astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilebilecek disiplin cezaları ağırlık derecesine göre; uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme, oda hapsi ve Silahlı Kuvvetlerden ayırma iken, askerlik hizmeti yükümlüsü erbaş ve erlere verilebilecek cezalar; izinsizlik, ilave hizmet yükleme, oda hapsi ve hizmetten men ve askeri öğrencilere verilebilecek cezalar kınama ve izinsizliktir.

* Yükümlü erbaş ve erler tarafından uyarma, kınama veya hizmete kısmi süreli devam cezası gerektiren disiplinsizlik hâlleri ile nitelik ve ağırlıkları itibarıyla bunlara benzer diğer eylemlerin yapılması hâlinde izinsizlik ve ilave hizmet yükleme cezaları verilebilir.(Madde 27/1)

+ Yükümlü erbaş ve erler tarafından aylıktan kesme ile hizmet yerini terk etmeme cezası gerektiren disiplinsizlik hâlleri ile nitelik ve ağırlıkları itibarıyla bunlara benzer diğer eylemlerin yapılması hâlinde hizmetten men cezası verilebilir.(Madde 26/4)

Hizmet yerini terk etmeme cezasında ise asker kişilerin mesai saatleri dışında askerî bina ya da tesislerde kalma zorunlulukları olmakla birlikte bu kişiler bir yere kapatılmamakta, görevlerini yapmaya ve askerî yaşamın olağan sistemi içinde kalmaya devam etmektedirler. Ayrıca bu kapsamdaki asker kişiler için uygun bir yatma yeri tahsis edileceği, tatil günlerinde cezanın yerine getirilmesine ara verileceği ve cezanın yerine getirilmesi sırasında belirtilen koşullarda ziyaretçi kabul edilebileceği belirtilmiştir. Somut olayda başvurucuya emre itaatsizlik eylemi nedeniyle disiplin amiri tarafından iki gün süreyle hizmet yerini terk etmeme cezası verilmiştir. Hizmet yerini terk etmeme şeklinde verilen bu disiplin cezasının yerine getirme şekli dikkate alındığında -belirlenen niteliği itibarıyla- başvurucunun fiziksel olarak özgürlüğünden yoksun bırakılması söz konusu değildir. Sonuç olarak başvurucunun fiziksel özgürlüğü maddi olarak kısıtlanmamış olduğundan, uygulanan ceza ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir müdahalede bulunulmamıştır… Anayasa Mahkemesinin 26.12.2018 tarihli ve 2015/3614 sayılı bireysel başvuru kararı)

* Davacının Ankara … Komutanlığı emrinde … Üsteğmen olarak görev yapmakta iken, 19.04.2019 tarihinde saat 09:00 da mesaiye geç gelerek Bölük Komutanı tabur personeli ile sohbet halindeyken Bölük Komutanına ve diğer personele vücut dili kullanarak tavırlı bir ses tonuyla ‘günaydın’ diyerek giriş kapısına yöneldiği, Bölük Komutanı tarafından “M.. nasılsın, hayırdır herhangi bir sorun mu var? şeklinde yöneltilen soruya sinirli bir ifadeyle ve saygısız bir üslupla ‘ben size ve Tabur Komutanımıza trip atıyorum. Dün akşam uçuştan geldik. Kimse bir hoş geldin bile demedi. O kadar yoruldunuz, yarın 2-3 saat geç gel demenizi beklerken siz bi hoş geldiniz, yarın izinlisiniz bile demediniz’ şeklinde cevap verdiği”, davranışının 6413 sayılı Kanunun 18/1-a fıkrasına uyduğundan bahisle 19.04.2019 tarihinde davacıdan konuyla ilgili savunma yapmasının istenildiği, davacının savunmasında belirttiği hususların yeterli görülmemesi ve anılan eylemiyle “amire saygısızlık” disiplinsizliğini işlediği kanaatiyle disiplin amiri olan Tabur Komutanınca 03.05.2019 tarih ve 2019/01 sayılı işlemle davacının 6413 sayılı Kanununun 18/1-a maddesi uyarınca 1/16 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacı tarafından anılan disiplin cezasına yapılan itirazın üst disiplin amirinin 14.05.2019 tarihli işlemiyle reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır… Olayın gelişimi dikkate alındığında davacının amirine karşı sarf ettiği sözlerin, aylıktan kesme cezasını gerektiren amirine saygısızlık kapsamında bulunmadığı, ancak amiri mahiyetinde bulunan kişiler ile bu şekilde konuşmasının askeri nezaket kurallarına uygun olmadığı, bu nedenle davacının eyleminin uyarma cezasını gerektiren 15/1-h maddesi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşıldığından, davacının 6413 sayılı Kanun’un 18/-a maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2020/1004-1912 E-K)

* …K.lığının … tarihli “… Komutanı Denetlemeleri-07” konulu “Denetlemelerde Tespit Edilen Hususlar” başlıklı emirde “İDK’lardaki işleyiş, …K.lığından yayımlanan emirlerin uygulanma seviyesi, …Bl.K.larının tecrübe aktarma ve İDK.K.larını müteakip görevlere hazırlama maksatları ile …Bl.K.ları ve İDK.larını her hafta en az bir kere görmeli, denetlemelidir.” kuralına yer verildiği halde emredilen hususun takibinin davacı tarafından bizzat yapılmadığı, Yzb.C.A.a tevdi edildiği ve 27/02/2018 tarihinde Yzb.C.A.ın İlave Depolama Kısımlarının kontrol ve denetlenmesi amacıyla görevlendirildiği, bu suretle davacının eyleminin sübut bulduğu görülmektedir. Öte yandan davacının eylemi her ne kadar emre itaatsizlik olarak değerlendirilmek suretiyle cezalandırılmış ise de davacının kendisine tevdi edilmiş olan görevin gerektirdiği sorululuğu üstlenmekten imtina ettiği dikkate alındığında eyleminin sorumluluktan kaçmak disiplinsizliğini oluşturduğu sonucuna varılmaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2020/1192 E-2021/2539 K sayılı kararı ile onanan Tekirdağ 1. İd. Mah.nin 2018/759-2019/1023 K sayılı kararı)

* Dava dosyasının incelenmesinden; 10 Eylül 2015 günü 2’nci … Filo Komutanlığı’nda 08:00-20:00 saatleri arasında gerçekleştirecek uçuşlar için görevli olan yer sistemleri teknisyenlerinden S.K.’ın aynı gün saat 17:00 sıralarından acil olarak başka bir yere görevlendirilmesi üzerine teknisyen sayısının bire düştüğü, aynı saatlerde … görevinden dönüş yapan davacının anılan teknisyen yerine görevlendirildiği, davacının ise bunun üzerine mazereti olduğu gerekçesi ile kendi yerine bakması için başka bir kişiden ricada bulunduğu, ancak anılan tarihte görevli olan diğer teknisyen E.K.’un 17:00-18:00 saatlerinde gerçekleştireceği uçuşu yerde abort etmesi neticesinde 18:00-18:45 saatlerinde yeni bir kalkışın planlandığı ve bu kalkışa da Yzb. Ö.D.’nin talimatı ile davacının görevlendirilmesi üzerine davacı ile Yzb. Ö.D arasında sözlü tartışma yaşandığı, sonrasında Yzb. Ö.D.’nin bu durumu davacı hakkında gereğinin yapılması için disiplin amiri Bnb. A.K.’a bildirmesi neticesinde yapılan disiplin soruşturması sonucu davacının hoşnutsuzluk yaratmak fiilini işlediğinden bahisle ve bir derece alt ceza uygulanmak suretiyle 1/16 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır…dosyada mevcut tutanak ve olayın şahidi ifadelerinden davacının üste karşı saygısızlık ettiği, eyleminin 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 17/1-a maddesi uyarınca hizmete kısmi süreli devam cezasını gerektirdiği, davacının eyleminin hoşnutsuzluk yaratmak suçu kapsamında yer almadığı, davacının eylemi ile ceza arasında Yasa’nın aradığı tipiklik şartının gerçekleşmediği sonucuna varılmakla, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık, idare mahkemesi kararında ise sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.(Gaziantep Blg.İd.Mah.3.İd.Dava D.2018/1330-5944 E-K)

* 21.10.2014 günü sabah saatlerinde davacının ve Depolama Komutanının hizmet halinde olduğu sırada davacının Depolama Komutanının makamına giderek, denetleme heyeti üyeleri de orada bulunuyorken Kışla Birinci Basamak Muayene Merkezine sevk almak talebinde bulunması, buna karşılık talebin denetleme sonrası değerlendirileceğinin belirtilmesi üzerine Depolama Komutanına “rahatsızım ve siz de rahatsızlığımdan dolayı beni hastaneye göndermekle mükellefsiniz, ben hastaneye gidiyorum” diyerek odadan ayrılmak eylemi; eylemin hizmet sırasında, denetleme heyeti üyelerinin de huzurunda iken, amirin ikazına rağmen “rahatsızım ve siz de rahatsızlığımdan dolayı beni hastaneye göndermekle mükellefsiniz, ben hastaneye gidiyorum” diyerek müsaade almadan makamdan ayrılmak suretiyle işlenmesi nedeniyle amire gösterilmesi gereken saygının amir tarafından yapılan ikaza rağmen gösterilmemiş olunduğundan eylemin amire saygısızlık niteliğinde olduğu kabul edilmiştir.(AYİM 3.D.2015/88-1389 E-K)

* Dava konusu işlemde yer verildiği şekliyle disiplin amirinin, “neden sivil kıyafetlisin” sorusuna karşılık olarak, davacı tarafından “Komutanım sivil kıyafet de giyme demediniz ki” şeklinde verilen cevabın, olayın gelişimi, mesainin bitmiş olduğu ve davacının doktor raporu ile istirahat hakkına sahip olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının sözkonusu eyleminin disiplin suçu olarak nitelendirilemeyeceği, disiplin cezasına konu olacak amire saygısızlık fiilini; diğer bir deyişle, “amire gösterilmesi gereken saygıyı kasıtlı olarak göstermemek veya amirin yapmış olduğu ikaz, tenkit veya muahezeyi saygı ile kabul etmemek” fiilini oluşturduğundan sözedilemeyeceğinden dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.(Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2018/2611-3452 E-K)

* Komutanlığı Karargâh Destek Grup Komutanlığı Karargâh Bölük Komutanlığı emrinde bölük astsubayı olarak görev yapan davacının, 22.04.2020 tarihinde evrak imzalatmak üzere çıktığı Karargâh Destek Grup Komutanlığı makam odasında, karargah destek komutanı olan Alb. C.D.’ın, kendisine yönelik olarak verdiği ikmal astsubaylığı vazifesini vekaleten yürütmesine ilişkin işlemlerin tamamlanması yönündeki emri karşılığında; evvela bölük astsubaylığı ile ikmal astsubaylığı vazifelerini birlikte yürütmesi halinde aksaklıklar oluşabileceği yönünde beyanda bulunduğu, bu emrin, gerekirse hafta sonlarında da çalışmak suretiyle her iki vazifeyi yürütmesi gerektiği yönünde tekrar edilmesi üzerine de; elindeki sümeni yere vurup (hafta  sonlarını  kastederek ) “gelmiyorum” biçiminde söylemde bulunarak, makam odasını saygısızca terk ettiğinden bahisle alınan savunması akabinde, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18/1-a maddesi uyarınca 1/16 oranında aylıktan kesme ve 3 ceza puanı verilerek cezalandırıldığı, bu işlemin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde istihdam edilen personel, gerek bu göreve atanmaları, gerekse yerine getirdikleri hizmetin niteliği itibariyle diğer bir kısım devlet memurlarından ayrılmaktadır. Bu özelliği sebebiyle; meslek mensuplarının gerek hizmet içinde ve gerekse hizmet dışı yaşamlarında belli bir disiplin anlayışını ve mesleki özeni taşımaları esas olup, aksine davranışların yürürlükteki disiplin tüzüğü hükümlerine göre yaptırıma tabi tutulacağı ise açıktır. Bu durumda, tüm dava dosyası içeriği dava dilekçesindeki ifadelerle birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde; şahsına isnat olunan “hizmette veya hizmete ilişkin hâllerde amire gösterilmesi gereken saygıyı kasıtlı olarak göstermemek veya amirin yapmış olduğu ikaz, tenkit veya muahezeyi saygı ile kabul etmemek” şeklindeki eylemi gerçekleştirdiği hususunun sübuta erdiği görülen davacının, bu eylemin karşılığı olarak, eylemin muhatabı olan üst disiplin amiri konumundaki Alb. C.D. tarafından, 6413 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile tanınan yetki dahilinde alınan savunması akabinde, 1/16 oranında aylıktan kesme ve 3 ceza puanı verilmek suretiyle cezalandırılmasına dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.(İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2021/1618 E-2022/589 K sayılı kararı ile onanan Tekirdağ 2.İd.Mah.nin 2020/481-1071 E-K sayılı kararı)

* Dava konusu uyuşmazlıkta; davacının istirahat raporu aldığı, raporu idareye fakslaması üzerine disiplin amiri …Yarbay H.K’nın, sağlık durumuyla ilgili bilgi almak için davacıyı telefonla aradığı ancak ulaşamaması üzerine davacının eşini aradığı ve davacı ile görüşmek istediğini ilettiği bu esnada davacı eşinin “amirin seninle görüşmek istiyor” dediği ancak akabinde telefon görüşmesinin sonlandırıldığı ve daha sonra davacıya ulaşılamadığı, geri dönüş de yapmaması üzerine disiplin amirinin konu hakkında tutanak düzenleyerek doğrudan davacıdan savunmasını istediği, savunma istem yazısının davacının mernis adresine 13.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği, yasal savunma süresinin geçmiş olması nedeni ile disiplinsizlik teşkiline konu fiili kabul ettiği değerlendirilerek 6413 sayılı yasanın 18’inci maddesi 1/a fıkrası kapsamında “amire saygısızlıktan”, “1/12 aylıktan kesim cezası” verildiği görülmektedir.Bu durumda, davacıya isnat edilen eylemin komutanı tarafından yapılan telefon aramasına cevap vermemesinden kaynaklı olduğu bunun da yapılan telefon görüşmesi sırasında davacının eşininin “amirin seninle görüşmek istiyor” şeklinde kullandığı ifadeden çıkarıldığının cezayı veren komutan ve bu görüşme sırasında yanında bulunduğu belirtilen Albay T.T’nin imzasının bulunduğu tutanağa işlendiği ancak tutanak içeriğinde, yapılan telefon görüşmesinin tutanakta imzası bulunan bu kişi tarafından da duyulduğu kaydına yer verilmediği, bu görüşmenin hopörlör vasıtasıyla dışarıya yansıtılıp yansılmadığının belirsiz kaldığı ayrıca bahsi geçen ifadeyi kullandığı belirtilen davacının eşininin ifadesinin alınması yoluna gidilmediğinin görüldüğü, yine davacının geri dönüş yapmaması ile ilgili olarak da eşinin telefon olayını kendisine ilerleyen günlerde söylediği ve bu durumda artık yapılacak bir şey kalmadığı yönünde savunma yapmış olması karşısında olayın araştırmaya muhtaç bir nitelik arzettiği dolayısıyla davacıya isnat edilen eylemin usulüne uygun bir soruşturma yapmak suretiyle ve sonrasında da şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.(Gaziantep Blg.İd.Mah.5.İd.Dava D.2019/2268 E-2021/98 K sayılı kararı ile onanan Elazığ 1.İd.Mah.2017/597 E-2018/289 K sayılı kararı)

* Davacının  Ütğm. F.B.T’nin bulunduğu odada Ütğm. F.B.T’yi görmesine rağmen “tekmil vermediği” “esas duruşta bulunmadığı” odadan çıkarken ” müsade almadığı ve selam vermediği” Ütğm. F.B.T’ye karşı “benimle bu şekilde konuşamazsın” dediği,  Ütğm. F.B.T’ye “Seni son kez uyarıyorum” dediği görülmektedir. Bakılan davada, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetler Disiplin Kanunu ve  211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ile dosya içerisindeki davacı, disiplin amiri  Ütğm. F.B.T ve diğer tanıkların ifadesi birlikte değerlendirildiğinde, davacının astın vazifeleri içerisinde olan disiplin kurallarını aşarak “Amirine saygısızlık” fiilinin sübuta erdiği sonucuna ulaşılmıştır. (Erzurum  Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2021/677 E-2022/710 K sayılı kararı ile onanan Erzincan İd.Mah.2018/393 E-2019/436 K sayılı kararı)

* 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18/1-b maddesinde; ‘Yalan söylemek’ fiili; Askeri hizmete ilişkin veya görevle ilgili konu ve durumlarda amirlere veya bilgi vermekle yükümlü olduğu kişi ve makamlara kasıtlı olarak gerçeğe aykırı ve yanlış beyanda bulunmaktır.” şeklinde tanımlanmış ve fiilin karşılığının aylıktan kesme cezasını gerektirdiği düzenlenmiş, Kanunun 8/2. maddesinde de; Kanunda yazılı disiplinsizliklere nitelik ve ağırlıkları itibarıyla benzer eylemlerde bulunanlara, aynı neviden disiplin cezaları verilebileceği düzenlemiştir. Kanun maddesinde yer alan ‘yalan söylemek’ fiili ile birlikte nitelik ve ağırlığı itibarıyla benzer fiillerin, maddi olaydan farklı, gerçeğe aykırı ve yanlış beyanda bulunmayı ifade ettiği açıktır. Olayda ise; davacının, amirinin sorusuna karşı susma hakkını kullanarak yanıt vermeyeceğini beyan ettiği ve herhangi bir şekilde gerçeğe aykırı ve yanlış beyanda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacının amirinin sorusuna yanıt vermeyeceğini beyan etmesinin, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18/1-b maddesindeki ‘yalan söylemek’ fiili kapsamında olmadığından, davacının fiilinin kanunda öngörülen suç tanımına uymadığı ve  disiplin hukuku ilkelerinden olan “tipiklik” şartı sağlanmadığından,  dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. (İzmir Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.2022/683-2590 E-K)

* Davacının geçici görevli bulunduğu … Destek Komutanlığında, görev yeri olmayan Kaynak Atölyesinde 07.10.2020 tarihinde merdivenden düştüğü, akabinde ambulans ile … Devlet Hastanesine sevk edildiği, meydana gelen düşme olayı ile ilgili olarak … Üs Komutanlığı tarafından yaptırılan idari tahkikatta davacının verdiği ifadesinde, daha önce kursta iken dizinin döndüğü, bağının koptuğu, ameliyat olduğunu belirttiği, bu hususun araştırılması gerektiğinin belirtilmesi üzerine, Marmaris Özel … Hastanesinde çekilen MR raporuna göre daha önce diz ön çapraz bağ operasyonu geçirdiği ancak sağlık durumundaki bu gelişmeyi sıralı amirlerine rapor etmediğinden bahisle dava konusu disiplin cezasının verildiği, ancak davacının tahkikat heyetine kursta dizinin dönmesi nedeniyle bağının koptuğu, ameliyat olduğunu belirttiği, görevdeyken gördüğü tedavi ve verilen raporların idarenin bilgisi dahilinde olduğu açık olduğundan, davacının sağlık durumuna ilişkin gelişmeyi sıralı amirlerine bildirmediğinden bahisle “yalan söylemek” suçunu işlediğinden bahisle 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18/1-b maddesi uyarınca 1/20 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ve  3 ceza puanının özlük dosyasına işlenmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır. (İzmir Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.2022/2365-2616 E-K)

* Davacının elindeki bıçak ile öğrenci salonu koridorunda koşarken Teknisyen Atölyesi ile Kıdemli Astsubay Salonu arasındaki koridorda elindeki bıçağın alındığı söz konusu olaya ilişkin olarak da komutan tarafından gürültünün nedeninin davacıya sorulması üzerine “gürültünün aile içi sorunları nedeniyle tepki göstermesi neticesinde meydana geldiğini” beyan ettiği, 24 Nisan 2020 tarihinde meydana gelen nöbetle ilgili sorunlara ilişkin olarak olayın sebebinin soruşturma kapsamında alınan tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere nöbetle ilgili davacının yaşamış olduğu birtakım olaylardan kaynaklanmış olmasına rağmen, davacının “gürültünün aile içi sorunları nedeniyle tepki göstermesinden dolayı meydana geldiğini” beyan ettiği ve yalan beyanda bulunduğu, davacı hakkında usülüne uygun olarak disiplin soruşturmasının yürütüldüğü ve savunmasının alındığı, disiplin soruşturması neticesinde de disiplin cezasını  gerektiren suçu işlediği sonucuna varılarak dava konusu cezanın tayin edildiği, davacı açısından yalan söylemek fiilinin sübuta erdiği, uygulanan cezanın eylem ile uyumlu olduğu ve eylem ile ceza arasında orantılılık ilkesine de riayet edildiği sonucuna varıldığından, davacı hakkında  tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamıştır.(İstanbul Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.2021/3937 E-2022/903 K sayılı kararı ile onanan İstanbul 3. İd. Mah.nin 2020/1656 E-2021/1152 K sayılı kararı)

*  Davacı hakkındaki soruşturmanın usulüne uygun olarak yürütüldüğü, ancak fiilin askeri hizmete ilişkin veya görevle ilgili konu ve durum niteliğini haiz bir fiil olup olmadığı konusunda yapılan değerlendirmede, mezkur eylemin davacı tarafından yürütülmek zorunluluğu bulunan, amirlerince verilen emir ve talimatlar kapsamındaki askeri hizmete (harp sanatına) ilişkin vaya davacının yaptığı görevle ilgili bir konu veya durum olmadığı, soruşturma kapsamında alınan davacı savunmasında somut bir şekilde ortaya konulduğu üzere, davacının eşinin çalışıp çalışmadığı hususundaki bilginin gerçeğe aykırı olarak beyan edilmesi durumunun söz konusu olduğu anlaşılmakla birlikte, davacı tarafından gerçekleştirildiği tespit edilen fiil ve hallerin askeri hizmete ilişkin veya görevle ilgili konu ve durum kapsamında değerlendirilmesi olanağı bulunmadığı, diğer  bir anlatımla, davacının eyleminin 6413 sayıl Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18. maddesinin (b) fıkrasında  yer alan “yalan söylemek” suç tanımına uymadığı sonucuna varılmıştır. (İstanbul Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.2021/1427 E-2022/353 K sayılı kararı ile onanan İstanbul 8. İd. Mah.nin 2020/1214-1709 E-K sayılı kararı)

* Davacının 26/04/2017 tarihinde er/erbaşlara şahsi bütçelerinden para verdirterek sektöre ait piknik tüpünü doldurtup kendisine yemek yapmaları konusunda hizmetle ilgisi olmayan emirler verdiği iddiasıyla yapılan disiplin soruşturmasının bizzat amir tarafından yürütüldüğü, davacının ve olaya tanık olan herkesin ifadelerinin alındığı, soruşturma neticesinde davacıya savunma hakkının usulüne uygun şekilde tanındığı, zamanaşımı sürelerine riayet edildiği, ifadelerine başvurulan herkesin davacıya isnat olunan fiili doğruladığı, davacının kendisinin dahi ifadesinde ve savunmasında erlere kendisine yemek yapmaları konusunda emir verdiğini kabul ettiği, dolayısıyla davacının maiyetine hizmetle ilgisi olmayan emirler verdiğinin sabit olduğu, davacının sabit olan bu eylemine uygun oranda aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına yönelik olarak yetkili makamca tesis olunan dava konusu disiplin cezası işleminde hukuka aykırılık, aksi yöndeki istinaf istemine konu Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.(Erzurum Blg.İd.Mah. 3.İd.Dava D.2019/980-1346 E-K)

* Davacının, … İli, … İlçesi, … Hudut Karakolunda Kd. Üçvş olarak görev yapmaktayken, … Alay Komutanlığının 28.Şubat 2016 tarihli … sayılı ve “Kantinlerin Birleştirilmesi” konulu emri madde 25’e aykırı olarak karakolda bulunan kantinde yeterli denetim ve kontrol yapmamak suretiyle 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18/1-ç maddesi uyarınca maiyetinin gözetiminde ihmal gösterdiğinden bahisle 31.12.2017 tarih ve 2017-111 sayılı işlemle hakkında tesis edilen 1/20 oranında aylıktan kesme cezasının iptali istemiyle açılan davada; ”davacının yükümlülüklerinin açıkça belirlenip, görev yaptığı karakol kantininin işletilme sürecindeki denetim, kontrol ve gözetim yükümlülüğünün yerine getirip getirmediği noktasında gerekli araştırma ve usulüne uygun soruşturma yapılmaksızın, talimat ve emirler gereği kantinin denetiminden sorumlu Bölük Komutanınca, aynı talimat ve emirlere aykırı davranmak suretiyle maiyetinin denetim, kontrol ve gözetiminde ihmal gösterdiğinden bahisle davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. (Adana Blg.İd.Mah.1.İd. Dava D.2020/1417 E-2021/310 K)

*Dava dosyasının incelenmesinden; davacının … Tugay Komutanlığı bünyesinde Yüzbaşı olarak görev yaptığı dönemde piyade onbaşı O. K.’nın ateş açması sonucu Piyade Çavuş Ç. İ.’nin vefat ettiği, bu konuda idari tahkikat yapıldığı, idari tahkikat raporunun sonuç bölümünde davacı ile ilgili kısımda özetle; davacıya emri altındakilerin Mehmetçik Yaşam Sigortasını yaptırması emredildiği halde yaptırmadığı, bu nedenle verilen emrin yerine getirilmediği görüşüne yer verildiği, Piyade Çavuş Ç. İ.’nin Mehmetçik Yaşam Sigortasını yaptırmaması nedeniyle davacının maiyetinin gözetiminde ihmal gösterdiğinden bahisle 1/10 oranında aylıktan kesme cezası ile tecziye edildiği, bunun üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Olayda, … Tb.K.lığınca 22 Ağustos 2014 tarihinde birlik komutanlıklarınca bütün erbaş ve erlerin Mehmetçik Yaşam Sigortası ücretinin birlik kantinlerinden sağlanacağına dair emir yayımlandığı, emrin tüm birliklere tebliğ edildiği, davacının da bu emirden haberdar olmasına rağmen, şehit olan Piyade Çavuş İ.Ç’den, sigorta yaptırmak istemediğine dair dilekçe alındığı ve Mehmetçik Yaşam Sigortasının kantin gelirinden karşılanmasının Kantin Yönetmeliği’nin 36’ncı ve 40’ıncı maddelerine aykırı olduğu ve söz konusu sigortanın er ve erbaşların kendi gelirinden karşılandığı belirtilerek yayımlanan emrin gereğinin yapılmadığı, oysa yukarıda belirtilen emir gereğince Piyade Çavuş İ.Ç’nin yaşam sigortasının yaptırılmasının zorunlu olduğu, İ.Ç’nin, sigorta yaptırmak istemediğine dair dilekçenin, davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, tam tersine, davacının yayımlanan emre açıkça aykırı davrandığı ve emre muhalefet ettiği, emri sorgulayarak İ.Ç’nin yaşam sigortasını yaptırmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık, işlemi iptal eden mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. (Erzurum Blg.İd.Mah.3.İd.Dava D.2018/1899 E-2021/268 K)

*  Davacı hakkındaki iddialar ile ilgili binbaşı rütbesinde bir kişinin başkanlığında oluşturulan üç kişilik soruşturma heyeti tarafından yapılan soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan M.A. isimli personelin; davacının Asb.Çvş. Ö.F.T’ye “Git domates, biber al, almazsan seninle görüşürüz.” dediğini görüp işittiğini; S.K.isimli diğer personelin de davacının aynı kişiye başka bir günde “… gel buraya, al şu su şişesini çöpe at bakayım.” şeklinde konuşmasına şahit olduğunu beyan ettiği görülmüş olup, belirtilen fiillere tüm personelin şahit olması beklenemeyeceği gibi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapısı icabı astın üst hakkında söz konusu sözleri söylediğine yönelik olay anında tutanak tanzim etmesi mümkün olmadığından ve ayrıca keşif ve bilirkişi incelemesine konu edilebilecek bir husus da bulunmadığından, belirli dönemde icra edilen görev esnasında astına hizmetle ilgisi olmayan emirler verdiği yönünde ifadeleri tutanak altına alınan şahit ifadelerini  kabul etmeyerek, yazılı gerekçe ile dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.  Bu durumda; belirli dönemde icra edilen görev esnasında astına hizmetle ilgisi olmayan emirler verdiği şahit ifadeleri ile sabit olan davacının sübut bulan bu eylemi nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18.maddesinin (c) bendi gereğince 1/12 oranında aylıktan kesme cezası ve buna bağlı olarak 3 ceza puanı ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (Adana Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.20/1858-2910 E- K)

*…Şube Müdürü olarak görev yapan davacının … Tugay Komutanlığında Erkan Başkanı olarak görev yaptığı dönemde 23.05.2017, 16.06.2017 ve 17.06.2017 tarihlerinde yaşanan zehirlenme vakalarına ilişkin olarak yürütülen soruşturma neticesinde hazırlanan 2017/13 sayılı raporun sonuç kısmında; davacının, yemek şirketiyle yapılan sözleşmenin fesih şartlarının oluşmadığı yolunda görüş verdiği, fesh edilmesine dair görüş vermediği, dolayısıyla hizmet verdiği ortamdaki kişilerin sağlığını tehlikeye düşürecek fiilerde bulunduğu belirtilerek yapılan teklif üzerine, rapordaki anılan tespitler gereğince davacının astları ve emri altındakilerin denetim, kontrol ve gözetiminde ihmal gösterdiğinden bahisle, 6413 sayılı Kanununun 18/ç maddesi uyarınca 1/12 oranında aylıktan kesme cezasıyla tecziye edilmesine dair dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın irdelenmesinden; davalı idare ile … Tic. A.Ş.& … San. Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı arasında hazır yemek hizmet alımına ait sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşmenin 16.07.2016 tarihinden itibaren 3 yıllık sözleşme olduğu, davacının sözleşmede imzasının bulunmadığı, 23.05.2017, 16.06.2017 ve 17.06.2017 tarihlerinde anılan Komutanlık’ta gıda zehirlenmesi olaylarının yaşandığı, 23.05.2017 tarihindeki gıda zehirlenmesinden sonra, davalı idarenin 31.05.2017 tarihli ve 166-17 sayılı yazısıyla; yüklenici firma hakkında sözleşme kapsamında herhangi bir işlem tesis edilecek ise hazırlanan inceleme sonuçlarının fesih talep yazısıyla birlikte sözleşme makamı olan Ankara … Başkanlığı’na gönderilmesinin istenildiği, 02.06.2017 tarihli ve 1270142-17 sayılı yazıyla; sözleşmenin 36.7.7.9 maddesindeki gıda zehirlenmesi olayının sözleşme süresince beş defayı geçmesi takdirde, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 20/b maddesinin uygulanacağı hükmü (Feshe dair) uyarınca, gıda zehirlenmesi olayının ilk defa meydana geldiğinden dolayı sözleşmenin fesih şartlarının oluşmadığının değerlendirildiğinin belirtildiği, ancak davacının sözleşmenin feshi yolunda bir görüş vermemesinden dolayı, idarece, davacının maiyetinin gözetiminde ihmal gösterdiği sonucuna ulaşıldığı görülmektedir. Bu bağlam ve kapsamda uyuşmazlıkla ilgili olarak nihai değerlendirme yapıldığında; davalı idarece hazırlanan sözleşmenin 36.7.7.9. maddesinde, açık olarak, gıda zehirlenmesinin beş defayı geçmesi halinde sözleşmenin feshedilmesinin mümkün olduğunun belirtildiği, her ne kadar idarece davacının fesih şartlarının oluşmadığına dair görüş verdiği belirtilmiş ise de, görüldüğü üzere bu şekilde bir görüşün sözleşmeye aykırılık taşımadığı, davacının bir dahli olmayan sözleşmenin nihai olarak fesih yetkisinin ise davalı idarede bulunduğu, dolayısıyla bu minvalde 23.05.2017 tarihinden sonraki zehirlenme vakalarıyla ilgili olarak davacının bir sorumluluğunun olmadığı neticesine ulaşılmıştır. Kaldı ki; 02.06.2017 tarihli yazıdan sonra kaleme alınan davalı idarenin 07.06.2017 tarihli … Tugay Komutanlığı hitaplı yazısında; sözleşme hükümlerine göre işlemlerin yürütülmesine devam edilmesi yolunda talepte bulunulduğu da aşikardır. Diğer taraftan; davacının meydana gelen ‘tüm’ zehirlenme olaylarında başkaca herhangi bir sorumluluğunun bulunduğuna dair idarece yapılmış ‘somut’ bir tespitin de soruşturma raporu veya işlemde mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Vaziyet böyle olunca; davacının 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18/ç maddesi uyarınca 1/12 oranında aylıktan kesme cezasıyla tecziyesine dair dava konusu işlemde hukuka uygunluk, aksi yorum ve kurgularla davanın reddine hükmeden idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/488-808 E-K)

* Bölük komutanı olan davacı tarafından 22.10.2015 tarihli emirde can dostu ile ilgili hususların nasıl yürütüleceğinin ifade edildiği, ayrıca … Fabrika Müdürünün bizzat 17.10.2016 tarihinde yayımladığı emrin 26. maddesinde özellikle erbaş ve er can dostu teşkilatı Emn. ve Mhf. Bölük Komutanlığınca güncel halde bulundurulacağının tüm personele tebliğ edildiği, Bkm. Er. E.K’nın 03.02.2016 tarihinde uyuşturucu kullanması sebebiyle GATA Haydarpaşa Askeri Hastanesine sevk edildiği, burada düzenlenen rapora kısaca Bkm. Er. E.K’nin bonzai kullandığı, madde kullanımı açısından birlik komutanlığı tarafından gerekli tedbirlerin alınması, birlik RDM tarafından takibinin uygun olduğu, birliğinin bağlı bulunduğu ile ait AMATEM servisine sevki, şikâyeti olması halinde ayrıntılı kıta anket formu ile kıtası hastanesi psikiyatri polikliniği kontrolü, madde kullanıma yönelik 6136 sayılı kanun kapsamında tedbirlerin alınmasının uygun olduğunun belirtildiği, ancak buna rağmen 14.02.1016 tarihinde Bkm. Er. E.K’nın uyuşturucu kullanımı nedenli bilinç kaybı ve koma durumu nedeniyle GATA Haydarpaşa Askeri Hastanesine sevkinin yapıldığı, olayın meydana geldiği tarihte yapılan can dostu çizelgesinde Bkm. Er. E.K’nın birinci can dostu Bkm. Er R.K, birinci yedek can dostu Bkm. Er M.D, ikinci yedek can dostu Bkm. Er S.D olduğu, Bkm. Er. E.K’nın ulaştırma ve bakım takımda görevlendirildiği, ancak Bkm. Er R.K ile Bkm. Er M.D’ nin hizmet mangasında görevli oldukları, Bkm. Er S.D’nin ise koğuşçu olduğu, can dostu talimatının can dostlarında bulunması gereken özellikler başlıklı talimatta mümkünse ve özel bir durum yoksa rütbece uyumlu, aynı veya yakın tertip yaşça büyük ve karşılıklı istekli olması, aynı takım kısım içinde görev yapıyor olması gerektiğinin belirtildiği, Bkm. Er E.K’nın can dostlarının bu talimata uygun olarak belirlenmediği, birinci can dostu Bkm. Er R.K,’nın her iki olayın olduğu gün izinli olduğu, birinci yedek can dostu Bkm. Er M.D’nin firari olduğu ve birlikte bulunmadığı, çizelgede imzası olan Bkm. Er R.K ile Bkm. Er S.D’ nin alınan ifadelerinde Bkm. Er E.K’nın can dostu olduklarını bilmediklerini beyan ettikleri, çizelgenin Bkm. Er M.D’ye ise hiç bir şekilde tebliğ edilmediği, bu halde davacı tarafından yayımlanan 22.10.2015 tarihli can dostu teşkilatının görev ve sorumlulukları ile uygulama esaslarına yönelik emrin etkin bir şekilde yürütülmediği, gerekli tebliğ ve denetimin sağlanmadığı, Bkm. Er E.K’nın 03.02.2016 tarihinde uyuşturucu kullanması sebebiyle GATA Haydarpaşa Askeri Hastanesine sevk edilmesinden sonra gerekli tedbirlerin alınmayarak aynı yerde 11 gün sonra 14.02.2016 tarihinde benzer bir olayın yaşanmasında davacının kusurlu olduğu kanaatine ulaşıldığından, 6413 sayılı Kanununun 18. maddesinin 1. fıkrasının (ç) alt bendinde yer alan “Maiyetinin gözetiminde ihmal göstermek: Astlarının ve emri altındakilerin denetim, kontrol ve gözetiminde ihmal göstermektir” fiilini işlediğinden bahisle 1/12 aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 10.04.2016 tarih ve 2016/3 sayılı dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/ 1007 E-2020/10 K)

* Tim komutanı olduğu ekipte yer alan iki astsubayla birlikte mesaiye geç kaldığı ve temsil ve ağırlama giderinin nereye ne kadar harcandığı izah edemediğini ikrar ettiği, dolayısıyla disiplin suçuna konu fiilin sübuta erdiği açık olup 6413 sayılı Kanununun 18/1-ç.maddesinde uyarınca astlarının ve emri altındakilerin denetim, kontrol ve gözetiminde ihmal göstermek disiplin suçu kapsamında değerlendirilerek tesis edilen 1/20 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2021/680-872 E-K)

* Davacının sorumluluğunda bulunan …kışlasında konuşlu bulunan …Mühimmat Bölük K.lığı ile ona bağlı bulunan …ilçesinde konuşlu bulunan ve olayın gerçekleştiği İlave Depolama Kısmı arasındaki mesafenin yaklaşık 40 km. olduğu, öte yandan nöbet görev yerinden kaçan Er A.U.Ç.nin maddi ve ailevi problemleri bulunması sebebiyle anlık gelişsen bir durum sonucu firar ettiği, Er A.U.Ç.nin alınan ifadesinde komutanlarının kendisinin sorunlarıyla ilgili bilgi aldıklarını ve iletişim halinde olduklarını beyan ettiği ve diğer bazı komutanların da Er A.U.Ç.ye maddi destek olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, Er A.U.Ç.nin kaçması olayıyla ilgili olarak davacının herhangi bir kusur veya ihmalinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2020/1192 E-2021/2539 K sayılı kararı ile onanan Tekirdağ 1. İd. Mah.nin 2018/759-2019/1023 K sayılı kararı)

* Davacının … … Komutanı ve … Garnizon Komutanı olarak görev yapmakta iken meydana gelen kaza sebebiyle başlatılan tahkikat neticesinde düzenlenen rapor uyarınca disiplin cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, söz konusu tahkikat raporunda, davacının olaydaki sorumluluğuna ilişkin ifadesine başvurulmadığı gibi raporun herhangi bir kısmında kusur atfedilebilir bir fiiline de yer verilmediği, bu hususlara ilişkin bilgi, belge veya ifadenin bulunmadığı, öte yandan, davacının sorumlu ve görevli olduğu komutanlık bünyesinde kusurunu doğuracak şekilde bir fiiline (bu konudaki bir talebin reddi, bu yönde bir işlem tesis edilmesi vs.) rastlanılamadığı da anlaşıldığından, söz konusu olay sebebiyle kusuru bulunmayan davacının üzerine atılı bulunan fiilin sübuta ermediği, kaldı ki davacıya meydana gelen kaza nedeniyle doğrudan birim amiri (komutanı) sıfatıyla sorumluluk yüklenmesi yoluna gidilmesinin de (herhangi bir tespit, ifade vb. bulunmadan) hakkaniyetli bir sonuç ortaya çıkarmayacağı nedeniyle dava konusu işlem ile davacının maiyetinin gözetiminde ihmal gösterdiğinden bahisle 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu uyarınca 1/12 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde  hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2021/1687-2544 E-K sayılı kararı ile onanan İzmir 2. İd. Mah.nin 2020/452-1488  E-K sayılı kararı)

Dosyadaki bilgi ve belgeler ile soruşturma raporu ve eklerinin birlikte incelenmesinden;  her yıl yapılması gereken risk analizlerinin tarihlerinin eski olduğu, eski tarihli risk analizlerinde de fırında bulunan makinelere yer verilmediği, mahal girişinde asılı bulunması gereken  hassas mahal kontrol listesinin mahal girişinde asılı olmadığı, kazanın yaşandığı ekmek kesme makinesi kullanma talimatının makinenin yakınında bulunmadığı, Birlik EKÖ subayı olan davacının bu hususların takip ve kontrolünü gereği gibi yapmadığı,  fırın işletme sorumlusu olduğu halde görevi ile ilgilenmeyen personelin takip ve kontrolünü gerektiği gibi yapmadığı, kazanın meydana geldiği gün fırın işletme sorumlusunun izinde, yedeğinin de kursta olmasına rağmen fırın işletme sorumlusu olarak personel görevlendirmesi yapılmadığı, saatli ücretli işçi A.M. tarafından yapılması gereken işlerin temizlikten sorumlu erlere yaptırıldığı, fırının tamamen denetimsiz ve kontrolsüz bırakıldığı hususlarının somut olarak ortaya  konulduğu görülmektedir. Bu durumda; yapılan soruşturma ile davacının üzerine atılı olan maiyetinin gözetiminde ihmal göstermek fiilinin sübut bulduğu anlaşılmakla, eylemine uyan dava konusu disiplin cezası ile cezalandırılmasında hukuka aykırılık, anılan işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.(İzmir Blg.İd.Mah.2021/2567 E-2022/287 K)

*  Davacının 27.01.2022 tarihinde İzmir garnizon sınırları içerisinde mesaiye başlaması gerekirken başlamadığı hususunun davacı hakkında tutulan tutanak ile ortaya konulduğu, ortaya konulan tutanak uyarınca davacının eyleminin sübuta erdiği, tutanakta belirtildiği üzere davacının mesai günü İzmir ilinde bulunması gerektiğinden Kırıkkale ilinden aldığı raporun kabul edilemeyeceği, bununla birlikte davalı idarenin yukarıda alıntısına yer verilen mevzuat hükmü gereğe soruşturma yapıp yapmama konusunda takdir yetkisinin bulunduğu, davacı tarafından verilen savunma dilekçesinde de bahse konu eylemiyle ilgili araştırma yapılması istenilmediği anlaşıldığından davacı hakkında tesis edilen cezalandırma işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (İzmir.Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2022/2675 E-2023/72 K sayılı kararı ile onanan İzmir.5.İd.Mah.nin 2022/564-1637 E-K sayılı kararı)

* Davacının 29-31 Mart 2018 tarihleri arasında 3 gün doktor istirahatlisi olmasına rağmen üs komutanının izni ve bilgisi olmadan 30 Mart 2018 Cuma günü garnizonu terk ederek Ankara iline gittiği gerekçesiyle “izinsiz olarak garnizonu terk etmek” disiplinsizliğini işlediğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği görüldüğünden, Mahkememizin 17.01.2019 ve 05.03.2019 tarihli ara kararları ile; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı Personelinin Sağlık Muayene Yönergesi’nin “İstirahat ve Hava Değişimi Süresi İle Geçirileceği Yerler” başlıklı 4. maddesinin ç. fıkrasında düzenlenen “Subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşlar istirahat veya hava değişimlerini TSK İzin Yönetmeliği ile J.Gn.K.lığı ve S.G.K.lığının ilgili mevzuat hükümlerine göre izin verme yetkisi olan disiplin amirlerine bulunacakları adresleri bildirmek şartı ile istedikleri yerde geçirebilirler” hükmü gereğince; davacı tarafından izin verme yetkisi olan disiplin amirlerine, 29-31 Mart 2018 tarihleri arasındaki 3 günlük istirahatini geçireceği adrese ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulup bulunulmadığının sorulması üzerine, davalı idarece Mahkememize gönderilen 16.04.2019 tarih ve 7545 sayılı cevabi yazıdan, davacının 29-31 Mart 2018 tarihleri arasında amirinden izin istemediği ve garnizonu terk etmek için izin kağıdı doldurmadığı anlaşıldığından, doktor istirahatlisi olan davacının izin verme yetkisi olan disiplin amirlerine herhangi bir bildirimde bulunmaksızın garnizon dışına çıktığı ve eyleminin de “izinsiz olarak garnizonu terk etmek” disiplin suçu kapsamında kaldığı sonucuna varılmıştır. (Ankara Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.Bşk.lığının 2019/1727-2278 E-K sayılı kararı ile onanan Eskişehir 1.İd.Mah.2018/432 E-2019/210 K sayılı kararı)

*  Gerek sevk belgesi gerekse hastanede düzenlenen muayene formunun, davacının 28/05/2021 tarihinde Trabzon Yavuz Selim Kemik Hastalıkları ve Rehabilitasyon Hastanesi’ne gittiğini doğruladığı, davacının bu hastanede tedavisi sona erdikten sonra amirinin bu yöndeki talimatı gereği sadece aşı olmak maksadıyla, amirlerine ulaşamayacağı düşüncesiyle başka bir personele haber vererek Rize İli Kalkandere İlçesine gittiği yönündeki savunmasının doğru olup olmadığının ise, disiplin soruşturması kapsamında aşı belgesi, aşı olunduğu beyan edilen hastanede bulunan kayıtlar ve/veya ilgili hastane personelinin ifadeleri/beyanları ile, garnizonu terk etmeden önce bilgi verdiğini iddia ettiği askeri personelin ifadesi temin edilmek suretiyle araştırılmadığı, davacının bu husustaki beyan ve savunmasının doğruluğunun araştırılarak garnizonu izinsiz olarak terk etme kastının bulunup bulunmadığının belirlenmesinden sonra, davacının amirlerinden izin almadan Trabzon İli sınırları (garnizon) dışına çıkıp Rize İli Kalkandere İlçesine gitmesinin, işleniş biçimi, işlendiği zaman ve yer, askeri hizmete olumsuz etkisi ile meydana getirdiği zarar veya tehlikenin ağırlığı, personelin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı itibariyle değerlendirilmesi suretiyle, disiplin cezası verilip verilmeyeceği, verilecek ise hangi disiplin cezasının verileceği hususundaki takdir hakkının buna göre kullanılması gerekirken, bu hususta gerekli araştırma yapılmaksızın, eksik inceleme/soruşturma sonucu, sadece şekli olarak Trabzon İli sınırları dışına çıkılması sebebiyle garnizonu terk etme kastının varlığının kabülüne imkan bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.(Samsun Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2022/609-726 E-K)

* Olayda, 18.10.2019 günü için izin alan davacının, ayak bileğindeki sağlık sorunu nedeniyle 17.10.2019 tarihinde Ankara ili Özel …Hastanesi’nde yapılan muayene ve tetkikleri sonucunda verilen bir günlük istirahat raporuna istinaden kullandığı sağlık iznini, MSY 33-3 Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı Personelinin Sağlık Muayene Yönergesi gereği amiri olan bölük komutanına bildirmeksizin garnizon dışında geçirdiğinden bahisle dava konusu işlem tesis edilmiş ise de,  18.10.2019 tarihi için izin alan davacının ertesi günde izinli olacağı düşüncesiyle sağlık iznini garnizon dışında geçirmesinde suç işleme kasdının bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacının anılan madde kapsamında 1/20 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde bu sebeple hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır.(Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2021/264 E-2022/379 K)

* Davacının … İli, … İlçe Jandarma Komutanlığı Asayiş Bölük Komutanlığı İdari İşler Astsubayı olarak görev yaptığı dönemde, 20/10/2015 tarihinde ulaşım güvenliğini ihlal edip, … İlçesinden … iline gidip geldiğinin tespit edildiği ileri sürülerek 14/11/2015 tarih, 2015/2 sayılı işlemle ulaşım güvenliğini ihlal ettiği gerekçesiyle ”1/20 oranında aylıktan kesme” cezasıyla tecziye edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, davacının emniyetli gün olan 16/10/2015 tarihinde … İl merkezine gittiği, depolardan sorumlu olması, depo anahtarının kendisinde bulunması, olay tarihinde 20/10/2015 tarih, 11242 sayılı rapora göre psikiyatrik rahatsızlığı bulunan davacının rapor alma sürecinde kendisine vekalet edebilecek birisinin bulunmaması sebebiyle kumanya ve mühimmat verilmesi için depoların açılması gerektiğinden emniyetli gün olmayan 20/10/2015 tarihinde görev yeri olan … il merkezinden … İlçesine geldiği, birlik komutanını davacının arayarak görev yerine geleceğini bildirmesinin davacının sağlık durumunu ortaya koyan 12/10/2015 tarih, 131627088000 sayılı rapora göre pnömoni rahatsızlığı geçirip, olay esnasında psikiyatrik rahatsızlığı bulunduğundan, kendisinden beklenmesinin hakkaniyete aykırı olacağı, öte taraftan davacının görev yerine gitmesinin aciliyet arz etmesi ve kendisinden bu yönde bir talep olması nedeniyle güvenli olan günü beklemeden görev yerine gittiği anlaşılan davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.(Ankara Blg.İd.Mah.2.İd. Dava D.2018/ 871-2752 E-K)

*  Davacının, 10.09.2021 tarihinde askeri bir uçak fotoğrafı ile birlikte,  “saat 17 civarında oynanan tiyatroda emeği geçen herkesin Allah belasını versin, hakkım helal olmasın” yazısını sosyal medya hesabından paylaştığı hususunun sabit olduğu, ancak; davacının sosyal medya paylaşımında kullandığı fotoğrafın askeri gizlilik içeren bir vasfının bulunmadığı, açık kaynaklardan elde edilebilecek nitelikte  bir uçak fotoğrafı olduğu, diğer taraftan, soruşturma raporu kapsamında ifadesine başvurulan, Bçvş. S.Ö’nün,  “saat 17 civarında oynanan tiyatroda emeği geçen herkesin Allah belasını versin, hakkım helal olmasın” ifadesi ile neyin kastedildiği hususunda “herhangi bir kanaatinin olmadığını, davacının son zamanlarda ailevi sorunlarının bulunduğunu iş yoğunluğuna denk gelmesi nedeniyle yanlış yorumlara yol açtığını” belirttiği, Bçvş. A.Ç’nin, de “herhangi bir kanaati olmadığını, davacının son zamanlarda ailevi sorunlarının bulunduğunu” beyan ettiği, Tğm.Y.S’nin “herhangi bir kanaatinin olmadığını” beyan ettiği dikkate alındığında, sözkonusu ifadenin bakım faaliyetlerine ilişkin olduğu iddiasının da hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde somut bilgi ve belgeler ile ortaya konulamadığı, diğer taraftan soruşturma raporunda bakım faaliyetine ilişkin hangi askeri bilginin açıklandığı hususunu da ortaya konulmadığı, bu itibarla,  davacının “TSK’ya ait bilgi ve görüntü paylaşmak” yasağını ihlal ederek, emre itaatsizlik eylemini gerçekleştirdiğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlemde  hukuka uyarlık bulunmamaktadır. (Konya Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.2022/2172-3004 E-K sayılı kararı ile onanan Konya 3.İd.Mah.nin 2021/875 E-2022/525 K sayılı kararı)

* … Bölge Komutanlığı emrinde idari işler astsubayı olarak görev yapan davacının, 11-13/03/2015 tarihinde yapılan denetlemede bazı görevleri aksattığının tespit edildiği, bu eksikliklerden bir kısmının daha önce de komutan tarafından tespit edildiği ve davacının yazılı olarak bu eksiklikleri gidermesi için uyarıldığı, birlik içi denetlemede tespit edilen aksaklık ve eksiklikleri saklayarak Bölge komutanına rapor etmediği, yazılı ve sözlü olarak verilen emirlerin gereğini yerine getirmeyerek “emre itaatsizlik” disiplinsizliğini işlediğinden bahisle 6413 sayılı Kanununun 8. maddesi ve 19. Maddesinin (a) fıkrası uyarınca 29/05/2015 tarih … sayılı disiplin ceza kararı ile “iki gün hizmet yerini terk etmeme” cezası ile cezalandırıldığı, davacının karara itiraz ettiği, yapılan itiraz incelemesi sonucunda 26/06/2015 tarihinde bir üst disiplin amiri tarafından itirazın reddedildiği, 08/07/2015 tarihinde davacıya tebliğ edilen ret kararı üzerine de anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır… Dosyaya sunulan doktor raporlarından; davacının psikiyatrik sorunları olduğu, kendisine “karışık anksiyete ve depresif bozukluk” teşhisi konduğu, bu teşhis doğrultusunda defalarca istirahat raporu verildiği, yakınmalarının sosyal ve mesleki stresörler sonucu oluştuğu, sorunları ile baş etmekte zorlandığı ve işlevselliğini yitirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; dava konusu disiplin cezasına konu olan; verilen emirleri yerine getirmeme, havale edilen işleri, haklı bir gerekçesi olmaksızın uzun süre bekletme eylemleri gerçekleşmiş dahi olsa, davacının iradesi dahilinde olmadığı, kasti olarak hareket etmediği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, davacının üzerine atılı disiplin suçunu işlediğinin, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin, yeterli ve inandırıcı delillerle, tam bir vicdani kanaat oluşturacak şekilde ortaya koyamayan eksik soruşturmaya dayanılarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. (Danıştay 12. D. 2017/2289 E-2020/539 K)

* Bir an için olayda bir emirin mevcut olduğu varsayılsa dahi; S.D.’ya  Şubat 2019 ile  Ocak 2020  arasında 12 ay boyunca fazla maaş ödemesi iş ve işlemlerinde sadece son maaş ödemesinde imzası olan davacının sorumlu tutulmasının yerinde olmayacağı, fazla ödemenin idarenin iç işleyişindeki 1 yıla yayılan hatalardan kaynaklandığı, diğer birimlerden kaynaklanıp gelmiş olan hataların da davacıya yükletilemeyeceği, “Kasıtlı olarak hizmete ilişkin bir emri tam yapmamak ya da değiştirerek veya sınırını aşmak suretiyle yapmak”  yasal fiilindeki kasıt kavramının  eylemin sebep ve sonuçları bilinerek, dolayısıyla öngörülüp istenerek yapılması bağlamında gerçekleşebileceği, davacının fazla maaş ödenmesi hususunda söz konusu unsurlarla hareket ettiğinin söylenmesine imkan bulunmadığı, bu nedenle davacının eyleminin kasıtlı bir eylem olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki olayda davacıya kusur atfedilecek somut bir tespitin de mevcut olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.(İstanbul  Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2021/1537-2704 E-K)

* Olayda, davacı tarafından, … Takım komutanı Bçvş. V. K.’nın emri altındaki personele yönelik baskıcı tutum ve davranışlarının bulunduğu ve  uzman erbaşların ayrımcılığa uğramalarına sebep olan tutum ve davranışlarla muhatap oldukları iddialarını desteklemek amacıyla, … Takım Komutanının güvenlik merkezinin panosuna astığı 4 maddelik yazılı ve imzalı emrin ve ’11 Mayıs 2020 tarihinden itibaren uyulması gerekli kurallar’ başlıklı on altı maddelik yazılı ve imzalı emrin cep telefonu ile çektiği fotoğrafının çıktısını, personelin şahsi dosyasında muhafaza edilen Deniz Piyade Uzman Çavuş K.K.’ya ait lider danışmanlık kartlarının cep telefonu ile çektiği fotoğrafının  çıktısını idari tahkikat heyetine sunulduğu, anılan belgelerin izinsiz olarak ibraz edilmesi fiili nedeniyle davacıya disiplin cezası verildiği görülmekle birlikte, anılan belgelerin güvenlik merkezinin panosuna asılan ve personele bu yolla tebliğ edilen kurallara ilişkin olduğu, davacı tarafından, iddia ettiği ayrımcılığa ve mobinge maruz kaldığı iddiasını tevsik etmek amacıyla bu belgelerin sadece olayı soruşturan idari tahkikat heyetine sunulduğu, bu kapsamda davacı tarafından idari tahkikat heyetine sunulan belgelerin gizlilik dereceli olduğu  ve izinsiz olarak birlik dışına çıkarıldığı iddiasının davalı idarece yürütülen idari tahkikat ile ortaya konulamadığı anlaşıldığından davacıya  gizlilik dereceli evrakları birlik dışına çıkardığı ve bu fiilin 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununun 19/1-a maddesi uyarınca emre itaatsizlik disiplinsizliğini oluşturduğundan bahisle ‘İki gün hizmet yerini terk etmeme’ ve ‘Üç buçuk ceza puanı’ cezası verilmesine ilişkin 16.07.2020 tarihli disiplin cezası kararına yapılan itirazın reddine dair 24.07.2020 tarihli işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. (Adana Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.2022/1776-2949 E- K sayılı kararı ile onanan Hatay 2.İd.Mah.nin 2020/989 E-2022/367 K sayılı kararı)

* İlk derece Mahkemesinin, somut olayda suçun oluşumu için yasada aranan manevi unsurunun (Kasıt) bulunmadığı yolundaki değerlendirmesi Dairemizce de uygun görülmekle birlikte, günümüz koşullarında askerlik hizmetinin “Harp sanatını öğrenmek ve yapmak” şeklindeki temel anlamı çerçevesinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, askeri hizmete ilişkin spesifik görevlerin icra edildiği birliklerde istihdam edilenlerin, bahse konu spesifik görevlerin gerektirdiği asgari niteliklere haiz olması gerektiği, bu bağlamda; asgari şartların edinilmesine dönük çalışmaların, hizmetten ayrı münferit bir faaliyet şeklinde değerlendirilememesi karşısında, “NATO VJTF Tugayı” olarak sadece ulusal değil uluslararası alanda da faaliyet gösteren bir birlikte görev personel açısından asgari düzeyde bir yabancı dil edinimi amacıyla açılan eğitim ve sınavların hizmete ilişkin; bu çalışmalara dönük emirlerin de “Hizmete İlişkin Emir”  olduğu sonucuna varılmıştır. (İstanbul  Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2020/1134 E-2022/1228/K)

* Davacının, atama istek formunun açık olmadığının tespit edilmesi üzerine disiplin amiri tarafından davacıya 12/12/2019 tarihli Uygulama Emri gereği atama istek formunun açtırılması hususunun emredilmesine rağmen davacının atama istek formunu açtırmadığı hususunun dosya kapsamında yer alan bilgi, belge ve ifade tutanakları ile sabit olduğu anlaşılmakla; davacının, üzerine atılı “Emre itaatsizlik” fiilinin sübut bulduğu sonucuna varıldığından, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Kanunu’nun 19/a maddesi uyarınca “1 gün süre ile hizmet yerini terk etmeme” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (Adana Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.2021/1847 E- 2022/200 K sayılı kararı ile onanan Hatay 2.İd.Mah.nin 2020/304 E-2021/291 K sayılı kara

* Olayda, Bölük Astsubayı odasında sıcak içecek yapmak maksadıyla su ısıtıcısı, bardak, çay kaşığı, şeker vb. bulundurulduğunun 22.03.2018 tarihli tutanakla tespit edildiği, davacı hakkında yürütülen soruşturma esnasında ifadesine başvurulan tanık ifadelerinde de su ısıtıcısı ve çay malzemelerinin odada herkesin görebileceği bir yerde bulunduğunu ifade ettikleri, 14.02.2018 tarihli Emniyet ve Kaza Önleme Kurul Kararında da elektrikli cihazların kullanılmayacağı düzenlemesine yer verildiği, bu durumda, dosyada mevcut tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; Bölük Komutanı olan davacının Bölük Astsubayı odasında sıcak içecek yapmak maksadıyla su ısıtıcısı, bardak, çay kaşığı, şeker vb. bulundurduğu anlaşıldığından; davacıya isnat edilen fiilin (emre itaatsizlik) sübuta erdiği sonuç ve kanaatine varılmış olup, davacının alt ceza tatbik edilmek suretiyle 1/16 aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlem ve bu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/914-1581 E-K)

* Davacının garnizon terk izinli olarak Bartın’da bulunduğu sırada geçirdiği sağlık problemi nedeniyle istirahat raporlu olduğu halde amiri tarafından istirahatini Karamürsel ….K.lığında geçirmesi yönünde telefonla verdiği emir yerine getirmediği gerekçesiyle disiplin cezası tesis edildiği, davacının istirahat raporlarını geciktirmeksizin komutanlığa ilettiği, ayrıca seyahat edebilecek durumda olmadığını belirterek istirahatini Bartın ilindeki daimi ikametgahında geçirmek istediğini belirten dilekçesine herhangi bir yanıt verilmediği görülmekle davacının verilen emir yerine getirmesi durumunda sağlık durumunun daha da kötüye gidebileceği, istirahat ve iş göremezlik raporlarının adı üzerinde şahsın sağlığını koruması ve iyileşebilmesi için istirahatini zorunlu kılan raporlar olduğu, Anayasa’da güvence altına alınan sağlık hakkının ihlaline neden olabilecek söz konusu emrin yerine getirilmesinin sağlık durumu nedeniyle mümkün bulunmadığı dava konusu olayın emre itaatsizlik kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte bir eylem olmadığı anlaşılmıştır. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2021/863-2795 E-K sayılı kararı ile onanan Zonguldak İd.Mah.nin 2020/275-764 E-K sayılı kararı)

* … Komutanlığı’nın 08.03.2016 tarih ve “… Çalışma Grubu” konulu emriyle “… Grup Komutanlığı’ndan 1 subay, 1 astsubayın; … Tabur Komutanlığı’ndan ise 1 subayın 25.03.2016 tarihine kadar yapılacak çalışmalara iştirak etmesinin” istenildiği, emrin, davacının da görev yaptığı … Grup Komutanlığı’na gönderildiği, davacı tarafından, söz konusu emre cevaben; “sağlık ve asayiş durumları hariç yüzer birliklerden karar birliklerine geçici görevlendirme yapılamayacağının” bildirildiği; ancak Komutanlık tarafından herhangi bir cevap verilmediği, ardından … Komutanlığı tarafından, … Grup Komutanlığı’na 16.03.2016 tarih ve …221-16 nolu mesaj formu gönderilerek vazifenin “tek/eş gemi eğitimleri kapsamında TCG … ve TCG …’ye 16.03.2016 tarihinde posta çantası alma/verme ve yedekleme/yedeklenme eğitimlerini icra ettirme” olarak açıklandığı, ancak söz konusu tarihte yapılan eğitime ilişkin seyir personel beyanında davacının isminin yer almaması üzerine davacı hakkında “16.03.2016 tarihinde izinsiz mesaiye geç gelmek suretiyle mesaj çizelgesine uymamak ve mesaj emri gereği atamalı olduğu TCG …’de bulunmayarak emre itaatsizlik” fiillerinden idari soruşturma başlatıldığı, söz konusu soruşturma sonucu davacı hakkında “tek/eş gemi eğitimlerini planlayan ve icra ettiren makam olarak atamalı olduğu komutanlık olan TCG …’de bulunmayarak emre itaatsizlik eyleminin sübut bulduğu” kanaatine varılması üzerine, davacının bahse konu eylem nedeniyle dava konusu disiplin cezasıyla cezalandırıldığı, her ne kadar, … Kuvvetleri … Yönergesi kapsamında yetki ve sorumlulukların belirlenmesinde “Komodor/İlk Amir makamındaki personel için “Gemi Komutanlığı’nın ilk amiri eğitim süreci boyunca bağlısı tüm gemilerin gelişimini takip ve kontrol edecek, belirli faaliyetlere fiilen katılacaktır.” ifadesi yer almışsa da; Grup Komutanı olarak görev yapan davacının ilk amir olarak değerlendirilmeyeceğinin aynı Yönergede açıkça belirtildiği, kaldı ki … Komutanlığı’nın 08.03.2016 tarih ve “… Çalışma Grubu” konulu emir yazısında; … Grup Komutanlığı’ndan 1 subay, 1 astsubayın; … Tabur Komutanlığı’ndan ise 1 subayın yapılacak çalışmalara iştirak etmesinin istenildiği, 16.03.2016 tarihli seyir personel beyanı incelendiğinde; söz konusu emrin bu kapsamda yerine getirildiği, …Komutanlığı tarafından, davacının Grup Komutanı olarak fiilen katılmasına ilişkin açık ve kesin bir emrin verilmediği dosya içerisindeki emir yazısı ve mesaj formundan da anlaşıldığından, davacının, emre itaatsizlik eylemi nedeniyle 6413 sayılı Kanununun 19/1-a maddesi uyarınca “1 gün hizmet yerine terk etmeme” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.(Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/1236-2617 E-K)

* Olay günü hem Üs Komutanının hem de Yb. T. Ç.’nin davacının da aralarında bulunduğu gruba herkesin kura çekimine katılmak üzere kura çekiminin yapılacağı salona girmesi gerektiğini söylediği, davacının da bu emri duyduğu, ancak kura çekimine katılmadığı, dolayısıyla devletin egemenlik yetkisinin sert çekirdeğini ihtiva etmesi nedeniyle katı bir hiyerarşiye sahip olan askerlik hizmetini yürüten davacının verilen emri bildiği ve duyduğu halde yerine getirmemesinin ”emre itaatsizlik” disiplin suçu kapsamında kaldığı sonucuna varıldığı, bu durumda, davacının ”emre itaatsizlik” fiili sübuta erdiğinden, fiiline uyan 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu’nun 19/1-(a) maddesi kapsamında “2 gün hizmet yerini terk etmeme” cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/1682-2379 E-K)

* Davacıdan 19.10.2015 tarihinde … KTM görevi nedeniyle 8 araç komutanı uzman çavuşun isimlerinin istenilmesine rağmen davacının bu isimleri tabur komutanına bildirmediği fiilinin sübuta erdiği sonuç ve kanaatine varıldığından, davacının verilen emri yerine getirmemesi nedeniyle 6413 sayılı Kanununun 19. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca emre itaatsizlik fiilini işlediğinden bahisle 2 gün hizmet yerini terk etmeme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (Erzurum Blg.İd.Mah.3.İd.Dava D.2018/1243 E-2020/702 K)

* …Asker alma Bölge Başkanlığı bünyesinde … Askerlik Şube Başkanlığı’nda albay rütbesinde şube başkanı olarak görev yapan davacının amiri tarafından 23.05.2018 tarihinde yapılan denetlemede davacının şube başkanlığı makam odasında kişisel bilgisayarıyla internete bağlandığının tespit edildiği hususuyla ilgili olarak 04.06.2018 tarihli savunması alındıktan sonra, eyleminin “Emre İtaatsizlik” disiplinsizliğini oluşturduğundan bahisle, 6413 sayılı Kanununun 19/a maddesi uyarınca “bir gün hizmet yerini terk etmeme” cezasıyla tecziyesi gerekmekte ise de, geçmiş hizmetleri değerlendirilerek aynı Kanun’un 14. maddesinin 2. fıkrası gereğince alt ceza olan “1/12 oranında aylıktan kesme cezası”yla tecziyesine ilişkin 06.06.2018 tarih ve … sayılı dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlıkta; davacının dosya kapsamında beyanlarında; günlük basın haberlerini takip etmek ve devam etmekte olan yüksek lisans eğitimin tez araştırmalarını yapmak amacıyla makam odasına kablo TV ve internet hizmeti satın aldığı, almış olduğu hizmet için Bölge Başkanlığını bizzat bilgilendirdiği, amiri olan albay H.T’nin odasına bir kaç kez geldiğinde kişisel bilgisayarını masasının üzerinde açık olduğunu gördüğü, ancak bu konuda şifai veya yazılı olarak emir/ikazda bulunmadığı, 05.06.2018 tarihinde tarafına yazılı emir verilmesi üzerine kişisel bilgisayarını aynı gün kaldırdığının belirtildiği görülmekte olup, davacının belirtiklerinin aksine, bu konuda amirince davacıya 05.06.2018 tarihinden önce doğrudan yöneltilen bir emrin mevcudiyetinin idarece ortaya konulamaması ve davacının kendisine amirce verilen yazılı emir üzerine işlemden önceki 05.06.2018 tarihinde odasındaki interneti kaldırdığının dosyadaki … sayılı yazıdan anlaşılması karşısında, davacının genel talimatlara/yönergelere aykırı olarak odasına özel internet kurulumu yaptığı görülse de, emre itaatsizlik yasal fiilinin unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği neticesine varılmaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/1982 E-2020/2097 K)

* Bakılan davada, davacının fiilinin, hekim tarafından düzenlenmiş olan sağlık raporuna istinaden kullandığı sağlık iznini, MSY 33-3 Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı Personelinin Sağlık Muayene Yönergesi gereği amiri olan bölük komutanına doğrudan bildirmek yerine bölük astsubayına bildirmek suretiyle izne usulsüz olarak ayrılmaktan ibaret olduğu, Yönergede yer verilen talimatı hatalı olarak yerine getirdiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup, buna göre; davalı idare tarafından davacıya disiplin cezası verilmesine esas olmak üzere yapılan soruşturmada, uyuşmazlığa konu maddi olayda davacının sağlık iznini bildirmemek suretiyle ” hizmete ilişkin bir emri tam yapmamak ya da değiştirerek yapmak ” kastının bulunduğunun somut gerekçeler ile ortaya konulamadığı, Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 6. maddesi kapsamında disiplin cezası için takdir yetkisinin kullanılmasında hangi hususlar dikkate alınarak fiilin ” emre itaatsizlik ” olarak değerlendirildiğinin açıklanmadığı, emre itaatsizlik kastının sübuta ermemesi sebebiyle davacının fiili ile disiplin cezasının uyumlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. (Samsun Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2020/189-568 E-K)

* Dosyaya sunulan doktor raporlarından; davacının psikiyatrik sorunları olduğu, kendisine “karışık anksiyete ve depresif bozukluk” teşhisi konduğu, bu teşhis doğrultusunda defalarca istirahat raporu verildiği, yakınmalarının sosyal ve mesleki stresörler sonucu oluştuğu, sorunları ile baş etmekte zorlandığı ve işlevselliğini yitirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; dava konusu disiplin cezasına konu olan; verilen emirleri yerine getirmeme, havale edilen işleri, haklı bir gerekçesi olmaksızın uzun süre bekletme eylemleri gerçekleşmiş dahi olsa, davacının iradesi dahilinde olmadığı, kasti olarak hareket etmediği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, davacının üzerine atılı disiplin suçunu işlediğinin, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin, yeterli ve inandırıcı delillerle, tam bir vicdani kanaat oluşturacak şekilde ortaya koyamayan eksik soruşturmaya dayanılarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. (Danıştay 12.D.2017/2289 E-2020/539 K)

* Somut olayda; Bölük komutanı olan davacıya yöneltilen isnadın, maiyetindeki bir astsubayın bir başka astsubaya ilişkin darp ve hakaret konulu 26/11/2015 tarihli şikâyet dilekçesi üzerine disiplin soruşturması açtırmamasından kaynaklandığı, oysa ki davacının bu şikâyeti ilk amiri olan … Şube Müdürü Binbaşı H.E.’ye bildirdiği, bu amirin bölüğe gelmesini müteakip her iki astsubayın çağrıldığı ve konunun hukuki sonuçları hakkında bilgilendirme yapıldığı, şikâyetçinin yaklaşık bir hafta düşündükten sonra verdiği 04/12/2015 tarihli dilekçeyle şikâyetinden vazgeçmesi üzerine disiplin soruşturması açılmadığı sabit olup, 6413 sayılı Kanun’un 19 maddesinin 1/(e) bendinde belirtildiği üzere öğrendiği bir disiplinsizliği soruşturma açmayarak örtbas etme kastıyla hareket eden bir amirin, söz konusu disiplinsizliği bir üst amirine bildirmesi hayatın olağan akışıyla bağdaşmayacağından, davacıya atfedilen eylemin disiplin hukuku yönünden aranan “Kasıt” unsurundan da yoksun olduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda; 6413 sayılı Kanunda ancak “Kasten” işlenilebileceği belirtilen bir fiilin sübuta erdiğinden bahisle uygulanan disiplin cezasında hukuka uygunluk; bu cezaya ilişkin işlem hakkında açılan davanın reddine yönelik ilk derece Mahkemesi kararında ise isabet bulunmamaktadır.(İst.Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.2019/642-1670 E-K)

* Davacının disiplin cezasına konu eyleminin, amiri olduğu jandarma kıdemli astsubay çavuş T.Ç. hakkında, “… astsubay rütbeli mi, siz onu rütbeli mi sanıyorsunuz?” şeklinde ifadeler kullanmak olduğu, davacının kullandığı bu ifadelerin asta kötü muamele disiplinsizliğini oluşturmayacağı, bu eylemin 6413 sayılı Kanunun m. 15/1-ğ hükmünde düzenlenen “başkalarını kötülemek” disiplinsizliğini oluşturabilecektir. (Danıştay 2.D.2021/13931 E-2023/932 K)

* Dz. Kd. Üsteğmen olarak görev yapan davacının, asta kötü muamele yaptığından bahisle Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununun 19/1-f maddesi uyarınca 1 gün hizmet yerini terk etmeme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 01.07.2016 tarihli ve bila sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; yapılan soruşturma ile davacının bazı astlarına karşı askeri disiplin ve kurallarını ihlal eder tarzda muamelede bulunduğu, astları ile sağlıklı iletişim kuramadığı, söz konusu davranışlarının astları tarafından psikolojik baskı olarak algılanmasına sebep olduğu ve astların iş veriminin düşmesine yol açtığı, yukarıda anılan İç Hizmet Kanunu’nun 17. maddesinde belirtildiği üzere maiyetine hürmet ve itimat hisleri veremediği anlaşılmış olup, askeri hizmet gereklerine uygun olarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (İzmir Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.2019/1359-1954 E-K)

* Davacının 22.07.2015 tarihinde erbaş ve erlere kötü davranarak “ben buranın padişahıyım, yasama da yürütme de yargı da benim, size her istediğimi yaparım, size günaydın demeyi bile layık bulmuyorum” şeklinde alaycı ifadeler kullandığı iddiasıyla hakkında soruşturma başlatıldığı, Merkez Komutanı’nın kanaat raporunda erbaş ve erlere karşı davranışlarında aşırıya kaçtığı ve öfke kontrolü sorunu olduğu, ast ilişkilerinde zaman zaman iletişim sorunu yaşadığı şeklinde kanaat belirtildiği, dosya kapsamında alınan ve birbirini teyit eden tanık beyanlarında; davacının mesaiye daima sinirli olarak geldiği, her vukuatta bütün birliği cezalandırmak maksadıyla yerde süründürdüğü, bu esnada askerlerden birisinin kollarının kanadığı ve fenalık geçirerek bayıldığı, “yasama yürütme bende, bana birşey olmaz, istersem yağınızı eritirim” şeklinde ifadelerde bulunduğu, yapılan davranışın eğitim sınırlarını aştığı, davacının 2008 yılında uyarma, 2010 yılında da “Astlarını gözetim görevinde ihmal ve asta müessir fiil, asta sözlü hakaret” disiplin cezalarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, dosya kapsamı ve bu kapsamda alınan tanık ifadeleri ile Merkez Komutanı kanaat raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacının “Asta kötü muamele yapmak” fiilini işlediği hususunun sübuta erdiği anlaşıldığından, davacının fiiline uygun Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 19. maddesinin 1/f bendi gereğince “4 gün hizmet yerini terk etmeme” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (Samsun Blg.İd.Mah.4.İd. Dava D.Bşk.lığının 2019/19-22 E-K sayılı kararı ile onanan Samsun 2.İd.Mah.2017/1477 E-2018/245 K sayılı kararı)

*Dava konusu olayda, soruşturma raporu ve eki ifadelerin incelenmesinden, davacının şınav çeken ulaştırma er S.Y.’nin sırtına ayağıyla/diziyle bastırmasının askeri usul, kurallar, eğitim ve disiplin bütünlüğü içinde kaldığı, “asta kötü muamele etmek” disiplin suçunu oluşturacak biçimde ve eziyet mahiyetinde olmadığı görülmektedir. Bu durumda, davacının subut bulmayan asta kötü muamelede bulunmak fiili nedeniyle, 6413 sayılı Kanun’un 19/f maddesi uyarınca iki gün hizmet yerinin terk etmeme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu disiplin cezasında ve buna yaptığı itirazının reddi işleminde hukuka uyarlık, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2018/3795 E-2019/934 K)

* Davacının gıyabında Üçvş G.Ş. hakkında ‘ispiyoncu’, ‘tehlikeli adam’, ‘şeytan’ gibi hitaplarda bulunduğu, atölyede elinde demir çubukla üzerine yürüdüğü, bunun üzerine Üçvş G.Ş.’in duygusal boşalma yaşayarak sinir krizi geçirip ağlamasına neden olduğu, dolayısıyla davacının üzerine atılı “asta kötü muamelede bulunmak” fiilinin sübut bulduğu anlaşılmıştır. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2021/2484 E-2022/286 K)

* Bakılan davada, erbaş ve erlere küfürlü konuştuğu ve kötü muamelede bulunduğu yönündeki yazılı iddialar nedeniyle davacı hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Muhafız ve Hizmet Bölük Komutanlığında görevli yetmiş personelin bilgisine başvurulduğu, bilgisine başvurulan personelin ayrı ayrı ifadeleri ile dava dosyasına ekli soruşturma raporunun bir bütün olarak değerlendirilmesinden, davacı hakkındaki “küfürlü konuşmak” ve “asta kötü muamele yapmak” iddialarının sübut bulduğu sonucuna varıldığından; davacının söz konusu eylemlerine uyan 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca “kınama” ve aynı Kanun’un 19. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca “2 gün hizmet yerini terk etmeme” cezası ile cezalandırılmasında ve anılan cezalara yapmış olduğu itirazların reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.Bşk.lığının 2018/5339 E-2019/370 K sayılı kararı ile onanan İzmir 6.İd.Mah.2017/1094 E-2018/993 K sayılı kararı)

Davacının Nizam karakolunda görev yaparken sadece istihbarat araç ve personeline kimliklerini ibraz etmelerini istemek, sadece istihbarat araç ve personele yönelik araştırma yapmak suretiyle hoşnutsuzluk yaratmak disiplin suçunu işlediği gerekçesi ile işlem tesis edilmiştir. Dosya içerisinde yer alan istihbarat şubede görevli Uz.J.V.Kad.Çvş. E.P., Uzm.J.IV.Kad.Çvş. C.K. ve Uz.J.VI.Kad.Çvş. N.Ü nizamiyeden çıkarken kendilerine kimlik sorulduğunu, davacının diğer personele bunu yapmadığını beyan etmişlerdir. Bu tanık ifadelerinden davacının istihbarat personeline nizamiyede kimlik sorduğu, araç kontrolü yaptığı anlaşılmakta ancak istihbarat personeli dışındaki hangi araç ve personele ne zaman hiç kimlik sorulmadığı araç kontrolünün yapılmadığı belirtilmemektedir. Nizam karakol talimatında Nizamiyeden giriş-çıkış yapan bütün personel ve araçların kontrolünün yapılması, dışarı çıkan araç ve personelin kontrol edilmesi gerektiği belirtilmektedir. Davacı nizamiyeden çıkan bütün araç ve personeli kontrol ettiğini beyan etmektedir. Nizamiyeden giriş çıkış yapan bütün araç ve personeli kontrol etmek nizamiyede görev yapan personelin talimatla belirlenmiş görevidir. İdari tahkikat heyeti tarafından ifadesi tespit edilen nizamiyede görevli J.Er Y.S. ifadesinde bütün araçların kontrolünün yapıldığını beyan etmiştir. Davacının beyanının tanık ifadesi ile doğrulanması, istihbarat personeli dışındaki personel ve araçların kontrolünün yapılmadığı, personele farklı davranıldığı konusunda bilgi ve belge olmaması nedeniyle hoşnutsuzluk yaratmak eyleminden dolayı yapılan işlem hukuka uygun bulunmamıştır.(AYİM 3.D.2014/1494 E-2015/1275 K)

* Bçvş. B.S.A. ile davacının … Komisyonunda birlikte görev yaptığı sırada 03 Kasım 2015 tarihinde Asb. Bçvş. B.S.A.’ın askerler için alınacak tek ve iki jiletli tıraş bıçağı fiyat tekliflerine Teknik Şartname dışında da fiyat teklifi alınması ve davacının anılan mesai arkadaşı hakkında kullandığı ifadelerin öğrenilmesi üzerine yapılan soruşturma sonucunda dava konusu işlemin tesis edildiği, soruşturma raporu ve ekinde yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirmesi neticesinde davacı tarafından 05 Kasım 2015 tarihinde ve devam eden tarihlerde herhangi bir somut delile dayanmadan aynı komisyonda birlikte çalıştığı Asb. Bçvş B.S.A.’a yönelik olarak “iki bıçaklıyı üç bıçaklı olarak değiştirmek istediniz, devletin parasını arkadaşın ve firma ile bölüşeceksiniz değil mi?” şeklinde ifadeler kullandığı, aynı nitelikteki iddialarını iş ve silah arkadaşları ile amirleri arasında tekrarladığı ve bu ifadelerin tanık beyanı ve tutanak ile doğrulandığı, ayrıca teknik şartnamenin ihlal edilmediği ve kamusal bir zararında söz konusu olmadığı dikkate alındığında, eylemlerinin birlik içerisinde hoşnutsuzluk yarattığı ve mesai ortamını olumsuz etkilediği, dolayısıyla sübut bulan eylemlerinin karşılığı olan 6413 sayılı Yasanın 19/1-ğ maddesi uyarınca disiplin cezasıyla cezalandırılmasında ve bu karara karşı yaptığı itirazın reddedilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2018/2639 E-2019/140 K)

* Davacının 10.10.2017 tarihinde yapılan sabah yoklamasında, amirine hitaben, “emirsiz iş yaptırıyorsun” ve “öyleyse ben gelmem” yönünde söylemde bulunduğu açık olup, amirine karşı söz konusu söylemleriyle çalıştığı mesai ortamında hoşnutsuzluk yarattığı sonucuna varıldığından; 6413 sayılı Kanunun 19(1-g) maddesi uyarınca 1 gün süre ile hizmet yerini terketmeme cezası ile tecziyesine dair dava konusu işlemde ve bu cezadan dolayı disiplin dosyasına 3,5 ceza puanı eklenmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/157-1582 E-K)

* 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 19/ğ maddesi uyarınca “1 (bir) gün hizmet yerini terk etmeme” cezası ile tecziyesine ilişkin 19/09/2018 tarih ve 1510-298-18 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, “…davacı ile aynı birlikte görev yapan H.A. arasında öteden beri devam eden kişisel geçimsizlik bulunduğu ve karşılıklı olarak birbirlerini üstlerine şikâyet ettikleri işbu davaya konu cezaya yol açan olayın ise davacının lojman tahsisi konusunda yaptığı başvuruya ait evrakın H.A.’nın yetkisi aşılarak iletildiği iddiasından kaynaklandığı ve her iki kişi arasında bu konuda karşılıklı tartışma yaşanmakla birlikte başkaca bir olayın meydana gelmediği; başka bir anlatımla davacının söz ve fiilleriyle hizmetin yerine getirilmesini nasıl ve ne şekilde etkilediğinin açıkça ortaya konulamadığı sonucuna varıldığından verilen cezada hukuka uyarlık bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd. Dava D.2020/2123-1583 E-K)

* Davacının vermiş olduğu dilekçenin, çalışan personel arasında huzursuzluk, rahatsızlık ya da şüphe oluşturduğuna ilişkin herhangi bir tanık beyanı veya somut bilgi belge bulunmadığından, bu durumun davacıya atfedilen “hoşnutsuzluk yaratmak” fiilinin içeriğini oluşturan çalıştığı mesai ortamında söz veya fiilleri ile hizmetin yerine getirilmesini olumsuz yönde etkilemek kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, diğer bir anlatımla, davacının eyleminin birlik içerisinde hoşnutsuzluk yarattığı ve mesai ortamını olumsuz etkilediği yolundaki iddia subuta ermediği gibi salt şikâyet hakkını kullanmasının da disiplin tecavüzü olarak kabulüne olanak bulunmadığından, davacının 6413 sayılı Yasanın 19/1-ğ maddesi uyarınca ”2 gün süreyle hizmet yerini terk etmeme” disiplin cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2019/2034-2384 E-K sayılı kararı ile onanan İzmir 4. İd.Mah.2018/1055 E-2019/627 K sayılı kararı)

* Davacının iddialarına yönelik olarak başlatılan soruşturmada alınan tanık ifadelerinde bir kısım iddiaların doğrulandığı, olayın diğer tarafı Astsubay Kıdemli Başçavuş H. S. ile davacı arasında belli bir zaman dilimine yayılan sorunların olduğu, hatta davacının bu hususta mesai arkadaşlarından yardım aldığı, fakat sorunun çözüme kavuşturulması nedeniyle disiplin cezasına konu şikâyette bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda, davacının yasal hakkını kullanmaktan ibaret başvurusunda kullanılan söz ve ifadelerin Anayasa ile teminat altına alınan hak arama hürriyeti ve “iddia/savunma dokunulmazlığı” kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, 2 gün hizmet yerini terk etmeme cezası ile cezalandırılmasına dair dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.nin 2019/228-768 E-K sayılı kararı ile onanan Muğla 2. İd.Mah.2018/680-1756 E-K sayılı kararı)

* … İl Jandarma Komutanlığı emrinde Uzman Çavuş olarak görev yapan davacının, … İl Jandarma Komutanlığında görev yaptığı dönemde 09/01/2016 tarihi akşamı ailesiyle birlikte .Bçvş. B.Ç.’ın evinde misafirlikteyken şube içi duyuruların paylaşılması için kullanılan WhatsApp grubunda üstleri olan Bçvş. B.Ç. ile Bçvş. Y.Ö. arasında tartışma yaşandığı, bu tartışma üzerine Bçvş. Y.Ö. tarafından gece geç saatlerde aranan davacının ertesi gün bu durumu bazı üstlerine anlatarak telefonda hem kendisine hem de onlara karşı hakaret edildiğini belirttiği, bunun üzerine iş ve aile ortamında geçen konuşmaları, farklı yer ve zamanlarda gündeme getirdiği ve bu durumun da personel arasında hoşnutsuzluk yaratarak jandarma etiğine aykırılık teşkil ettiğinden bahisle hakkında disiplin soruşturması açıldığı, … İl Jandarma Komutanlığı Disiplin Kurulu’nun 2016/55 esas ve 2016/43 sayılı kararıyla “4 (dört) gün süre ile hizmet yerini terk etmeme” cezası verildiği, davacının bu cezaya karşı Bölge Disiplin Kurulu’na itiraz ettiği, Bölge Disiplin Kurulu tarafından davacının itirazı reddedilerek verilen disiplin cezasının yerinde görülmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dosyada yer alan tüm bilgi ve belgeler ile soruşturma dosyası incelendiğinde; davacının, üstleri arasında sosyal paylaşım sitesi üzerinden başlayan tartışmaya kendisinin de aranmak suretiyle dahil edildiği ve bazı hakaretlere maruz bırakıldığı, sonrasında yaşanılan durumu üstlerine bildirdiği ve şikâyetini aktarmak istediği, söz konusu davranışın ise mevzuatta belirtilen “hoşnutsuzluk yaratmak” fiilinin tanımına uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. (Samsun Blg.İd.Mah. 4.İd.Dava D.2019/450-454 E-K sayılı kararı ile onanan Ordu İd.Mah. 2018/867-389 E-K sayılı kararı)

* Davacının Üçvş. G.Ş. hakkında ispiyonculuk ithamında bulunduğunun ve amiri konumundaki Binbaşı E.D. hakkında bilgi topladığı hususunun tanık ifadeleriyle sabit olduğu anlaşılmakla eyleminin “hoşnutsuzluk yaratmak” disiplinsizliğini oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır. (İzmir Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.2021/2498 E-2022/459 K

* Davacının birliğine cep telefonuyla girmesini yasaklayan emri 26 Eylül 2013 tarihli TSK MEBS Güvenliği Yönergesi gereği verilen brifingde disiplin cezasına konu eylemden önce aldığı, davacının personel ve idari işler assubayı olduğu dönemde, Hv.İs.Er Y.K. ve Hv.İs.Er S.T. hakkında cep telefonu kullandıkları için yasak edilen malzemeyi bulundurmak suçundan yapılan soruşturmada görevlendirildiği ve sanık ifade tutanaklarını imzaladığı, üs komutanlığı nizamiyesinde dahi “cep telefonunuzu kapalı olarak teslim ediniz” uyarısının bulunduğu levhanın asılı olduğu görülmüştür. Bu durumda, personel ve idari işler astsubayı olarak çalışmış ve bu dönemde 2013 yılında yürürlüğe girmiş olan ve 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu gereği disiplin kuruluna sevk edilmek üzere suç dosyası kaleme alan hatta ifade tutanağı yazmış bulunan ve olay tarihinde başçavuş rütbesinde olan bir personelin birlik içerisinde cep telefonu bulundurmanın yasak olduğundan habersiz olması, hayatın olağan akışına da aykırı olup, tanık ifadeleriyle de isnat edilen suçun sabit olduğu anlaşılmaktadır. (Danıştay 12.D.2017/2250 E-2020/371 K)

*  Davacının akıllı cep telefonu kullandığından bahisle disiplin cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmakta ise de; dava dosyasında bulunan yazışmalardan, davacının anılan sosyal ağlara komutanı tarafından eklendiği, anılan haberleşme programları üzerinden emirlerin verildiği görülmekte olup,  davacının isnat konusu aynı suçu aynı suç aletini (akıllı telefon) kullanmak suretiyle işlediğini iddia ettiği kişilerin de incelenmesi/soruşturulması suretiyle ve akıllı telefon bulundurmanın/kullanmanın yasak olmasının ne zaman başladığı, bu yasağı kimin ne ölçüde ve ne şekilde ihlal ettiği, konumu da dikkate alınarak bu yasağı ihlal edenin ne gibi ceza alması gerektiği gibi hususlar da davacının hayatın olağan akışına aykırı olmayan bu iddiası kapsamında incelenmeli/soruşturulmalı ve bu inceleme/soruşturma aynı disiplin suçunu işlediği iddia edilen amirden bağımsız bir yetkili ya da yetkililerce yapılarak konu nihayete erdirilmeliyken, bunun aksine, aynı suçu işlediği iddiasına muhatap olan amir tarafından yapılan inceleme/soruşturma sonucunda aynı amir tarafından tesis edilen iş bu dava konusu işlemin, hukukun temel ilkelerinden olan ve Anayasamızın “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10. maddesinde, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. … Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” şeklinde belirtilen Eşitlik İlkesi ile hukukun başka bir temel ilkesi olan Tarafsızlık İlkesi’ne uygun düşmediği sonucuna ulaşılmıştır. (İstanbul Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.2022/909-2827 E-K sayılı kararı ile onanan Edirne İd.Mah. 2021/376-2115 E-K sayılı kararı)

* Davacının komutanı yanında iki kişinin de imzası bulunan 20.01.2017 tarihli tutanak, yapılan iki disiplin soruşturması sonucunda düzenlenen iki soruşturma raporu ve davacının 22.03.2017 tarihli savunmasında yer alan “…böyle bir disiplinsizlik teşkil edecek olayın bir daha tekerrür etmeyeceğine…” dair tevilli ikrarı hususları göz önüne alındığında, davacının yasak edilen malzeme olan cep telefonunu görevi sırasında ve görev yerinde bulundurduğunun açık bir şekilde subüta erdiği ve anılan fiilin karşılığının da 6413 sayılı Kanunun 19/j maddesi uyarınca hizmet yerini terk etmeme cezasını gerektirdiği anlaşıldığından, davacının anılan fiili nedeniyle 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunun 19/1-j maddesi uyarınca ”1 gün görev yerini terk etmemek” disiplin cezasıyla tecziye edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2018/960-2910 E-K)

* Davacının telsiz telefon kullanımının yasak olmasına rağmen telsiz telefon kullandığının 28.02.2017 tarihli tutanakla sabit olduğu ve davacının da bu telefonu kullanmadığı yönünde bir iddiası da olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, eylemine uyan fiili sebebiyle kendisine, 1 Gün Hizmet Yerini Terk Etmeme cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2018/ 1633 E-2019/298K)

* Davacının gemi içerisinde müsaade edilmeyen yerde (kamarada) cep telefonu bulundurduğu hususunun sabit olduğu sonucuna varılmakla, davacının 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununun 19/j maddesi uyarınca ‘yasak edilen malzemeyi bulundurmak’ disiplinsizliği nedeniyle ‘iki gün hizmet yerini terk etmeme (3,5 Ceza Puanı)’ cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen karar hukuka uygundur. (İzmir Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2021/ 286-705 E-K)

* Dava dosyasında mevcut, … Tugay Komutanlığının Kışlalarda Cep Telefonu Kullanımı ve Alınacak Tedbirler konulu 21/10/2015 günlü, … sayılı yazısında; TSK’da personelin moral ve motivasyonunun artırılması, kışlada sosyal amaçlı haberleşme ihtiyacının karşılanması ve kullanılabilecek haberleşme vasıtalarının çeşitlendirilmesi maksadıyla kışlalarda cep telefonu kullanımına 14/04/2015 tarihinden itibaren başlanılarak konuya yönelik uygulama emrinin yayımlandığı; söz konusu emir gereği kullanılan cep telefonlarının video, fotoğraf, ses kayıt ve internet bağlantısı bulunmadığı, askercell kapsamında temin edilen SIM kartların başka telefona takılması durumunda data işlemi yapamamakta ve internet bağlantısının kesilmekte olduğu, bu çerçevede sosyal medya sitelerinde karşılaşılan görüntülerin, kışlalarda söz konusu telefon ve tarifelerin haricinde farklı telefon ve tarifelerin kullanılarak internet ortamına aktarıldığını gösterdiği; bu kapsamda birlik komutanlıkları tarafından, anılan tarife ve cep telefonları haricindeki telefon ve tarifelerin kışlalara girişine müsaade edilmeyeceği yönünde talimat verildiği görülmüştür. Bakılmakta olan davada; davacının kullanmakta olduğu cep telefonunun anılan talimatta belirtilen özelliklere sahip olduğu, akıllı telefon özelliği taşımadığını ve kendisinden bu yönde bir savunma istenilmeksizin disiplin cezası verildiğini iddia ettiği; disiplin cezası verilirken ise davacının kullandığı cep telefonuna yönelik bu yönde bir araştırma ve tespitte bulunulmadığı görülmüştür. İlgililer hakkındaki iddiaların tespiti aşamasında olayın şüpheye yer vermeyecek şekilde somut delillerle ortaya konulması gerekliliği karşısında; üstüne atılı disiplin suçunu işlediği hiçbir şüpheye yer vermeyecek biçimde kesin olarak ortaya konulmadan, varsayıma dayanılarak verilen dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır. (İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2018/103-3182 E-K)

* Davacının Üsteğmen M.K. ile aralarında yaşanan tartışma sebebiyle Üsteğmen M.K.’a yumruk attığı ve darbenin etkisiyle Üsteğmen M.K.’ın yere düştüğü iddialarının, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucu sübûta erdiğinin anlaşıldığı, disiplin hukuku bakımından davacının eylemlerinin yedi gün süreyle hizmet yerini terk etmeme disiplin cezasıyla tecziye edilmesini gerektirecek nitelik ve ağırlıkta olduğu kanaatine varıldığı, bu durumda, davacının sübûta eren fiileri karşılığında 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 19/(m) maddesindeki; ”kavga etmek” fiilini işlediğinden bahisle hizmet yerini terk etmeme cezasıyla tecziye edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2019/1926-2455 E-K)

*  6413 sayılı Kanundaki “kavga etmek” tanımına göre eylemin meşru müdafaa içerisinde olmaması gerekmekte iken olayda; Asb. Çvş. B.T. ile davacı arasında karşılıklı halde fiili eylem bulunmadığı görülmekte bunun yanında  bir kısım ifadelerde davacının yere düştükten sonra tekme savurduğu belirtilmişse de bu tekmenin eyleme karşılık amacıyla mı ya da yine ifadelerde geçen yumruk atma  ve benzer şekildeki yeni bir fiili müdahaleyi engellemek maksadıyla mı olduğunun açıkça belirlenmediği görüldüğü, bu durumda; dosya içerisindeki  ifade ve diğer belgelere göre eylemlerin karşılıklı olup olmadığının, davacının eylemi varsa bu eylemin meşru müdafaa amacıyla mı saldırı amacıyla olduğunun ortaya konulamadığı, bu halde davacıya atfedilen “kavga etmek” eylemi sabit olmadığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. (Adana Blg.İd.Mah. 1.İd.Dava D.2022/1192-1913  E-K sayılı kararı ile onanan Hatay 2. İd. Mah.nin 2020/1246 E- 2022/224 K sayılı kararı)

*  Uyuşmazlıkta, davacının 22.11.2020 tarihinde tugay komutan yardımcısını arayarak evinde misafir olan kişinin Covid-19 testinin pozitif çıkmasından dolayı izin istediği, söz konusu izin istemine cevaben, komutan yardımcısı tarafından, sözlü olarak, davacının izin alabileceğinin belirtildiği, bunun üzerine davacının görev yaptığı garnizonun dışına çıkarak gittiği Mardin ilinde yaşanılan adli olay neticesinde tanık olarak ifadesine başvurulduğu, bunun davalı idareye bildirilmesi akabinde henüz izin kağıdı düzenlenmeden garnizonu terk ettiği gerekçesine dayanılarak 6413 sayılı TSK Disiplin Kanun’un 18/1-ı.maddesinde yer alan “izinsiz garnizonu terk etmek” fiilinden aylıktan kesme disiplin cezasının tesis edildiği görülmektedir.Olayda, dosya kapsamında yer alan belge ve bilgilerin incelenmesinden; davacının 22.11.2020 günü amiri olan tugay komutan yardımcısını telefonla arayarak izin istediği, komutan yardımcısının da davacının bu izin istemini olumlu karşıladığı ve sözlü olarak da olsa davacının izin istemini kabul ettiği, söz konusu sözlü izin isteminin davacının amiri tarafından kabul edildiği  hususunun, davacının izinle ilgili olarak aradığı Per. Tğm. H.A ve  sivil memur M.B tarafından da teyit edildiği anlaşıldığından; sözlü de olsa (yazılı izne dönüşmese de) davacıya isnat edilen suçun niteliği gereğince,  davacının bu fiilinin, “izinsiz garnizonu terk etmek” fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. (Bursa Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D. 2022/506-920 E- K)

* 16.04.2015 tarihinde saat: 07.47 ile saat: 22.42 arasında izinsiz olarak yurt dışına çıkış yaptığı hususu soruşturma kapsamında sübuta eren davacının, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 18/ı maddesi uyarınca 1/10 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 21.03.2016 tarihli ve 644552-16 sayılı işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.(Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D. 2018/3039 E-2019/394 K)

*Uyuşmazlıkta, davacının keşif faaliyetine katılmak üzere görevlendirildiği 26.01.2019 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle kışla revirine müracaat ettiği, burada yapılan muayenesi neticesinde düzenlenen raporda, “hasta ile konuşuldu, önerilerde bulunuldu, 5 gün yatak istirahatinin uygundur, en yakın zamanda bir psikiyatr polikliniğine başvurmasının tavsiye edildi” ibarelerine yer verildiği, davacının savunmasında “istirahat raporunu aldıktan sonra tabur komutanı vekili yüzbaşı S.D.’yi telefonla farklı zamanlarda 3 defa aradığını ama kendisine ulaşamadığını, hastaneye sevki olduğundan personel kısım amirliğine istirahat belgesini teslim ederek kışladan ayrıldığını” ifade ettiği, davalı idarece konuyla ilgili olarak yüzbaşı S.D.’nin ifadesi alınmak ve personel kısım amirliği kayıtları incelenmek suretiyle bu hususun aksinin ortaya konulmadığı, kışla revirinde davacı hakkında düzenlenen istirahat raporunda “en yakın zamanda” bir psikiyatr polikliniğine müracaat etmesi tavsiye edildiğinden aynı gün anılan tavsiye doğrultusunda hareket ederek garnizon dışına çıkmasının hayatın olağan akışıyla bağdaşır nitelikte olduğu, nitekim davacı hakkında Balıkesir Devlet Hastanesi tarafından yapılan muayene neticesinde düzenlenen 29.01.2019 tarihli sağlık raporunda “anksiyete bozuklukları, uyum bozuklukları” tanısı konularak 30 gün süreyle istirahatinin uygun görüldüğü, rapor bitiminde rahatsızlığının devam ettiğinin anlaşılması üzerine de 28.02.2019 tarihli raporla 5 gün süreyle istirahati ve yakınmalarının devamı halinde kıta anket ve işlevsellik formları ile psikiyatr polikliniğine başvurmasının uygun bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, Edirne İli, … İlçesi … Komd. Bl. Bl. Kh.’de piyade üsteğmen olarak görev yapan davacının, 26.01.2019 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle görev yaptığı kışlanın revirinde gördüğü tedavi sonrasında 5 gün süreyle istirahatinin uygun görüldüğü, ayrıca anılan istirahat raporunda en yakın zamanda psikiyatr polikliniğine müracaat etmesinin tavsiye edildiği, davacının istirahat süresi içerisinde başvurduğu psikiyatr polikliniğinde yapılan muayenesi sonucunda da “anksiyete bozuklukları, uyum bozuklukları” tanısı konularak hakkında 30 gün süreli sağlık kurulu raporu düzenlendiği dikkate alındığında “garnizon hudutlarını izinsiz terk etme” kastıyla hareket etmediği açık olan davacının, 6413 sayılı Kanunun 18/1-ı maddesi uyarınca 1/16 oranında aylıktan kesme cezası ile tecziyesi ve bu cezanın karşılığı olarak (3) ceza puanının özlük dosyasına işlenmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık; aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. (İstanbul Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D. 2020/2282/1737E-K)

* Davacının 29-31 Mart 2018 tarihleri arasında 3 gün doktor istirahatlisi olmasına rağmen üs komutanının izni ve bilgisi olmadan 30 Mart 2018 Cuma günü garnizonu terk ederek Ankara iline gittiği gerekçesiyle “izinsiz olarak garnizonu terk etmek” disiplinsizliğini işlediğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği görüldüğünden, Mahkememizin 17.01.2019 ve 05.03.2019 tarihli ara kararları ile; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı Personelinin Sağlık Muayene Yönergesi’nin “İstirahat ve Hava Değişimi Süresi İle Geçirileceği Yerler” başlıklı 4. maddesinin ç. fıkrasında düzenlenen “Subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşlar istirahat veya hava değişimlerini TSK İzin Yönetmeliği ile J.Gn.K.lığı ve S.G.K.lığının ilgili mevzuat hükümlerine göre izin verme yetkisi olan disiplin amirlerine bulunacakları adresleri bildirmek şartı ile istedikleri yerde geçirebilirler” hükmü gereğince; davacı tarafından izin verme yetkisi olan disiplin amirlerine, 29-31 Mart 2018 tarihleri arasındaki 3 günlük istirahatini geçireceği adrese ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulup bulunulmadığının sorulması üzerine, davalı idarece Mahkememize gönderilen 16.04.2019 tarih ve 7545 sayılı cevabi yazıdan, davacının 29-31 Mart 2018 tarihleri arasında amirinden izin istemediği ve garnizonu terk etmek için izin kağıdı doldurmadığı anlaşıldığından, doktor istirahatlisi olan davacının izin verme yetkisi olan disiplin amirlerine herhangi bir bildirimde bulunmaksızın garnizon dışına çıktığı ve eyleminin de “izinsiz olarak garnizonu terk etmek” disiplin suçu kapsamında kaldığı sonucuna varılmıştır. (Ankara Blg.İd.Mah. 2.İd.Dava D.Bşk.lığının 2019/1727-2278 E-K sayılı kararı ile onanan Eskişehir 1.İd.Mah.2018/432 E-2019/210 K sayılı kararı)

* Davacının 10.02.2019 tarihinden başlamak üzere yurt dışı izin onayının bulunması sebebiyle 08.02.2019 tarihi itibariyle yerine geçici olarak görevlendirilen asteğmenin … Askerlik Şube Başkanlığı’na katılış yaparak göreve başlaması üzerine ilgili emir gereğince devir teslim işlemlerinin tamamlandığı, söz konusu emirde ayrılış ve katılış tarihlerinin bildirileceğinin de belirtilmesi sebebiyle Şube Başkan Vekilliği görevini devretmiş olan davacının 08.02.2019 Cuma günü mesai bitimi itibariyle görevden ayrıldığının aynı günlü yazı ile … Asker Alma Bölge Başkanlığı’na bildirildiği, ardından davacının geçici görev yerinden ayrılarak ikametinin ve asli görev yerinin bulunduğu Tekirdağ İli’ne döndüğü 10.02.2019 Pazar günü itibariyle de yurt dışına gittiği, iznin bitimini takiben … Asker Alma Bölge Başkanlığı’na katılış yaptığı görülmekte olup, her ne kadar ilgili emirde geçici görevlendirilen asteğmen Y.A.’nın göreve başlaması üzerine davacının görevinin sona erdiğine ve ayrılışının yapılacağına ilişkin açık bir emre yer verilmemiş ise de devir teslim işlemlerinin tamamlanacağının, ayrılış ve katılış tarihlerinin bildirileceğinin ve ayrıca davacının izin dönüşü … Askeralma Bölge Başkanlığı’na katılış yapacağının belirtilmiş olması sebebiyle davacının 08.02.2019 Cuma günü mesai bitimi itibariyle ayrılış yaparak garnizondan ayrılmasının izinsiz olduğundan, dolayısıyla davacının izinsiz olarak garnizonu terk kastının bulunduğundan söz edilememesi karşısında; maddi ve manevi unsurları itibariyle sübuta ermeyen “izinsiz olarak garnizonu terk etmek” fiili karşılığında davacının 1/20 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, aksi yöndeki ilk derece mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.(İstanbul Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2020/1881 E-2021/2690 K)

*  Gerek sevk belgesi gerekse hastanede düzenlenen muayene formunun, davacının 28/05/2021 tarihinde Trabzon Yavuz Selim Kemik Hastalıkları ve Rehabilitasyon Hastanesi’ne gittiğini doğruladığı, davacının bu hastanede tedavisi sona erdikten sonra amirinin bu yöndeki talimatı gereği sadece aşı olmak maksadıyla, amirlerine ulaşamayacağı düşüncesiyle başka bir personele haber vererek Rize İli Kalkandere İlçesine gittiği yönündeki savunmasının doğru olup olmadığının ise, disiplin soruşturması kapsamında aşı belgesi, aşı olunduğu beyan edilen hastanede bulunan kayıtlar ve/veya ilgili hastane personelinin ifadeleri/beyanları ile, garnizonu terk etmeden önce bilgi verdiğini iddia ettiği askeri personelin ifadesi temin edilmek suretiyle araştırılmadığı, davacının bu husustaki beyan ve savunmasının doğruluğunun araştırılarak garnizonu izinsiz olarak terk etme kastının bulunup bulunmadığının belirlenmesinden sonra, davacının amirlerinden izin almadan Trabzon İli sınırları (garnizon) dışına çıkıp Rize İli Kalkandere İlçesine gitmesinin, işleniş biçimi, işlendiği zaman ve yer, askeri hizmete olumsuz etkisi ile meydana getirdiği zarar veya tehlikenin ağırlığı, personelin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı itibariyle değerlendirilmesi suretiyle, disiplin cezası verilip verilmeyeceği, verilecek ise hangi disiplin cezasının verileceği hususundaki takdir hakkının buna göre kullanılması gerekirken, bu hususta gerekli araştırma yapılmaksızın, eksik inceleme/soruşturma sonucu, sadece şekli olarak Trabzon İli sınırları dışına çıkılması sebebiyle garnizonu terk etme kastının varlığının kabülüne imkan bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.(Samsun Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2022/609-726 E-K)

18.10.2019 tarihi için izin alan davacının ertesi gün de izinli olacağı düşüncesiyle sağlık iznini garnizon dışında geçirmesinde suç işleme kastı bulunmamamaktadır.

* Olayda, 18.10.2019 günü için izin alan davacının, ayak bileğindeki sağlık sorunu nedeniyle 17.10.2019 tarihinde Ankara ili … Hastanesi’nde yapılan muayene ve tetkikleri sonucunda verilen bir günlük istirahat raporuna istinaden kullandığı sağlık iznini, MSY 33-3 Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı Personelinin Sağlık Muayene Yönergesi gereği amiri olan bölük komutanına bildirmeksizin garnizon dışında geçirdiğinden bahisle dava konusu işlem tesis edilmiş ise de,  18.10.2019 tarihi için izin alan davacının ertesi günde izinli olacağı düşüncesiyle sağlık iznini garnizon dışında geçirmesinde suç işleme kasdının bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacının anılan madde kapsamında 1/20 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde bu sebeple hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır.(Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2021/264 E-2022/379 K)

* Davacının … İli, … İlçe Jandarma Komutanlığı Asayiş Bölük Komutanlığı İdari İşler Astsubayı olarak görev yaptığı dönemde, 20/10/2015 tarihinde ulaşım güvenliğini ihlal edip, … İlçesinden … iline gidip geldiğinin tespit edildiği ileri sürülerek 14/11/2015 tarih, 2015/2 sayılı işlemle ulaşım güvenliğini ihlal ettiği gerekçesiyle ”1/20 oranında aylıktan kesme” cezasıyla tecziye edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, davacının emniyetli gün olan 16/10/2015 tarihinde … İl merkezine gittiği, depolardan sorumlu olması, depo anahtarının kendisinde bulunması, olay tarihinde 20/10/2015 tarih, 11242 sayılı rapora göre psikiyatrik rahatsızlığı bulunan davacının rapor alma sürecinde kendisine vekalet edebilecek birisinin bulunmaması sebebiyle kumanya ve mühimmat verilmesi için depoların açılması gerektiğinden emniyetli gün olmayan 20/10/2015 tarihinde görev yeri olan … il merkezinden … İlçesine geldiği, birlik komutanını davacının arayarak görev yerine geleceğini bildirmesinin davacının sağlık durumunu ortaya koyan 12/10/2015 tarih, 131627088000 sayılı rapora göre pnömoni rahatsızlığı geçirip, olay esnasında psikiyatrik rahatsızlığı bulunduğundan, kendisinden beklenmesinin hakkaniyete aykırı olacağı, öte taraftan davacının görev yerine gitmesinin aciliyet arz etmesi ve kendisinden bu yönde bir talep olması nedeniyle güvenli olan günü beklemeden görev yerine gittiği anlaşılan davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.(Ankara Blg.İd.Mah.2.İd. Dava D.2018/ 871-2752 E-K)

 Davacı hakkında 1/20 oranında aylıktan kesme cezasının, maiyeti altında bulunan er M.T.Y.’nin üzerinde akıllı telefon bulundurarak sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım nedeniyle denetim, kontrol ve gözetimde ihmal gösterdiğinden bahisle uygulanmış ise de, Takım Komutanı olan davacı tarafından, kameralı ve akıllı telefon ile sosyal medya ile ilgili bütün talimatları  maiyeti altında bulunan  M.T.Y.’ya birliğe katılış yaptığında tebliğ ettiği, er  M.T.Y.’nın de 23.12.2019 tarihli taahhütname ile taşınabilir bilgisayar cep telefonu, cd/dvd, USB flash bellek disk, disket fotoğraf makinesi, kamera gibi cihazları kışla içerisinde bulundurmayacağını taahhüt ettiği, dolayısıyla davacının ilgili mevzuatı gereği kendisine yüklenen sorumluluğu yerine getirdiği, Takım Komutanı olan davacının maiyeti altında bulunan askerlerin başında sürekli bulunup, onları her an denetlemesinin icra edilen görev nedeniyle mümkün olmadığı hususları birlikte dikkate alındığında, ilgili mevzuatı gereğince kendisine yüklenen sorumluluğu yerine getiren davacının, 6143 sayılı Kanun’un 18/ç maddesi gereğince 1/20 oranında aylıktan kesme cezası ile tecziyesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. (Ankara Blg. İd.Mah.2.İd.Dava D.2021/3051-2022/1177 E-K sayılı kararı ile onanan Ankara 18. İd. Mah.nin 2021/1111-613 E-K sayılı kararı)

* Davacının, 05.07.2019 tarihinden beri 3. Komd.Tb.2.Komd. Bl. Komutanı olarak görevli olduğu, davacının yazılı bilgi alma tutanağında,  olayın meydana geldiği 11 Mart 2020 tarihinde, 15 Mart 2020 tarihinde yapılacak olan TSK Spor Gücü Triatlon takımı seçmeleri için kanuni izinde olduğunu, ”göreve başladığınızdan beri hangi tedbirleri aldınız” şeklinde yer verilen soruya yönelik olarak; ”üst komutanlarının yazdığı emirleri personele tebliğ ettiğini, üst bölgesine giren araçların araç komutanlarını hareket merkezine çağırarak sorumlulukları konusunda ikaz ettiğini, nöbet tututan personeli araç üst bölgesinden çıkmadan önce kontrol talimatı verdiğini, izne çıkacak personelin teçhizat ve çantalarının kontrolü konusunda emir verdiğini, yine olayın meydana geldiği tarihten önce 14.02.2020-08.03.2020 tarihleri arasında … Üs Bölgesi Komutan Vekilliği görevini yürüttüğünü, öncesinde de dönem dönem … Üs Bölgesi’nde ve … Tepe Üs Bölgeleri’nde Üs Bölge Komutanlığı görevini yürüttüğünü, bu süre zarfında kendi sorumluluk alanı olan  …  Üs Bölgesi ile ilgili hususlarda sürekli koordine halinde göreve devam ettiğini, bölüğü, üs bölgesini ihmal etmediğini, üzerine düşen kontrol sorumluluğunu üs bölgesinde bulunduğu sürede kendisi veya farklı görevdeyken görevlendirdiği personel vasıtasıyla yerine getirdiğini” ifade ettiği  görülmüştür. Buna göre, yukarıda yer verilen aktarımlar ile soruşturma raporu ve davacının beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacının görevleri ve sorumluluğu da dikkate alındığında, davacının üzerine düşen görevleri yerine getirdiği, olayda ihmalinin bulunmadığı anlaşılmakla, iki Piyade Uzman Çavuş’un  planlanan izin ve personel değişimi faaliyetinde … Üs Bölgesi’ne geldiklerinde kendilerine ait sivil valizlerde yasadışı yollar ile temin edilen çok sayıda silah ve mühimmat olduğunun tespit edildiği, davacının da bu olayın meydana gelmesinde gerekli tedbirleri almayarak maiyetinin himaye ve gözetiminde zaafiyet gösterdiği iddia edilmiş ise de, davacıya isnad edilen maiyetinin gözetiminde ihmali bulunduğu hususunun her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı bir şekilde ortaya konulamadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır. (Ankara Blg.İd.Mah.2.İd.Dava D.2022/2050-2023/2220E-K)

* Yangının meydana geldiği tarihte davacının idari izinde olduğu ve bu nedenle olay yerinde bulunmadığı hususunda herhangi bir şüphe olmadığı, izinli olan davacının yangına müdahil olmasının veya bu esnada personelini kontrol etmesinin de beklenemeyeceği, kaldı ki davalı idarece yapılan idari tahkikat neticesinde yangının çıkış nedeninin de net olarak tespit edilemediği, yalnızca insan kaynaklı olabileceğinin değerlendirildiği, ayrıca yapılan tahkikat sonucunda personele yangın eğitimi verilmediği yönünde de herhangi bir ifade ve/veya tespitin bulunmadığı anlaşıldığından, yangının  personel ihmalinden kaynaklı bir nedenden çıkıp çıkmadığı hususu dahi somut olarak ortaya konulmadan, Bölük Komutanı olan davacının gerekli tedbirleri almadığından bahisle “Maiyetinin gözetiminde ihmal göstermek, astlarının ve emri altındakilerin denetim, kontrol ve gözetiminde ihmal göstermek” fiilini işlediği gerekçesiyle 1/16 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına karşı yapılan itirazın reddine dair dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. (Samsun Blg.İd.Mah.4.İd.Dava D.2023/526-999 E-K sayılı kararı ile onanan Samsun 2. İd. Mah.nin 2023/355-342 E-K sayılı kararı)

*  Davacının Hv.Uçk.Bkm.Asb.Kd.Üçvş H.S.  ile aralarında yaşanan tartışma sonrasında kavgayı başlatan taraf olmadığı dosya kapsamından anlaşılmakla birlikte, kavganın ayrılması sonrasında davacının tekme hamlesinde bulunmasının meşru savunma amacını aştığı, Hv.Uçk.Bkm.Asb.Kd.Üçvş H.S.’nün hafif yaralanmasına sebebiyet verdiği, bu yönüyle davacı hakkındaki iddiaların, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucu sübûta erdiği ve disiplin hukuku bakımından davacının eylemlerinin dört gün süreyle hizmet yerini terk etmeme disiplin cezasıyla tecziye edilmesini gerektirecek nitelik ve ağırlıkta olduğu kanaatine varılmıştır.(Gaziantep Blg.İd.Mah5.İd.Dava D.nin 2021/714 E-2013/1014 K sayılı kararı ile onanan Batman İdare Mah.nin 2019/1270 E-2020/919 K  sayılı kararı)