* Davacının … Jandarma Komando Özel Harekat Timini komuta ettiği, operasyon sonrasında tim personelinin araçlardan iner inmez tim komutanları komutasında askeri usullere uygun olarak karşı tarafta hiçbir canlı olmayacak ve namlular havayı gösterecek şekilde doldur-boşalt işleminin yapıldığı, doldur-boşalt işlemini yapan personelin bakım hattına geçerek silah bakımı yapmaya başladığı, davacının komutasındaki …Jandarma Komando Özel Harekat Timinde görevli Jandarma Uzman Çavuş M.G.’nin kullandığı Bora-12 keskin nişancı tüfeğinin bakımı esnasında anılan silahın dolu şarjörünü kütüklüğünde yer olmadığı gerekçesiyle silahın yanına koyduğu, silahın bakımı tamamlandıktan sonra Jandarma Uzman Çavuş M.G.’nin dolu olan ve silahın yanına koyduğu şarjörü bir anlık dalgınlık ve görevden kaynaklanan yorgunlukla silaha tekrar taktığı, akabinde de silahın kurma kolunu çekip bırakarak silahını ateş etmeye hazır hale getirdiği ve bakım hattının biraz gerisine geçerek namlusu yeri gösterecek şekilde boş olduğunu düşündüğü silahın tetiğini düşürdüğü, bu suretle anılan silahın ateş alması neticesinde de yerden seken mermi parçalarının davacının bel ve kalça kısımlarına isabet ettiği, ayrıntısıyla aktarın ve davacının yaralanarak %32 oranında güç (efor) kaybına uğramasına sebep olunan olayın, görevi sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek, dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak aynı birlikte görevli başka bir personelin, idareye ait silahla kusurlu eylemi sonucu gerçekleştiği, gerekli tedbirlerin alınmasında ihmalkar davranıldığı ve idare ajanının fiilinin idarenin kusurlu sorumluluğuna neden olduğu, davacının anılan olayın gerçekleşmesinde müterafik kusurunun bulunmadığı, idare ajanının kusurundan kaynaklanan zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunduğu anlaşıldığından, davacının uğradığı maddi zararların bu doğrultuda davalı idarece ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, … Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığı emrinde Uzman Jandarma II Kademe Çavuş sınıf ve rütbesiyle görev yapan davacının %32 oranında sürekli efor kaybına uğramasına sebep olan olayda, davalı idarenin hizmetin sunumunda kusurlu olduğu kabul edilerek, Mahkememizin 08/10/2020 tarihli ara kararıyla davacının uğradığı maddi zararın tespiti bakımından dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, “uyuşmazlığa konu olayda davacının maddi zararının bulunup bulunmadığının tespiti, maddi zarar varsa hesaplanması” amacıyla dosyanın kendisine teslim edildiği hesap bilirkişisi tarafından hazırlanan ve 18/03/2021 tarihinde Mahkememiz kayıtlarına giren bilirkişi raporunda; “Tazminat hesaplamasında “progressif rant “formülünün kullanılacağı, “Bakiye Ömür” süreleri ile ilgili olarak TRH 2010 tablosunun kullanıldığı, davacının olay tarihinde (31) yaş (5) ay (18) günlük olup (31) yaşında olduğu, TRH-2010 Erkek Mortalite yaşam tablosuna göre bakiye ömrünün 43,50 yıl (43 yıl 6 ay ) olduğu, muhtemel ömür sonunun 19.12.2060 olduğu, jandarma Uzm. Çvş. olan davacının 52 yaşında emekli olacağı esasından hareketle Haziran/2017-Aralık/2037 tarihleri arası bakımından aktif dönem zararı, Ocak/2038-Aralık/2060 yaş arası ise pasif dönem zararı hesabı yapılacağı, davacının işlemiş dönem bakımından efor kaybı tazminatının dosyada bulunan bordrolardaki kazançlar esas alınarak belirleneceği, işlemiş aktif dönem zararının 347.157,89.-TL, işleyecek aktif dönem zararının 1.595.924,98.-TL, işleyecek pasif dönem zararının 1.081.105,80.-TL olmak üzere toplam tazminat miktarının 3.024.188,67.-TL olarak hesaplandığı, sağlık kurulu raporunda efor kaybı oranının %32 oranında belirtilmesi sebebiyle davacıda oluşan zarar miktarının 967.740,37.-TL olarak hesaplandığı, bu miktardan Jandarma Genel Komutanlığı Nakdi Tazminat Komisyonu kararı ile 24.01.2019 tarihinde davacıya yapılan 22.408,60.-TL ödemenin ödeme tarihinden rapor tarihine kadar güncellenen hali olan 28.904,46.-TL’nin düşülmesi sonucu, meydana gelen olay sebebiyle karşılanmayan maddi tazminat tutarının 938.835,91.-TL olarak hesaplandığı” belirtilmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, davalı idareler tarafından bilirkişi raporuna yapılan itirazlar yerinde görülmeyerek, bilirkişi raporunda aktüer hesap bilirkişisi tarafından yapılan hesaplama hükme esas alınabilir nitelikte görülmüştür.
Davacı tarafından, 2577 sayılı Kanun’un 16/4. maddesi kapsamında fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL olarak açılan davadaki maddi tazminat miktarının, 15/02/2021 havale tarihli miktar artırımı dilekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda 937.835,91.-TL artırılmak suretiyle 938.835,91.-TL’ye yükseltildiği görüldüğünden, bakılan davada davacının söz konusu olay sebebiyle uğradığı zarar karşılığı talep ettiği tazminat miktarının artırılmış tutar üzerinden incelenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Bu durumda, Uzman Jandarma II Kademe Çavuş sınıf ve rütbesiyle görev yapan davacının silah bakımı esnasında arkadaşının silahının ateş alması sonucu yaralanmasına sebep olan olayda, idarenin hizmet kusuru bulunduğu ve anılan olay sebebiyle davacının %32 oranında güç (efor) kaybına uğradığı anlaşıldığından, söz konusu olay sebebiyle davacıda oluşan efor kaybı gözetilerek yapılan hesaplama sonucu davacının uğradığı 938.835,91.-TL zararın, kusur sorumluluğu ilkesi kapsamında davalı idarece karşılanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının askeri bir faaliyet esnasında ve davalı idare personelinin dikkatsizliği neticesinde yaralanarak %32 oranında güç (efor) kaybına uğradığı, davalı idarece olayın hemen akabinde yapılan idari tahkikat sonucunda tanzim edilen rapor uyarınca anılan olayın meydana gelmesinde davacının herhangi bir kusur ve ihmalinden söz edilemeyeceği ve davalı idare personelinin ihmalkar ve tedbirsiz hareketi sebebiyle meydana gelen olayda idarenin hizmet kusuru bulunduğu hususları göz önüne alındığında, olay nedeniyle duyduğu ve ömür boyu duyacağı acı ve ıstırabının kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olayın meydana geliş şekli, davacının bu kazanın oluşumuna katkısının bulunmaması, davacının statüsü, sosyal durumu ve olaydan sonra güç (efor) kaybına uğraması gibi hususlar değerlendirilerek, davacının maruz kaldığı acı, elem ve üzüntünün hafifletilebilmesi amacıyla takdiren 30.000,00.-TL manevi zararın davalı idarece davacıya ödenmesi, davacının manevi tazminat talebinin fazlaya ilişkin kısmının ise reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. (Hatay 1.İd.Mah.2018/126 E-2021/1325 K)