* Dosyanın incelenmesinden; davacının maiyetinde görevli bulunan ve 657 sayılı Yasa’nın 4/C maddesi kapsamında geçici personel statüsünde çalışan bir anketöre 29.6.2010 tarihinde iş arkadaşlarının yanında küçük düşürücü ve aşağılayıcı sözler söylediği iddiasıyla ilgili olarak olayın aynı gün şikâyetçi anketör tarafından davacının disiplin amiri olan grup sorumlusuna intikal ettirildiği ve şikâyet dilekçesinin aynı gün Erzurum Bölge Müdürlüğü kaydına girdiği, böylece disiplin cezasına konu fiilin davacının disiplin amirince öğrenildiği, disiplin amirince bu fiil nedeniyle davacı hakkında tesis edilen 20.7.2010 gün ve 1153 sayılı işlemle davacıya disiplin cezası mahiyetinde olmamak üzere davranışlarında daha dikkatli olması yönünde uyarı yazısı yazıldığı, şikâyetçinin bu defa 13.8.2010 tarihinde Türkiye … Kurumu Başkanlığı’na hitaben şikâyet dilekçesi yazması üzerine Başkanlıktan gelen 18.8.2010 gün ve 1068 sayılı yazı üzerine davacı hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlıkta; davacının disiplin cezasına konu fiilinin disiplin amirince 29.6.2010 tarihinde öğrenildiği ve 18.8.2010 gün ve 1068 sayılı Türkiye … Kurumu Başkanlığı yazısı sonrasında disiplin soruşturması başlatıldığı, böylece 657 sayılı Yasanın 127. maddesinde öngörülen 1 aylık zamanaşımı süresinin geçirilmiş olduğu görülmektedir.657 sayılı Yasa’nın zamanaşımı başlıklı 127. maddesinde düzenlenen ve ilgililer bakımından güvence niteliği taşıyan zamanaşımı süreleri, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle disiplin soruşturmasını açmaya yetkili amirlerce uyulması zorunlu olan süreler olduğundan anılan Yasada öngörülmüş olan 1 aylık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra yapılan disiplin soruşturması neticesinde davacıya verilen disiplin cezasında ve bu ceza nedeniyle teşvik ikramiyesi kesintisi yapılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.(Danıştay 12.D.2011/6930 E-2012/1639 K)
* Davacının disiplin cezasına konu fiillerinin disiplin amiri tarafından öğrenilmesinden (20.10.2015) itibaren 1 ay içinde cezalandırılması gerekirken, disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğradıktan sonra 14.01.2016 tarihinde davacıya verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.(Erzurum Blg.İd.Mah.3.İd.Dava D.2018/ 1806 E-2020/703 K)
* Her ne kadar davacı hakkında birden fazla fiilden dolayı soruşturma yürütülmüş olsa da en ağır cezayı gerektiren fiilin 01,02,05,06 Eylül 2016 tarihlerinde okula gelmeme fiili olması nedeniyle davacının bu fiilin karşılığı olan bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırıldığı, dolayısıyla davacının disiplin cezasına konu olan “Özürsüz ve kesintisiz 3 – 9 gün göreve gelmemek” fiilinin, davalı idarece en geç 09.09.2016 tarihinde öğrenildiği, buna karşılık disiplin cezasına konu eylemin öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde disiplin soruşturmasına başlanılmadığı, bu süre geçirildikten sonra Kaymakamlık Makamının 21.10.2016 tarih ve E:11756057 sayılı Olur’u ile soruşturmaya başlandığı görüldüğü, bu durumda; 09.09.2016 tarihinden itibaren 657 sayılı Kanun’un 127. maddesi gereğince, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası için öngörülen bir aylık süre içinde disiplin soruşturmasına başlanılması gerekirken, disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğradıktan sonra başlatılan disiplin soruşturması sonucu tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır. (Adana Blg.İd.Mah.1.İd.Dava D.nin 2020/1196 E-2021/1253 K sayılı kararı ile onanan Hatay 1.İd.Mah.nin 2018/565 E-2020/310 K sayılı kararı)
* E… ili … İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde uzman çavuş olarak görev yapan davacı hakkında, M.. İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yaptığı 31/01/2012- 30/05/2012 tarihleri arasında “firar” suçunu işlediğinden bahisle … Komutanlığı Askeri Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, E… İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yaptığı dönemde 02/11/2013-06/09/2014 tarihleri arasında “firar” suçunu işlediğinden bahisle … Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesince 1 yıl hapis cezasıyla tecziyesine karar verildiği ve bu kararın 6.000,00 TL para cezasına çevrildiği, firarda olduğu süre içerisinde sahte nüfus cüzdanı çıkarttığı iddiasıyla da “resmi belgede sahtecilik” suçuna ilişkin olarak soruşturma başlatıldığı ve yargılamasının devam ettiği gerekçesiyle, birinci ve ikinci disiplin amirleri tarafından TSK Disiplin Kanununun 20/1-b ve 20/1-c maddeleri ile TSK Yüksek Disiplin Kurullar Yönetmeliğinin 9/1-b ve 9/1-c maddeleri gereğince “silahlı kuvvetlerden ayırma” cezasıyla tecziyesi teklif edildiği ve sıralı disiplin amirinin de bu teklife katılması üzerine, davacının savunmasının alındığı, yapılan değerlendirme sonucunda, davacının iki kez “firar” suçundan sonuçlanan ve “resmi belgede sahtecilik” suçundan devam eden yargılamasına neden olan fiilleri nedeniyle TSK’nın itibarını sarsacak şekilde yüz kızartıcı, utanç verici veya toplumun genel ahlak yapısına aykırı fiillerde bulunduğu ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik tescil eden fiillerde bulunduğundan bahisle, TSK Disiplin Kanununun 13. ve 20. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentleri ile TSK Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliğinin 9. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentleri uyarınca “silahlı kuvvetlerden ayırma” cezasıyla tecziyesine yönelik 28/04/2016 tarih ve 2016/57 karar sayılı Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu olayda, davacının firar fiilleri ile ilgili olarak, Mahkemesince yukarıda yer verilen TSK Disiplin Kanununun 39. maddesinin 3. fıkrası uyarınca Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektirecek durumun oluştuğunun disiplin amirleri tarafından tespit edilmesinden itibaren bir yıl içinde ceza verilmesi gerekirken, her iki firar fiili için de bir yıllık süre geçtikten sonra 28/04/2016 tarihli Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla ceza tesis edildiği görülmüş olup, davacı hakkında iddia olunan firar suçlarına ilişkin olarak Yüksek Disiplin Kurulunun ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olması hukuka uygun olmakla birlikte, dava konusu işlemin diğer bir gerekçesi olan “resmi belgede sahtecilik” suçuna ilişkin olarak Dairemizce hukuki bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Dosyaya sunulan E… 1. Asliye Ceza Mahkemesinin E:2017/612 esasına kayıtlı “resmi belgede sahtecilik” suçuna ilişkin ceza dosyasının incelenmesinden; davacının “resmi belgede sahtecilik” suçuyla ilgili olarak hazırlanan Askeri Savcılık iddianamesinin davalı idareye, davacıya tebliğ edilmesi istemiyle 08/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu suretle davalı idarenin davacının durumunu öğrendiğinin kabulü ile, davalı idarenin TSK Disiplin Kanununun 39. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacının Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektirecek durumunun oluştuğunun disiplin amirleri tarafından tespit edilmesinden itibaren bir yıl içinde ceza verilmesi gerekirken (en geç 08/04/2016 tarihinde) 28/04/2016 tarihinde verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasının ceza verme zaman aşımına uğranmış olduğundan dava konusu işlemin “resmi belgede sahtecilik” suçuna ilişkin kısmının da bu gerekçeyle iptali gerekmektedir. (Erzurum Blg.İd.Mah. 1.İd.Dava D.2019/13 E-2020/607 K)